her ne kadar bunu engellemeye çalışsa da karşısındaki, insan bazen burnunun dikine gitmeli neden çünkü o burnu sürtmeli. hata yapa yapa kendi doğrusunu belirlemeli ve bu tercihinin neticesinde neleri yapmak istemediğini öğrenmeli. başkasının uyarılarıyla değil, kendi kendine tecrübe edinmeli. elbet herkesin yanıbaşında kendisini düşünen bir büyüğü, bir dostu mevcut ve pek tabii onlar hata yapmanızı istemezler neden çünkü üzülmenizden korkarlar ama kişi bazen üzülmeli, üzülmeli ki kendini nelerin üzebildiğini yaşayarak görmeli. bunun için gitmek lazımsa eğer burnunun dikine evet insan bazen burnunun dikine gitmeli.
ya da övünmeli kendisiyle. inandığı şeyin peşinden gitmeli. nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın "ben böyle istedim" diyebilmeli. mücadele etmeli, aksini söyleyen birçoklarına karşın kendi istediğini savunabilmeli. hemen herşeye dair bir fikri olmalı ama bu fikri mizaç olarak kendisine benzer olan insanlardan öğrenmemeli yani dinleyerek değil yaşayarak öğrenmeli. senin benim yaşadıklarımız farklı, edindiğimiz tecrübeler, çıkarttığımız derslerde öyle. çoğumuz bunları edinirken gitmedik mi burnumuzun dikine? daha çocuk yaşlarda cız diyen annenin sesini duyduğumuzda çekmedik mi ellerimizi dokunmamızı istemediği şeyin üstünden? şimdi cız dense de çekmemeli o eli neden çünkü bu burnu sürtmeli, sürtmeli ki bir sonraki sefere kişi kendi kendine cız diyebilmeli.
iş hayatında yapıldığında bir güzel sürtünmeyle sonuçlanır. Çaresi kıdemini beklemektir. Kıdem arttıkça sürtünme katsayısı azalır, insan bir hafifler ve rahatlar.
"at gibi giden it gibi geri döner" atasözüne göre, boynunu büküp geri adam atacak insanların yaptığı eylemdir.
kararlılıkla kuru inatçılığı karıştırmamak gerek. kararlılık, atılan her adımı mantık süzgecinden geçirip bildiğinden şaşmamaktır. bu insanı güçlü kılar, hata yapmış olsa bile içtenlikle özeleştiri yapabilme şansı verir.
kuru inatta ise "ben öyle uygun gördüm" şiarı ile, ne kadar yanlış olsa da verilen kararlar, yanlışta ısrar etmektir. bunun siz dahil kimseye faydası yoktur. ve sonucunda da sadece siz üzülürsünüz.
Zeki insan başkalarının ne düşündüğünü dinler, kendi kararını verir.