güzelliğin resmidir adeta. direkt olarak içinden gelen bir parçadır çünkü o, senin bir parçandır yani. ona baktıkça içindeki seni görürsün. doğanın sana yaptığına senin bünyenin verdiği yanıttır o mendile bıraktığın dolayısıyla senin içindeki isyan parçası bile diyebiliriz(ne diyorum ben)(sanırsam kafayı yedim)...
bu kadar sümük benden mi cıktı diye afallatan davranıs bozuklugu.. zaten davranısı bozuk olmayan kıcını sildikten sonra tuvalet kagıdına da bakmaz , corabını cıkardıktan sonra da koklamaz.. ama yapılması gerek budur..
mevcut antropologlar icin tez yazılası durum.bu içgudunun * nerden ve nezamandan kaldıgı akılları kurcalar.hayır mendilin evrimdeki yeride birden bire kendi alanında bir anabilim dalı olmaya aday.
hastalığın hangi evresinde olduğunu anlamak için yapılan harekettir.
1-su gibiyse, bi hafta daha çekeriz bunu.
2-az biraz koyulaştıysa, üç beş güne atlatırız.
3-yeşilse, yarına turp gibiyiz inşallah.
planlanmadan yapılan eylemdir. şöyle ki, burnumuzun tek silişte tamamen silinemeyeceği gerçeğinden dolayı kağıtı defalarca katlar, bu esnada da bakarsınız.
boka bakmak, çocuğunun pipisine bakmak gibi bir durum. madem ben yaptım niye bakmıyorum, çükünü bile koparırım valla hissiyatı.. bir de bunu ayrı bir boyuta taşıyıp kendi bakmaktan ziyade başkalarına gösterme hali vardır. örneğin bak abi yemyeşil ya da bu da bizim oğlanın pipisi şeklinde.