mık kafeye gidildi, çay içe içe torbalar dolduruldu bol bol. muhabbetlerin dibine vuruldu. burada oldukça samimi bir şekilde sohbet edildikten sonra burayı terk eylemek gerekti.
alkol mü çay mı ne içilse diye düşünülürken insanlar kendilerini bir anda papirus kafede buldular. oyun kafesi burası. kafes!
oyuna oturmadan önce içecekler içildi; bana gelen sahlep ekşi çıktı, ortamın tırt kişisi olarak sahlebi değiştirttim. yeni gelen de ekşiydi. yuh dedim. ama gerisi güzeldi.
tabu oynandı,insanlar birbirlerini birilerine benzettiler. en son ben kendi sakallarımın kesilmiş halini ördek gagasına benzetsem de maymun poposunda karar kılındı. felsefi sohbetler de yapıldı...
gelip de /hos sohbet ayri mi yazilir yoksa bitisik mi/ diye tartismayi cok istedigim zirvedir. ancak her zamanki gibi bursa zirveleri ben istannbul da iken istanbul zirveleri de ben bursa da iken oluyor.
ama guzel gececeginden suphem yok, telefonla baglanarak yetinecegim sanirim.
çenemin düştüğü ve organizatör olmama rağmen geç katıldığım zirve. gözleri parlayan, sohbeti hoş güzel dostlarla bir arada olmak gerçekten çok keyifliydi.