bursaspor'un asla bir marka haline gelememesi ile ilgili olan durumdur.
fb, bjk, gs, ts denilince hemen akla fenerbahçe, beşiktaş, galatasaray ve trabzonspor gelirken bs deyince akla boğazlar sözleşmesi gelir, bs player gelir, bachelor of science gelir ama bursaspor gelmez. o yüzden lig tv'de köşede örneğin aynen şöyle yazar: bursa 0-2 ts.
öyle de küçümen bir takımdır işte bizim krokodilspor...
bursa' nın büyüklüğünü kanıtlayan şey, bs yazılmasıysa eğer hiç olmasın gitsin. o zaman bütün ismi kısaltılanlara büyük denilmesi gerekirdi. nasıl bir mantıksa çözemedim.
bu aralar bursaspor'a nasıl sallayacağını şaşıran rasyonel kardeşim artık biraz mantıklı düşünmelidir. bu ne bursaspor'un kısaltması yok o yüzden küçük takımdır. e o halde beşiktaş (kartal) fenerbahçe (kanarya) galatasaray (aslan) bursaspor (timsah) trabzonspor ne? hamsimisiniz? kaplan mı? ne olduğunuz belli değil. bunlarla mı uğraşalım illa...
Bursaspor'un kısaltması gerçekten de insan aklına her daim işe yarayan BS Player'ı getiriyor.* Yalnız bir fenerbahçeli olarak FB denildiğinde FaceBook çağrışım yapıyor aklımda. *
--spoiler--
Trabzonspor günümüze dek iki alternatif renk kullanmıştır. Bunlar turuncu ve gridir. Ancak 2010 yılında alınan bir kararla, hamsi rengi olan grinin ikincil (alternatif) renk olarak kabul edilmesine karar verilmiştir.
--spoiler--
kısaltılmış isimleri "büyüklük/yücelik" olarak görüp, "sizin kısaltılmış isminiz bile yok, sizden bi cacık olmaz" diyen bir bünye karşımızda. marka olmayı klubun başarısına değilde "isme" mi bağlayacağız? nedir bu muhacir zekanın hikmeti?
ilk şampiyonluğunu yaşamış bir takımı bu denli kurak bir bilinç altı ile yaklaşıp hor görmek, ancak rahatsız bir bünyenin feryadıdır.