şiir okuma özürlülerinin nazım'a bunu dedi diye saldırdıkları çok görülmüştür. Mustafa Suphi'nin öldürülüşü ile ilgili şiirin akışı şu şekildedir:
"Burjuva Kemal'in omuzuna binmiş
Kemal kumandanın kordonuna
Kumandan kahyanın cebine inmiş
Kahya adamların donuna"
görüldüğü gibi kesme işareti hariç, nazım'ın klasik bir özelliği olarak noktalama işrati konulmamış. Fakat ilgili akıştan anladığımız üzere ana cümle şu:
"Burjuva Kemal'in omzuna binmiş" peki şiirde "Burjuva Kemal"in omuzuna binenin kim olduğu belli midir? Değil. Fakat sonraki cümlelerin hepsine eylemi gerçekleştiren, yani özne bellidir. Kumandanın kordonuna giren Kemal, kahyanın cebine giren kumandan, adamların donuna giren ise Kahya. Bu durumda ilk cümlenin Kemal'in omuzlarına binen Burjuva'nın olduğu belirtilmiş, burjuva kemal değil, sadece burjuva. Yani burada Mustafa Kemal'i tanımlıyorsa Kemal, Burjuva değil, burjuvanın omuzlarına bindiği birisi.
Gelgelelim Nazım marksisttir. Mustafa Kemal'de dünya siyasi literatüründe her görüşün kabul ettiği gibi milli demokratik bir burjuva devrimcisidir. Bir marksist olarak Nazım açıkça burjuva demekten çekinmez, bu ne bir hakarettir ne de başka birşey. Lakin açıkça böyle bir tanımlama yapmamıştır. Ha ille de Nazım'ın Atatürk için kullandığı bir sıfat arıyorsanız: (bkz: sarışın kurt)
"ve gülen bıyıklarıyla duruyordu ki mavzerinin yanında,
birdenbire beş adım sağında onu gördü
paşalar onun arkasındaydılar.
o, saati sordu.
paşalar "üç" dediler.
sarışın bir kurda benziyordu.
ve mavi gözleri çakmak çakmaktı.
yürüdü uçurumun başına kadar,
eğildi, durdu.
bıraksalar,
ince uzun bacakları üstünde yaylanarak
ve karanlıkta akan bir yıldız gibi kayarak
kocatepe'den afyon ovası'na atlayacaktı"
trabzondan bir motor açılıyor
sa-hil-de-ka-la-ba-lık!
motoru taşlıyorlar
son perdeye başlıyorlar!
burjuva kemal'in omuzuna binmiş
kemal kumandanın kordonuna
kumandan kahyanın cebine inmiş
kahya adamlarının donuna
uluyorlar
burada bana sanki "burjuva, kemal'in omuzuna binmiş" anlamı daha kuvvetli gibi geldi, zira anlatım o şekilde devam ediyor. Bir de Nazım Hikmet'in Kuvay-i Milliye destanında Atatürk'den övgüyle bahsettiğini düşünürsek, böyle bir hakaret çelişki olacaktır. Tabi burada ne anlatmak istediğini en iyi şair bilir, ben bilmem.
Atatürk'e hakaret varsa ayıptır, hakaret yoksa, bizim bunu hakaret olarak algılamamız ayıptır.
edit: başlık başıma kalmış, tam hatırlamıyorum lakin ilk entry Nazım Hikmet'in Atatürk'e biçtiği lakap gibi birşeydi, ben de bunun üzerine böyle bir açıklama yapma ihtiyacı duymuştum. hörmetler.
kuvayi milliye destani ni yazmis olan bir nazim hikmet in atatürk e böyle bir hakarette bulundugunu düsünmek sacma geliyor. gerci kuvayi milliye destani ni yazmis bir nazim hikmete vatan haini de dediler. bunu diyen bunu da der.
"sarışın bir kurda benziyordu
ve mavi gözleri çakmak çakmaktı
yürüdü uçurumun başına kadar
eğildi, durdu
bıraksalar
ince uzun bacakları üstünde yaylanarak
ve karanlıkta akan bir yıldız gibi kayarak
kocatepeden afyon ovasına atlayacaktı"
on beş kassap çengelinde sallanan
on beş kesik baş
yoldaş
bunların sen
isimlerini aklında tutma
fakat
28 kanunisaniyi unutma!
"siyah gece
"beyaz kar
"rüzgar
"rüzgar".
trabzondan bir motor açılıyor
sa-hil-de-ka-la-ba-lık!
motoru taşlıyorlar
son perdeye başlıyorlar!
burjuva kemal'in omuzuna binmiş
kemal kumandanın kordonuna
kumandan kahyanın cebine inmiş
kahya adamlarının donuna
uluyorlar