''merhaba, hoş geldiniz sipariş vermeyen var mı?'' demekten, patates görmekten bıkan çalışanlardır.
sadece 10 gün çalıştım ve sadece dondurma doldurdum kardeş. yapılacak iş değil.
Hep mutsuzdurlar. Neseli olani ya da gulumseyenini gormedim.ne kadar yogun calistiklarini ve hic sevmedikleri bu isi yapmak zorunda olduklarini burdan kolayca anlayabiliriz.
Geçtiğimiz senelerde zafer plaza şubesine o kadar çok gidiyordum ki, artık çalışanlar beni yürüyen merdivenlerden indiğim an siparişimi bağırıyorlardı.
son dönemde fazla yoruldukları gözlemlenen çalışanlardır.
son gittiğim 4-5 seferdir artık siparişler yanlış alınmaya başlayınca müdürlerine isyan etmek zorunda kaldım. çalışanların dinlendirilmesi gerektiğini üsteledim. bu ne kardeşim?
be her seferinde masamdan kasaya gidip gelmek zorunda mıyım?
benim de bir zamanlar içine dahil olduğum güruhtur. zor şartlar altında hak ettiklerinden daha az paraya çalışırlar. iş yerinin genel isimlendirme prensibinin ingilizce üzerine olması sebebiyle dilleri de bozulur. özetle iki ucu boklu değnektir, sakının!
görmemiş gibi, burger king'ten çıkmayıp her gün mekanı her gün tıklım tıklım dolduranların laf etmemesi gereken çalışanlardır.
maşallah yani bizim millet amerikalıdan daha amerikalı olduğundan olsa gerek ne zaman önünden geçsem ya da kırk yılda bir yemek yemeye gitsem ahır gibi kalabalık içeri. her gün o kadar kişiyle uğraşıyor adamlar. sanırsın ki bedava yemek dağıtıyorlar. o kadar ucuz da değil, git bir kebap ye aynı fiyata mis gibi, hem de yerel işletmeler de kazansın.
burger king siz olmadan da ayakta kalır merak etmeyin.
iyi davranılması gereken kişilerdir dışarıda gördüğüm kadarıyla yoğun tempoda çalışmaktadırlar yani o hamburgeri 2 dakika geç al terbiyesizlik yapma ama.
bir kısmının sözlükte yazar olduğu insan topluluğudur.
(bkz: içimizdeki irlandalı)
kıl, iğrençlik ve güleryüzlü olmama konusunda bir şey diyemem. insandan insana değişir. ama hani bu "gerizekalılardır" vb. tanım yapan, saydıran insanlara bir çift sözüm var: davulun sesi uzaktan hoş gelirmiş. gel de sen gir whooper board'a, chicken board'a.. ense traşını görelim. ter konusuna gelirsek: ulan aymaz, göz var izan var; hiç mi görmüyorsun oradaki tempoyu? ter bezi lan bu, ameliyat mı olsun millet terlememek için? zira, hiç bir deodorant, parfüm ıvır zıvır dayanmamaktadır.