Koskoca türkiye cumhuriyetinin bursa şehrinde başka yer kalmamış gibi kahvehane konseptli mekanda düzenlenecek olan zirve. Manzara varmış hesapta. Sanki pariste yapılıyor.
Pavyon united.
nerede olduğunu kestiremediğim zirve. Ortabağlar mı orası?
edit: aga valla ortabağlar da zirve mi yapılır, kimin aklı selimi olum bu, heykel var bulvar var özlüce var. olum 20 yaşında anca kurtuldum ama kahve köşelerinden de şimdi o tarafta zirve yapılıyor. Ananıza babanıza yazık, hepsini arayacağım tek tek göndermesinler sizi oralara. Hala iş yerimde o taraflarda zaten, bu taraflarda beziniz olmasın lan. gelmeyin bak.
belki 2014, 2015, 2016 ya da ilerideki vesaire yılların bir kasım ayında, kankacılığın, şamatanın tadında olacağı, dostlarla gülünecek, kimsenin dışlanmayacağı zirve. umut ediyoruz bu sürgün sona erer, sürgüne sebep olanlardan fırsat bulur da tekrar o güzel zirvelere dönüş yaparız. o zamana kadar hep birkaç sandalye boş kalacak zaten.
fırtına çıkmazsa katılmak istediğim zirve. lakin o feribot beşik gibi sallanacak olursa denizde kalpten gideceğim. o yüzden yalnız gitmek de istemiyorum. bursa yolunu feribota binmeden de gitmek istemiyorum yol uzuyor. ama mutlaka görmek istediğim yazarlar var.**yıllardır burda olmama rağmen kız kıza zirveler dışında hiçbir zirveye katılmadığım için bu zirve de benim için ilk olacak sayılır. ceylo misafirim ol diyen ablaların gözlerinden öperim orası ayrı. dönüşte mervelere gidenlere selam olsun.
Güzel olacağını ve güzel geçeceğini umduğum zirvedir, tüm huysuz şirinlere rağmen.
ilginç süprizler ve sohbetlere girilecek zirvedir, eski tanıdık yüzlerin görüleceği ve gülümseyerek anıların hatırlanacağı zirve.
"cumartesi gel de temizlik yapalım" zirvesidir.
çamaşır suyumu bile hazırlamıştım oysaki ama allahsız ablam "woman'cım o mekan öyle temizlenmez" deyince, bir vazgeçer gibi oldum sanki.
velhasıl,
akşam kalbim bursa'da olacak. çamaşır suyu kokumu hissedeceksiniz.
gerçi 5 tl bira parasını tam denkleştirmiştim ki, belediye otobüsüne bindiğimde akbilimde kontür kalmadığını farkettim. her ne kadar otobüs şoförü babacan amca "hadi geç bu sefer benden" dediyse de, dönüşte böyle babacan bir şoför amcaya denk gelemeyebilme korkusu sardı bedenimi.
mecburen indim otobüsten.
parasızlık çok kötü birşey. allah kimsenin başına vermesin.
şu an bu entryi belediyenin açlar evinden yazıyorum. pazar kahvaltısında margarinli ekmek yedik ve tek şekerli çay içtik inanabiliyor musunuz?
not: allahsiz kitapsiz şu an yahut dün gece bana sövdüğünü hissettim, hissetmedim değil. bilmek istediğiniz buysa itiraf ediyorum hanım izin vermedi, kayınçolar geldi amk. tamam mı?
Hayatimda iyi ki yapmışım dediğim ekşınların halaybaşı oldu bu zirve.zart diye evden çıkıp koştur koştur idoya yetişemeyip bi şekilde kendimi bursaya attıģim elimle koymuş gibi mekanı bulduğum(sanırım allahsızımın kokusu beni çekti beni te oralara) gecenin ilerleyen saatlerinde katıldığım zirvedir tanım yapmak gerekirse
Tanımadıklarımla tanışmak (mesela cüneyt )tanıdıklarımla pekişmek çok keyifliydi ve sonrasında sabaha kadar bursa sokaklarını arşınlamak.iyi ki topladın bizi gadın.sonrasında samimiyetsiz ve boş laf kalabalıklı yorumlar oluşmasaydı daha keyifli olabilirdi,istediğiniz hangi yazarsa alınız zirvemizden uzak durunuz.
Önceden katıldığım zirveler genelde 12'ye doğru bittiği için dedim alkolde alacağım diye arabasız gittim bu yüzdende erkenden kalkmak zorunda kaldım halbuki artık zirveler 2-3'e kadar devam etmeye başlamış. Mekan son derece güzeldi bana göre artık arada giderim. Zirvede her zaman ki gibi çok güzel sohbet döndü en az 4-5 kere kahkaha atmışımdır. Zirveye (bkz: duygu seber)'in damga vurduğu zirveydi.* Çok deli dedikodu döndü bazı yazarlarımız benimde arkamdan dedikodu olmasın diye en son zirveden ayrılmayı düşündüler. Yatacak yerimiz yok.Zirvede bir eleman vardı hiç konuşmuyordu sivil polis olmasından şüphelendim bir an acaba polis sözlükleri okuyup toplanma olduğunda bir anarşistlik olmasın diye sivl polis göndermiş olabilir diye düşündüm sonra o yazarın 3000 civarı entry sahibi olduğunu öğrenince içim rahatladı*
amına koyayım bu lig tv'nin her hafta ev stadyum gibi, maçtan bir saat önce telefon kerane gibi çalışıyor...
- hacı bursa maçı var geliyoruz, ne alalım ?
+ rakı iyidir.
****
+ aga galatasaray sivas maçı saat kaçta ?
- 19:00 da
+ ne alalım ?
- ne içecekseniz alın ya !
digiturk'ün de ayrıca mına koyayım, aynı saate önemli maçlar koyuyor, ayrıca masraf. gittim televizyon aldım, bir de receiveri ayrıştırıcı adaptöre para verdim, aynı anda farklı maçları izleme imkanı da var...
neyse efendim bursa maçı için gelenleri salonun bir köşesine, galatasaray maçı için gelenleri ayrı köşeye yerleştirdim, bildiğin meyhane gibi oldu ev.
batalla'sız bursaspor tat vermese de onsuz olmayı becereceğini gösterdi, galatasaray ise her şeye rağmen galip gelmesini bildi, hakem tartışılacak olaylara imza attı.
maçlar bitti bu sefer maçın kritikleri başladı herkes şansal büyüka, herkes hakan şükür, tümer metin...
saat oldu 23:00...
iki üç arkadaş dışında herkes gitti...
dur dedim ufuk'u arayayım.
- hacı neredesin, kalk gel, rakı var ezelim.
+ şehir lokali'ndeyim, zirve var, sen gel.
amına koyayım tamamen çıkmış aklımdan, terasdan görünüyor şehir lokali o derece yakın ama üşendim, kafa olmuş ulan bator, götüm yemedi kısaca...
neyse işte bu lig tv yüzünden oldu hep, o değil de cuma, cumartesi ve pazar günü bir de pazartesi günü zirve yapmayın, misafirleri bırakıp zirveye gelemiyoruz...
Allahsız Kitapsız Cahil Kadın'a buradan teşekkürleri bir borç bilirim, herkesin iyi zaman geçirmesi ve güzel bire zirve olması için tek tek birebir ilgilenmiş, sohbet etmiş ve çabalamıştır, zirve dediğin böyle düzenlenir, ev sahipliği böyle yapılır ders alınsın.
Bundan böyle Allahsız Kitapsız Cahil Kadın nerede zirve yapsa ben oradayım haci.