sessiz sedasız, henüz kendim bile olayı tam olarak anlayamadığım, evin bomboş halini görene dek kendimi inandıramayacağım, çocukluğuma ve en güzel yaşlarıma bir şehirle veda etmektir tam anlamıyla. şu an akla geldiğinde gözleri dolduran, parçalı bulutlu ruh haline yağmurun karışması, içte bir yere çöken, sinen ağır bir hüzündür.
zor bir durum olmasa gerek, 200 km ile yalova yolundan girilir; bursa çevresindeki tem yolundan devam edilir ve yaklaşık 20 dakika sonra görükle civarından bursa'dan çıkılarak izmir yoluna girilir. bunda duygusal birşey göremiyorum.
ağlaya ağlaya veda edilir. ilk önce eşyalarını toplamaya başlarken, ev arkadaşınla bir ağlama seansı geçirirsiniz. sonra son kahvaltınız diye dışarda kahvaltı yaparken, sonra anne baba abi sizi almaya geldiğinde ağlarsınız: böhhüüü babamlar geldi gidiyorum ben kesin diye, sonra mezuniyet töreni için kuaföre gittiğiniz an ağlarsınız, sonra mezuniyette kepi attıktan sonra ev arkadaşınızın boynuna atlar ağlarsınız, sonra kına gecesi kıvamında son gecenizi yanyana uyuyarak geçirirken ağlarsınız. ve tabiki hepsinin en acı vereni eşyalar arabaya yerleştikten sonra gerçekleşir. bak şimdi bile kötü oldum. 70 yaşındaki ev sahibimiz ve sahibemiz bile ağlamıştı. annem komşularla vedalaşırken falan.
böyle manyakça bir gündü. ama ağlaya ağlaya öldüğümü hatırlıyorum.
yaklaşık 17 yıl boyunca böyle bir harekette bulunmadığım halde 17 yılın sonunda veda ettim. Ama pek bir şey farketmemişti benim için ta ki 3 yıl geçtikten sonra. Bu 3 yıl içinde hiç mi farkına varmadım? Vardım elbet ama bu denli acı olacağını sanmıyordum ondan ayrılmanın ayrı kalmanın. Kötü kötü.
böyledir bizim bursa mız alıştın mı ben başka şehirde yaşayamam her halde dersin. gitmek mi zor kalmak mı sorusu yer insanı kimine iyi olur kimine sorun yaratır kalmak. ben iyi ki kalmışım diyen bir insan tanıyorum bundan 10 sene önce üniversite okumak için gelmiş ve okulu bitikten sonra kopamayıp bursa dan işe girmiş. kim mi bu kişi? benim eşim. hala daha söyler iyi ki bursa ya gelmişim okumak için şimdi ne mutlu ki bana seninle evlendim ve dünyalar tatlısı oğlum oldu diye.bunu bursa için değil tüm şehirler için söylüyorum öğrenci olarak gidersin sonra çevre edilene kadar zorlanırsın zaman gelir kendi memleketin bilirsin bir sene daha uzatmak için acaba bir kaç ders uzatmayı bile düşünürsün bu sefer de mezun olup gitmek hüzünlendirir seni. ya gidersin kafanda hep soru işareti kalır acaba kalsamıydım diye yada kalırsın gözünü karartıp senin neyin beklediğini bilmeden.
18 yıllık bursa sevdamın sonunda muğlaya gittim.veda ederken ağlamak gibi bir huyum hiç olmadı fakat şampiyonlar ligi maçlarında bursaspor tezahüratlarını duydukça ve kantinde yemek yerken hava durumunda bursayı görünce gözlerim dolmuştur,tüylerim diken diken olmuştur.
çok seviyoruz be usta.
bursa'nın çok farklı bir büyüsü vardır, diğer şehirlere hiç benzemez. bir başka şehirden çok kolay ayrılabilirken, bursa'ya arkanızı çok kolay dönemezsiniz. güzel ülkemin yaşanılası şehirlerindendir.
(...)
Bu hayalde uyur Bursa her gece,
Her şafak onunla uyanır, güler
Gümüş aydınlıkta serviler, güller
Serin hülyasıyla çeşmelerinin.
Başındayım sanki bir mucizenin,
Su sesi ve kanat şakırtısından
Billur bir avize Bursa'da zaman
(...)
4 sene boyunca sık sık bursaya veda ettim. bir bursalıydım ve şehir dışında okuyordum. ilk zamanlar her veda çok acı veriyordu ama 2. senenin ortalarına doğru bursaya veda etmeye can atıyordum. trafiğinden, garip gurup insanlarından, aynı mekanlardan, azıcık arkadaşlarımdan, evde ailemle hayat sürmekten çok bunalmıştım. bursaya veda etmek demek benim için özgürlüğe merhaba demekti. gün geldi okul bitti ve bu sık sık vedalaştığım şehire geri döndüm, iş buldum. mutlu muyum derseniz, değilim. ama başka bir şehirde düzen tutturamayacağımı da anladım. bursa çok garip bir yer. bir bağın burda kaldı mı zor onu tamamiyle terk etmek.
evet sevgili bursa senden ayrılıyorum. sana ilk geldiğimde 11 yaşında küçük bir çocuktum. hiç sevmemiştim o zaman seni ki hala sevmiyorum ama çocukluğumun tüm hatıraları seninle kalacak burada. dostlarım arkadaşlarım hep seninle kalacak.
ilk sevdamı senin topraklarında yaşadım çok sevdim ve senin topraklarına emanet ettim sevdiğimi senin kara toprağına bursa. o toprağın içine yüreğimin yarısını da gömdüm. sen benden canımın yarısını aldın diğer yarısını almana izin vermeyeceğim bursa.
çok güzel dostluklarım oldu senin hududun içinde,ailemi koruyorsun barındırıyorsun yıllardır. bu sana ilk vedam değil ama son vedam bursa artık anca tatillerde bir kaç gün gelirim sınırlarına. yıllar yılı hep içten içten bitirdin beni bursa ama artık yapamayacaksın. çünkü senden uzaklaşacağım ve asla sana geri dönmeyeceğim bursa.
en büyük acılarımı sende tattım bursa. senin sınırlarında sevdim bir başkasını o da senin sınırlarındaymış vakt-i keraatinde. yine yıkıldım bursa. o yüzden artık seni hiç sevmiyorum aksine nefret ediyorum bursa.
sadece senede 1 gün gelip o benim için çok önemli kara toprağın olduğu mezarlığa gideceğim. sevdiğimi bağrına bastığın yere bursa. onu çok sevmiştim bursa onu benden aldılar bende senin toprağına emanet ettim ona iyi bak.
bunlar sana son satırlarım artık sana hiç yazmayacağım şehrin dahilinden belki gittiğim yerden de yazmayacağım. seni asla özlemeyeceğim bursa ama sende kalan anılarımı hep yad edeceğim.
izmir'e gidecektim, iş bulup hayallerimi yaşayacaktım..
son final dönemi gelip çatmıştı işte.. koşturmaca, sınavlar derken veda etmek aklımın ucunda bile degildi ki..
kritik olan turizm işletmeciligi finalinden gectigimi ögrenip de maksimum sevincimi yasarken, evimin duvarlarına baktıgımda anlamıstım vedanın cok yakın oldugunu..
tek ders sınavından cıkıp, not işlerine dogru yürürken anlamıstım..
mezun oldugumu ögrendikten sonra kampüsteki nilüfer turizm yazıhanesine yürürken..
bu kadar zor olacagını düşünmemiştim..
görükle'yi bırakıp gitmek.. altıparmak, heykel'i bırakıp gitmek.. evimi bırakıp gitmek.. sevgilimi bırakıp gitmek..
fakültenin kapısından cıkarken arkama dönüp bakmanın bu kadar canımı acıtacagını düşünmemiştim..
bursa'dan ayrılalı 5 ay olmasına ragmen hala gözlerimin dolabilecegini düşünmemiştim.
bursa'ya duydugum özlem yüzünden izmir'e alışamayacagımı düşünmemiştim..
bir türlü veda edemeyecegimi, her gün bursa'ya kacmak isteyecegimi, gittigim her mekanı bursadaki alıstıgım mekanlarla özdeşleştirmeye çalışacagımı, hiç birini..
başlığı gördüğüm anda memcos aklıma geldi, sonra bir baktım başlık memcos'a aitmiş.
bursa senindir kuzum, buralar hep senin gelirsin sen zaten hep.
çok kısa bir süre önce tanıdım memcos'u ama çok iyi biri olduğunu hemen anladım. keşke daha önce tanısaymışsım kuzum seni. neyse vardır bunda da bir hayır, bak ne güzel mezunsun artık, fakülte 146 seni.
kısa vadeli veda eylemlerinden birisi olacağını düşündüğüm veda. zira bursa çok güzel bir kenttir; istanbul'dan çakma değildir, havası temiz, yerleşimi düzenli ve daha insancıl insanlara sahiptir. macır* nüfusun ağırlıklı olduğu, sakin bir kenttir. istanbul'da aradığınız şeylerin hepsini bulamayabilirsiniz elbette ama orası da size bir sürü ortamı ve güzelliği sunar. bu yüzden veda edilse bile yakın zamanda görüşmek üzere olur diye düşünmekteyim. bursa'yı yalnız bırakmayın lan.
gider gitmesine ama yüreğimizin yarısınıda alır götürür yanında.
sen gidiyorsun ama bizde seninle geliyoruz kardeşim unutma.
özlicez seni be memcos. olsun biz geliriz mersine olmadı ankara'da ortada bir yerde buluşuruz olmazmı?
bursa'yı sakın unutmaya çalışma istesende unutamazsın kardeşim.
bu şehir unutturmuyor kendini çok denedim beceremedim.
ulan memcos kardeşim gibi severim seni gidişine ayrı üzülücem.