tamamen şahsıma ait olmakla beraber doğruluğunu yüzde yüz kanıtlamış olduğunu düşündüğüm teoridir.
teorinin temeli, burun deliklerinin boyutunun nefes alıp verme kolaylığını etkilemesi, rahat nefes alabilme veya alamanın da olumlu veya olumsuz düşünce yapısını etkilemesi üzerine kuruldur.
burun deliği uzunlamasına büyük olan kişiler:
burun deliği oval bir biçimde olan ve delik boşluğunun büyük olduğu kimselerdir ki, avukatlık, muhasebecilik, mali müşavirlik, hekimlik, polislik ve askerlik gibi yoğun stres ve baskı altında, psikolojik sağlamlık isteyen işlerde çok rahat başarı sağlayabilmektedirler.
rahatlıkları ikna güçlerini artırmakta, kendilerinden taviz vermek konusunda cimri olduklarından rahatlıkla insanlarla kendi aralarına mesafe koyabilmekte ve çalışma koşullarını olumlu hale getirebilmekte, yaşamlarını yalan söylemeden idame ettirebilmektedirler. zira tüm bu rahatlık, özgüven ve soğukkanlılık yalana olan ihtiyacı sıfır noktasına kadar indirmektedir.
az öfkelenen, kendisiyle ve çevresiyle barışık, olumlu düşünen, çözüm ağırlıklı ve detaydan uzak, makro yaklaşımlar sergileyen kişilerdir.
ancak bu kişilerin bencillik ve maneviyattan uzaklaşma gibi durumları söz konusu olabilmektedir. zira rahatlık ve öz güven başkalarına olan ihtiyacı da azaltmakta, kendine yeterli söz konusu birey, kendine yetersiz bireyleri aşağı görme eğilimine girebilmektedir.
burun delikleri yuvarlak olarak geniş kişiler:
her ne kadar burun deliğinin geniş olması rahat nefes alabilme ile doğrudan ilgili olsa da bu tarz burun deliği yapısına sahip kişilerin duygu ve öfke ağırlıklı kişilik özellikleri gösterdiği gözlemlenmiştir.
tıpkı ani öfke anında, karikatürize "burnundan soluyan" adam figüründeki gibi bir yapıları olduğu görülmektedir. ancak yatışma süreçlerinin de öfkelenme kadar hızlı olabilmesi teoriyi doğrulamaktadır. oval burun deliği geniş insanlardan farkları ise bu şahısların öfke-sakinlik çizelgelerinin keskin çıkış ve inişlere sahip olmasıdır.
burun deliği küçük olan kişiler:
depresif ve karamsar kişilik özellikleri taşıyan kişilerdir. hayata bakışları duygusaldır ve mantık ağırlıklı yaklaşımları zayıf, sezgileri aldatıcıdır. değiştiremeyecekleri olgulara karşı da öfke duyarak ruh ve beden sağlıklarını tehlikeye atarlar ve öfkeleri yıkıcıdır. suç işleme eğilimleri fazladır.
zekalarını olumlu yönde kullanmak yerine geçici heveslerine heba ederler. yoğunlaşma sorunları vardır. durum ve olguları mantıklı analiz etme konusundaki yetersizlikleri ön görülerini ve soğukkanlılıklarını ellerinden alarak onları endişeli, panik ve dolayısıyla da alkol ve uyuşturuculara yatkın hale getirir. söz konusu maddeleri ilaç olarak kullanırlar ve sarhoşluklarında mantıksal ve duygusal kontrollerini büyük ölçüde kaybederler.
endişeli ve duygusal olmak onların manevi yönlerini geliştirmelerine yol açar. dünya onlar için gurbet yeri gibidir. çoğunlukla ölümü kurtuluş olarak değerlendirirler. problemleri en yakından yaşadıkları için problemli insanları kolaylıkla anlayabilirler ve bu yüzden yardımseverdirler.
para mefhumları yoktur. maddiyat onlar için araçtır. ciddi hastalıklara rağmen erken yaşta ölmeyenleri yaşlılıklarında çevrelerinde gerçek dostlar bulur. çoğunlukla, tam da yeni yeni hayatı çözmek üzereyken ve rahata erecekken vadeleri dolar. onlar bu dünya için fazla duygusal insanlardır. duygudan mantığa geçerken de artık kendileri değildirler.
sanat, sosyal hizmetler, edebiyat gibi alanlar onlar içindir.
