Sentetik ekmek sentetik patatis sentetik küfteye avm de orda burda kombine,passolig çıkarmış edası ile, hurraa cümbüş,tezgah önlerini dolduran caanım halkımızın maruz kaldığı durumdur.bu gidişle daha da çok milletin sağlık ayarları ile oynanacaktır.patates ekmeği patso adı ile milyon tüketen gurme bir millet göz önüne alınınca,adamlar gereğini yapıyor ne yapsın.
"yönetim kadrosu (vardiya müdürleri, servis süpervizör) gününün 14 saatini iş yerine ayırmak zorunda ve bunun için herhangi bir mesai ücreti almıyor. ekip üyeleri ise belli başlı çalışma saatlerine sahip olmalarına rağmen kesinlikle uygulanmıyor."
kuyruklu yalan. 3 tane mudurumuz varfi restorantta hepsi 8 saatten fazla calismiyordu. izinli olan mudurun yerine en fazla 1 saat mesai yapiyorlardi ki parasini da aliyorlardi. bir bucuk yil boyunca ne calistiysam onu aldim. mesai ucretiyle oynama durumu yok.
" dezenfektan, paspas, temiz bez yok bu ay sana. her saat başı değiştirilmesi gereken eldivenler değiştirilmiyor, her saat başı değiştirilmesi gereken dezenfektanlar değiştirilmiyor, mikrop yuvası olan paspaslar defalarca ve defalarca kullanılmaya devam ediyor"
bu kisim tamamen o isi yapan kisinin karakteriyle alakalidir. bir insan pis ise istedigin kadar kural koy o yine pisligini yapar.
" . yağlar belirlenen seviyelerin üzerindeyse değiştirilmek zorundadır. ancak o kör olası para kazanma hırsı insan sağlığından daha değerli olduğu için buna izin verilmez. 8 ayrı gözde bulunan yağlardan bir göze taze yağ eklenerek bakanlık şartnamesi seviyesine indirilerek kayıt altına alınır"
yalan. her gun restorant kapandiktan sonra yaglar filtrasyon islemi ile temizlenir. atik olmasi gereken yag atilir.
personel yemegi konusunda da benim ne kadar arkadasim varsa burgerda yemedigi menu kalmamistir. mudurler istenildigi takdirde veriyor menuyu.
ozet olarak arkadasin anlattiklari restoranttan restorana, mudurden mudure degisir. atik urunu atmayi unuttugum icin kac defa azar yedim mudurden. eliyle etlere dokunan arkadasimin yedigi azar hala kulaklarimda. bir bucuk sene calistim burger king'de imkanim olsa yine calisirim.
yeni anlaşılan bir durum değildir. rengine, çekiciliğine, mağazalık görüntüsüne kanıyor insanlar. annemizin evde yaptığı bir ekmek kızartmasının dahi sağlıklı olabildiğini bilebiliyoruz aslında. bilebiliyoruz ama, evde yenirken çekicilik gelmediği için işimize gelmiyor bence. çekicilik noktasında ise, televizyonda sevdiğimiz bir şeye kitlenirken, ağzımıza tıkanıyor, çekici çekici, tatlı tatlı yiyorduk eskiden. swh. ama şimdi büyüdük, aslında daha iyi anlamamız gerekirken, yine ve yine dışarıda yemek yemeye bayılıyoruz nedense.
Urunlerindeki etlerin et olmadigina eminim. Et disinda et tadi veren hersey vardir. Cok nadir bu yerlerden yerim.yedikten sonra mide bulantisi alir beni.
Her "kurumsal" avm mağazalarında olan durumdur. Bu yüzden sırf burger kinge bok atmak yanlış olur.
Ancak sıkıntı şu ki bu problemlerden merkezin hiç haberi olmuyor. Orda sanıyorlar ki her şey süt liman gidiyor şubelerde. Çünkü problemler asla yukarıya gönderilemiyor. Aşağıdaki yönetici bozuntularının yüzünden bu pislikler.
Zaten bilinen, en azından tahmin edilen birşey bu ama açıkçası burger king gibi bir firmayı batıracak kadar bir boykot olmayacağı hepimizin mâlumu. Bunun gibi sayfa sayfa skandal çıksa ve hepimiz bunları okusak Bile yine aramızdan gidecekler olacaktır.
Butik hamburgercileri kesfettikten sonra sikseler de gitmem ne mc donalds, ne burger king ne de muadillerine. Bu zamana kadar hamburger yedigimizi sanmışız ama inanın alakası yok. Adam gibi hamburger yapan yerlere gidin belki cebinizden 10 lira fazla çıkar ama en azından hem karniniz doyar hem lezzet alır hem de daha sağlıklı bir ürün tüketmiş olursunuz.
anlatılanların hepsi her restoranda var olan şeyler.
dönercide adam dönere sigara üflüyor.
bu böyle.
ben sultanahmet'te bir köfteci gördüm akıllara zarar. adam saçını sakalını ovalıyor, tabağa salatayı o eliyle koyuyor.
yani tek firmaya indirgenemez. işten ayrılmadan önce neden söylememiş bu arkadaş? ota boka video çekerken bunların videosunu neden çekmemiş?
Doğruluğu şahsımca %100dür ve bu yüzden yıllardır yediğim fastfood sayısı bir elin parmağını geçmez. Neden ? Aklım var, fikrim var, iradem var. Dahasına gerek Yok.
beğenmeyen başka iş baksın kardeşim. silah zoruyla mı tutuyorlar?
evet iş şartları çok zor. evet, önemli sıkıntılar var ama burger king'de çalışan adam da öyle ev geçindirecek, çoluk çocuk bakacak adam değil.
geneli harçlık çıkartmak isteyen üniversite öğrencileri ve sağlam bir iş bulana kadar boş durmak istemeyen yeni mezunlar.
o yüzden çok rahat siktiri çekebilecek konumdayken durup oralarda şartları kabul ediyorsan sonradan zırlamanın anlamı yok.
sağlık konusuna gelirsek kimse fast food yararlıdır dememekte. böyle bir iddiayı da kimse söyleyemez ancak sen 15-20 lira komik rakamlara hem yemek hem salata, turşu, peynir vs. hem de içecek alabiliyorsan hiç ses etmeyeceksin.
otur bir kebapçı da kebap yemeye kalk kaç para hesap giriyor?
hele bir şark kurnazına denk gelirsen o hesap nasıl şişiyor?
fast food hem ucuza fazla çeşit yemek hem de fiyat garantisi veriyor. menü 20 liraysa 20 lira 1 kuruş fazla yok.
ekşi sözlük'teki 'nickineyleyim' rumuzlu yazarın yazısından alıntı bilgilerdir. bu metni okuduktan sonra (verilen bilgilerin doğru olduğunu varsayarsak), bu fast food zincirinden sipariş verirken bir kez daha düşünebiliriz sanırım. işte o yazı:
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------
merhabalar arkadaşlar
eski bir burger king çalışanı olarak (vardiya müdürü) size anlatacaklarımdan sonra, tekrar bir burger king restoranına gidip yemek yeyip yemek size kalmış.
öncelikle burger king çalışanlarının maruz kaldığı emek sömürü ile başlayalım.
yönetim kadrosu (vardiya müdürleri, servis süpervizör) gününün 14 saatini iş yerine ayırmak zorunda ve bunun için herhangi bir mesai ücreti almıyor. ekip üyeleri ise belli başlı çalışma saatlerine sahip olmalarına rağmen kesinlikle uygulanmıyor.
bu arkadaşlar uzun süre çalışıp mesai alma hakkına sahipler ancak, restoran karlılığını düşünen gurup müdürleri tarafından vardiya müdürleri bu arkadaşların mesai saatleri ile oynanması emrediliyor, yapmaz ise işten kovulmakla tehdit ediliyor. restoranlarda çalışanların giriş çıkış saatlerini takip eden parmak okuyan bir sistem var, bir ekip üyesi 18 saat çalışınca parmağını okutup 10 saat mesai hak etmesine rağmen, vardiya müdürleri tarafından bilgisayarda bu mesai yok ediliyor. her hafta 2 defa restorana gelen 2 tır, en az 20 palet mal, bu arkadaşlara hiç bir ek ücret ödemeden taşıtılıyor. günde 15 saatin üzerinde çalışma ve angarya işlerle çalışan bu arkadaşlar asgari ücret alıyor. burger king çalışanları restoranda yemek yemek zorundalar, ayrıca yemek ücreti alamıyorlar. bu yemek sistemi de günlük yemek puanı adı altında saçma sapan bir sisteme tabi. aşağı yukarı bize bir işçi için verilen yemek maliyeti 5 tl. yani burger king çalışanları sizin o beğenerek yediğiniz wooper, steakhause gibi hamburgerleri hiç yemediler. yemediler değil yiyemediler çünkü puanlama bu hamburgerleri yemelerine yetmiyor. bazı zamanlar yine yukarıların telkinleriyle et yiyemiyorlar çünkü et vermemiz yasaklanıyor. yani çalışanlar çalıştıkları süre boyunca hamburger yemek zorundalar ve 5 liralık bir hamburger yemek zorundalar. anlayacağınız personelini aç çalıştıran bir şirket var. tabi bunların hepsi gözünü para hırsı bürümüş tab gıda marifetleri.
gelelim insanların sağlığı ile nasıl oynuyorlar:
her restorana verilen hedefler var, tabi bunlar maliyet hedefleri. bazı zamanlar mutfak gideri olarak 0 maliyet emri geliyor. bu demek oluyor ki eldiven, dezenfektan, paspas, temiz bez yok bu ay sana. her saat başı değiştirilmesi gereken eldivenler değiştirilmiyor, her saat başı değiştirilmesi gereken dezenfektanlar değiştirilmiyor, mikrop yuvası olan paspaslar defalarca ve defalarca kullanılmaya devam ediyor, insanların hamburgerlerinin hazırlandığı bordlar eski mikrop yuvası bezlerle siliniyor.
sabah saatlerinde makinelerin belirli bir ısıya ulaşıp ulaşmadığını kontrol etmek için cook-out dereceleri alınır. cook-out her et ve tavuk çeşidinden birer adet pişirilerek derecelerinin kaydedilmesi ile oluşturulur. pişirilen etlerin bekleme süresi 45 dk ile 1 saat, tavukların 30 dakikadır. cook-out erken saatlerde alındığı için bu etler atık olur ve atık olarak kaydedilir. ancak kar hırsı bürümüş canavarlar atık maliyeti vermediği için biz bu etleri öğlen saatinde kullanmak zorunda kalırız. kullanmazsak terfi edememek, kovulmak ile tehdit ediliriz.
bütün ürünler hazırlandıktan 10 dakika sonra tüketilmek zorundadır. aksi taktirde atık olur. yoğun saatlerde sıcak ünitede hazır ürünler bekler, süresi dolanların atılması gerekir ancak biz onları da atamayız, sıcak üniteden geri alınan ürünler salataları değiştirilerek yeni bir kağıda sarılarak tüketiciye verilir. sağlık açısından ne kadar sakıncalı olduğunu anlatmama gerek yok herhalde.
pişirilen ürünler yoğun saatlerde kullanılmak üzere, üzerinde ürünün kullanılması gereken zamanı geriye doğru sayan çütü ünitesinde tutulur. tahmin de edeceğiniz üzere süresi dolan ürünleri maliyet dayatması gerekçesi ile atamayız, sadece saate takla attırarak saatlerce saklamak zorunda bırakılırız. ve emin olun arkadaşlar bu tür ürünlerin kullanım koşullarına dikkat etmediğinizde yediğiniz şeyin yemek değilde bakteri olduğunu gönül rahatlığı ile söyleyebilirim. bu bakteriler öyle basit bakteriler de değilidir, yukarıda saydığım durumlar sarmonella gibi tehlikeli bakterilerin yuva haline gelir o ürünleri.
patates ve bazı ürünleri pişirmek için devasa bir fritöz vardır. bu makineye kilolarca yağ koyulur, sağlık bakanlığının şartnamelerine göre yağların yanıklık seviyelerini kontrol eden bir aletle yanıklık kontrolü yapılır. yağlar belirlenen seviyelerin üzerindeyse değiştirilmek zorundadır. ancak o kör olası para kazanma hırsı insan sağlığından daha değerli olduğu için buna izin verilmez. 8 ayrı gözde bulunan yağlardan bir göze taze yağ eklenerek bakanlık şartnamesi seviyesine indirilerek kayıt altına alınır, ve siz aylarca o yanık yağlarda pişirilen etleri yersiniz. sağlık açısından yanık yağın sizde ne gibi hastalıklar yaratacağını söylememe gerek yoktur herhalde.
bu sektörün içinden gelen biri olarak kar hırsı için çalışanların nasıl sömürüldüğünü, para için halk sağlığının nasıl hiçe sayıldığını elimden geldiğince anlamaya çalıştım. ben bir vatandaş olarak, neler döndüğünü gören biri olarak sizleri bilinçlendirmek ve nasıl zehirlendiğinizi anlatmak için kullandım bu mecrayı. artık sizlerde neler olduğunu bildiğinize göre karar sizindir.
peşin edit: muadili firmaların daha iyi koşullar taşıdığını düşünüyorsanız yanılıyorsunuz.
mecburi edit: bazı arkadaşlar işten atıldığım için itiraf ettiğimi düşünüyorlar. tamamen yanlış yaklaşık 1 yıl önce müdür yardımcılığı pozisyonuna yükselmek üzere iken daha fazla bu tür durumlara tahammül edemeyeceğimi anlayıp istifa ettim.
------------------------------------------------------------------------------------------------------------