ne güzel bir türküdür. çok da güzel bir türküdür. ne güzel de tanım yaparım. öyle de güzel yaparım.**
lise zamanlarımı yad etme günüm olarak bu türküyü özellikle atlamak istemiyorum.
efendim, o zamanlar kan deli gibi akıyor. her şey toz suretli ve de pembe. gözlük de yok hani gözümüzde. lise son sınıf, staj dönemi. okuldan en fazla kim kaçacak, kafe köşelerinde en fazla kim takılacak yarışı yapıyoruz adeta. işte o zamanlar takılıverirdi bir coşku göstergesi olarak ağzımıza bu türkü. okuldan kaçış heyecanını atlattık maiyetinde. aklımızca seviniyoruz işte.*
iki el birleştirilir ve şak şak şak tempo tutarak bu türküyü çığırıp dururduk yollarda. zaman ilerledi, biz üniversite yollarını aşındırmaya başladık ve aynı kaçış heyecanını burda da yaratmaya başladık işte o zamanlar yine geldi peyda oldu bu türkü ağzımıza.
- bursa'lı mısın kadifeli gelin çaydan mı geçtin?
- yanakların al al olmuş konyak mı içtin?
bi'dakika bu gelin harbiden nereli? bursa'lı mı değil mi?
çaydan mı geçti? su birikintisi olabilir mi? yoksa bildiğin dere felan mı?
hadi bunları geçelim. bu gelin neden konyak içmekle yaftalanıyor? lan yeni gelin konyak içer mi? hafif bir miller içeydi iyi olurdu gerçi.
haa dedik işte o sıralar artık büyüdük ve sorguluyoruz her şeyi. hala içimizde soru işaretleri var. bu türkünün hikayesi var ise birisi anlatsın. o değil, incir çekirdeğinin boyutuyla aynı olan, içime dert olan türkülerden biridir bu.
hadi dinleyelim o zaman;
&feature=related
edit; evet yaa sorgulamaya bu türküden başlamıştık biz.*