kazanan takım ne kadar sade nickli insanlardan oluşmuşken, yenilen takımın nickleri 2 satır sürmüştür. galibiyetimizi işte bu kendisini öne çıkarmayan, görev adamlarına borçluyuz. *
halı sahanın saatine göre maçın 5. dakikasında katıldığım zirve.
sahaya girdiğimde bir takımda kaleci olduğunu gördüm. sahanın girişinin olduğu taraftaydı. benim rakip takımdan olduğumu söylediler. sonrasında da en son ben geldiğim için, kaleye geçmem gerektiğini belirttiler. ben de tıpış tıpış geçtim tabi.
ardından 5 dakika geçti, 10 dakika geçti, 15 dakika geçti... maçta hala gol yoktu. o andan itibaren iki ihtimal olabileceğini düşündüm;
1- takımlardaki forvet oyuncular maça alt oynadı. (hatta oranı yüksek diye 0-0 bile oynamış olabilirler)
2- maçtan önce erken buluşulmasını belirtmiş can hariç bütün yazarlar sahada buluşmuştu. dedim ki; bunlar kesin aralarında anlaştılar, "sonuçta bir kaleci var. salca nasılsa bir gol olana kadar kaleden hiç çıkmayacak, bari hiç gol atmayalım. en azından maç boyunca ikinci kaleci sorunu yaşamayalım" dediler. neyse ki rakip takımın ilk etkile atağında top uzanamayacağım köşeye geldi ve gol oldu. (valla bilerek yemedim)
maçtan sonra gidilen kafede de keyifli bir sohbet vardı. sonrasındaki meyhane ortamı da onca erkeğin rahatlıkla gidebileceği türdendi.
başka bir zirvede görüşmek dileğiyle, katılan herkese teşekkürler.
güzel bir maç ve 8-4 le gelen güzel bir zafer ben ve takım arkadaşlarım için.
hakemler hakkında konuşmak istemiyorum ama rezil bir yönetim vardı, allah belalarını versin.
ilk zirvemdi ve kimseyi tanımıyordum, bu yüzden sessiz ve soğuk göründüysem de affola.
maç 2-2 giderken bizim takımın 20 dakika gol atmamaya çalıştığı sonra ise atalım yetti gari diyip golleri atıp kazandığı maçtır.
bu arada orta sahadan attığım rövaşatanın üst direkte patlaması ise kendi açımdan çok üzüntü vericiydi. kimse hatırlamaz belki o vuruşu şimdi. *
çok güzel insanlarla geçen güzel bir zirveydi.
görüklede oturulan yerde hesap ödenirken dışarda birkaç arkadaşla sohbete daldık. içtiğim çayın parasını vermeyi unuttum. kim cebinden verdiyse de ona borcum olsun. özür.
öncelikle efendim pek belli etmesemde maçta ve sonrasında hastaydım ve bir uyuzluk uyuşukluk hali vardı kabul etmek lazım satış yapmamak için gelmiş bulunmaktayım hıı pişman mıyım manyak mısın olum muhabbet o gaddar güzeldi ki maç sonu bile son saniyeleri saymazsak kopamadım ortamdan su içtik muhabbet ettik, çay içtik muhabbet ettik, bira içtik muhabbet ettik.
maça gelirsek öncelikle yenilen takımdaydım maç 10 dakika kadar o-o lık eşitlikle geçildi daha sonra orta sahadan kaptığım topla sağ açıktaki uyeolmadanlinkigoremeyenadam ı gördüm uyeolmadanlinkigoremeyenadam sağ açıktan kat ederek içerde bomboş bekleyen beni gördü ve al da at dercesine bir pas gönderdi, sol ayağımın içiyle salca nın uzanamayacağı köşeyi görüp takımımın ilk golünü atarak can a koştum can la gol sevincini paylaştıktan sonra uyeolmadanlinkigoremeyenadam a uzaktan bravo işareti yaptım defansa koşup rakip takıma baktığımda halısaha tişörtlerini giydiklerini gördüm ve mutluluğum bir kat daha arttı**.
can
haricten gazelci
al o zaman yogurdumu da at
tool
kevin
herzamankafamguzel
cokacayipsey
salim ile mikael akerfeldt
pseco
uyeolmadanlinkigoremeyenadam
salca
brghtsde
citrix
memcos
hepsi çok iyi oynadılar.*
son olarak yazarcanlar güzel gündü ve bu güzel gün organizasyonunda yapımda ve yayında emeği geçen herkese içten teşekkürler, işallah devamı gelecek.
8 mp telefonumu evde bırakarak geldiğim zirve. ilk defa gidiyorum, bu sözlükçüler çalar şimdi telefonumu diyerek telefonumu evde bıraktım. *
bu arada, bunca yıllık içiciyim, halısaha maçından önce şarap içildiğini ilk defa gördüm. çokacayipşey'in maç öncesi teklifini geri çevirdim, maçta çiş getirir diye, sonradan da içemedim, kaldı.