burdur elli sekizinci piyade er eğitim alayı

entry8 galeri0
    1.
  1. burdur'da bulunan, zamanın bedelli askerlik yeri olan, gayet lüks diye tabir edilen tugay.

    askerliğini burada yapanlara sorulduğunda ' hem güzel hem kötü. bir çok ayrıcalığı var ama hepsi askere kapalı' diye yanıtlar alabiliyorsunuz.

    genel olarak acemiliğini burda yapan askerleri kıbrıs'a gönderen tugaydır ayrıca.

    dur hele bakalım 24 gün sonra gideceğiz bakalım nasılmış.

    70 gün sonra'da birinci dereceden yazacağım entry'i merak ediyorum. ulan inşallah güzel şeyler yazdırtırır burası.
    2 ...
  2. 2.
  3. '' ziyaretçisi gelen erler, ziyaretçisi gelen erler ! merve gündoğan , ziyaretçiniz gelmiştir. ziyaretçi parkında beklenmektesiniz'' diye anonsun yapıldığı duyulmuş alaydır.

    buraya düşen acemi er varsa gitmesin. benden söylemesi.
    2 ...
  4. 3.
  5. burayla ilgili hic unutamadigim bir anim vardir. bundan 4 sene önce yaz'in kavrucu sicagi sebebiyle kafayi kazitmis, boynuma da internet üzerinden siparis verdigim asker künyesini takmistim. arkadasim'in burdurdaki köyüne daveti üzerine, antalya'dan burdur'a otobüs seyahatimi gerceklestirip, köye kalkan servislerin bulundugu tugay'a dogru yol almistim.

    sicak sebebiyle bir bakkala girip su alayim dedim, parayi bakkala verdim, bakkal bana: "allah kavustursun!" deyince, "sagol" deyip disari ciktim. yalniz salak kafamda jeton bir türlü düsmüyordu. "ulan bu adam bana niye allah kavustursun dedi?" diye bi fikir bile yürütmedim.

    Yoluma devam ederken bir karpuzcuya tugay'in yolunu sorayim dedim. yolu sordum, karpuzcu da bana gayet güzel bir sekilde yolu tarif etti. tarif sonuna da "allah kavustursun genc!" demeyi de ihmal etmedi. benim jeton hala düsmüyor. neyse servis'e binip köye vardim. arkadas da beni duraktan aldi, eve vardik, ev'de arkadas'in akrabalari "vay cocuk kac haftadir dogru dürüst bir sey yememistir" diye bi sofra kurdular, allah'im allah'im dedim ne oluyor?!

    yemegimizi yedik, cay sefasina gectik, arkadas'in dedesi soruyu sordu: "safak kac?" Cifte parasütle düsen jeton'um sonunda düsecegi yere düstü, künyeyi hemen cikardim, kendime ceki düzen verip herkesten bi güzel özür diledim.

    kissadan hisse: türk insan'i gercekten misafirperver ve duygusaldir. cikardigim rezilligin icinde bunu ögrendim.
    1 ...
  6. 4.
  7. 87/2 tertiptim.mayıs 23 gibi burdur otogarına indik otogarda bir lokantaya girdik acılı kuru fasulye ve pilav yedik,sonrasında anneme telefon ettim ve sağ sağlim otogara indiğimi söyledim yaklaşık 5 dakika konuştuk boğazıma bir şey kilitlenmiş o an annemin telefonu kapatmamasını istiyordum ömrümün bir telefonda geçmesini istiyordum telefon başında ölmek istiyordum.konuşma bittikten sonra hafif göz yaşlarına boğuldum oradaki tuvalete girip elimi yüzümü yıkadım. otogarda bir askeri minibüs bekliyordu yanına gidip minibüsün şöförüyle biraz muhabbete koyuldum.kaç ay kaldı? askerlik nasıl? gibi sıradan sorular sordum.iyi niyetliydi sağolsun her konuda yardımcı olabileceğini söyledi. derken bir komutan geldi ve bize askermisiniz gençler? diye soru yöneltti.asker olduğumuzu söyleyince burada bekleyin bu minibüsün bizi eğitim alayına götüreceğini söyledi. her zaman ki gibi en arka köşeye oturduk bavullarımızı da kucağımıza koyduk minibüs boştu bizde milletin gelmesini bekliyorduk. derken aradan 10 dakika geçti ve bir anda minibüs tıka basa dolmaya başladı neredeyse üst üste binmiştik.herkes gideceği yeri merak ediyordu kendi aralarında konuşmalar yapıyordu. sonrasında gelenleri minibüsün yolcu taşıma özelliği dolduğu için oradaki komutan siz bir taksiyle gelin yada minibüs tekrar buraya gelecek ozaman gelirsiniz demişti. ve minibüs hareket etti 10-15 dakika sonra alaya gelmiştik alayın önü resmen bir düğün yerini andırıyor tabiri caizse bir mahşer yeri gibiydi. bir sürü arabalar dikiz aynalarına havlu takılmış arabalarla doluydu.çoğu kişinin ailesi oradaydı. minibüsten indik alayın önünde beklemeye başladık. hava neredeyse kavuruyordu öyle bir sıcak neredeyse yoktu. 5 dakika sonra alayın kapıları açıldı bir inek sürüsü gibi kapıya doluşmuştuk kapıdan içeri girerken bir uzman çavuş "hadiiii hadiiiiiiiiiiii koyun bavullarınızı şuraya arama yapılacak" gibi sert diliyle onca askerin ben de dahil ulan böyle adamlar varsa ayvayı yedik gibi düşünceleri oluşmutu kafasında. 5 tane asker birde o dediğim uzman çavuş aramayı yapıyorlardı onun gelmemesi için çabalıyor sağ sol yaparak sıramı değiştirmeye çalışıyordum.derken sıra bana ve nasıl olduysa o uzman çavuş bana denk geldi ve başladı çantamı aramaya.arama bittikten sonra bana "sen nerelisin?"gibi bir soru yöneltti. cevabımı verdikten sonra içeri girmiştik ve içimde vay be artık askeriz nidaları atmaya başlıyordum. elbise için kilolara bakıyorlardı sonra kilonuzu not alıyorlardı sonrasında ayakkabı numarasına baktılar. ayağınızı (orada bir bot var o botu giyiyorsunuz oradan ayağınızın kaç numara olduğunu öğreniyorsunuz.)
    sonra elbise iç çamaşırı ve bot dağıtımı için büyük bir deponun önünde geldik. içeri girdiğimizde oda ne?resmen elbiseleri insanın yüzüne yüzüne fırlatıyorlar çorap olsun iç çamaşır olsun askeri kamuflaj olsun adamın yüzüne fırlatıveriyorlar resmen. bot faslına geldik benimde ayaklarım 47 numara olduğu için oradaki kadrolu asker bana 46 numara vermişti.bu bana olmaz dediğimde ise "bir üst numara yok giymeye çalış bunu " dedi. olmayacağını bildiğim için ısrar ettim ve iyice bakın dedim. yine yok dedi bana derken gözüm bir anda orada duran bir kutunun üstünde 47 yazdığını gördüm. bakın orada var dediğimde ise kadrolu askerin "aaa varmış" dediğini duydum. botlarımı da aldıktan sonra soyunma kabinlerine girdik (bir kabinde 4 kişiyiz.) sonrasında "elbiseleri giymeniz için 5 dakikanız var emrini" duydum.acele giyişle birlikte herkes giymiş bir tek ben kalmışım. bütün tabur beni bekliyormuş. her yeri aramış taramışlar. (soyunma kabinine bakmayı akıl edememişler) sonrasında botları giyerken birisi kapinin perdesini açtı dostum nerdesin sen yadiye haykırışta bulundu. botların bağcılarını yerleştirdiğimi söyledim boş ver onları onlar sonra yapılacak dedi ve bağcıksız botlarla berbaer manganın yanına gittim. herkes bana bakıyor ve gülüyordu.(bir anlamda rezil olmuştum.) koğuşun önüne geldik burada botların bağcıkları nasıl bağlanır kepin üstüne nefte nasıl takılır bunları öğretiyorlardı. bunları da gösterdikten sonra yataklar nasıl yapılır yatağın üstüne bozuk para atınca ziıplayacak kuralını acemliliğiniz ilk gününde mutlaka duyacaksınız. işte ozaman annemin kıymetini bir daha anladım içimden kendimi şu soruyu sordum "annem benim yatağımı yapmaya mecbur değilmiş" ozaman anladım ki "ahh anne ahh senin kıymetini gerçekten bilememişim ama bir döneyim seni bir daha üzersem tır çarpsın" demeye başlamıştım
    herkes bir mal gibi birbirine bakıyor işte disiplin dedikleri şey bu olsa gerek diyor boku yedik şimdi kaçarı yok hislerine kapılıyor. (en azından ben bu hisse rahatlıkla kapıldım)derken akşam oldu ve mesai bittiği için serbesttik.

    buraya herkes genelde ulaştırma olarak gelir.dolayısıyle mavi nefte takacaksınız. sizin oradaki eğitim çavuşlarınız piyade olacaktır onlarda yeşil nefteli. genelde herkes (bende dahil) ulaştırma geldik piyade eğitimleri neden görmüyoruz sorularını kendilerine sorar. evet buraya şöfor olarak geliyorsunuz ama şöforlük eğitimi için gelmiyorsunuz burada piyade eğitimi göreceksiniz. yani tek er eğitimi. ancak usta birliğiniz buraya çıkarsa ozaman ulaştırma olacaksınız. ama herhangi bir gittiğiniz ulaştırma olarak gideceksiniz artık orada sizi ulaştırma yaparlarmı yapmazlarmı orasını bilemem ama branşınız ulaştırma olacaktır.

    bu alayın bir çok güzel özellikleri vardır.mesela her koğuşun önünde sıcak meşrubat içecekleri vardır.ozaman 250 liraya çalışıyordu. çayından tutun kahvesine sıcak çikolatasına her türlü içecek var. şekerini bile kendiniz ayarlıyorsunuz.öyle bir muazzam bir makina.her sabah bakımcısı gelir bitmiş bardaklarını yenilerdi.tabiki içindeki bozuk paraları da. burada kalk saatiniz 07:00 bu çok güzel saat 10:00 da kalkmış gibi oluyordum. her sabah geç kalkan iki kişi bulunurdu ben ve bir tane daha arkadaşım.bizim kalkmamız 07:20 yi bulurdu.sabah içtiması da 07:45 gibi felandı. 20 dakikada hem traş olur hemde elbisemizi giyerdik.internet kafesi mevcuttur buraya bakan bir kısa dönem askerdi.ve burada ki internet cafe sıralıydı sıra ya geçmeniz gerekiyordu.(tabi önce içeri girip isminizi yazdırmanız lazım.)içtimalarda çok bekletirler sabah o kadar koymasada öğlen içtiması ölümdür resmen.herkes tam olduğu halde yoklamayı almaya gelen komutan çok geç gelir. internet cafenin süresi vardı yarım saatti. yarım saat sonra bilgisayar otomatik kendisi kapanıyordu.hesabı uzatma diye bir şey yoktu.tekar sıraya geçmeniz gerekiyor sırada kuyruk gibiydi.böyle olmayacaktı tabi ki yarım saat çok azdı. bir yol düşündüm napsam ne etsem de şu cafeye bakan askeri nasıl kafaya alırım diye düşünmüştüm.yanına gittim ve buraya pas pas atacağımı ama benim süremin en az 1 saat olması yönünde bir teklif sundum.büyük şaşkınlıkla gözlerimin içine bakan asker tamam cevabını verdi.ne zaman boş bir zaman olsa gider pas pas atar 2 saat sıraya geçmeden bilgisayarın başında takılırdım.eğitimler hafif ama sadece 1.bölük ve 3. bölükler hafif.2. bölük eğitimlerde hep birinci geldiği için tugay komutanı hep 2.bölüğün eğitimlerini izlediği için 2.bölüktekiler hep eğitim yapardı ki bence 2. bölükteydim.denetleme olur antalya'nın tugay komutanı gelir işte ozaman gerçekten hapı yuttunuz demektir.o gün alayı yalatırlar.ben eğitim konusunda çok şanslıyımdım bizim çavuş benim liseden arkadaşımdı.haliyle bana çok iyiliği dokundu.çarşı iznine çıkarken ne ihtiyacım varsa bana alırdı.(normalde bu yasaktı).cumartesi ve pazar günleri hangi pavyondan geldiği belli olmayan kadın şarkıcılar gelirdi.gitmek mecburi değildi ama gitmek isteyenler belli bir ücret karşılığı bilet alır giderdi.bense herkes konsere giderken internet cafeye gider 3-4 saatimi orada geçirirdim.bazen sıcağın altında eğitim olmaz konferanslar yapılır.19 mayıs salonu vardır içerde orada yapılır.bir süre sonra haftada bir kere gece dersleri olur.hava kararınca ders başlar.alay içtima alanı küçüktür ve yemin törenleri burda olur ve haliyle asker aileleri gelince çoğu yer bulamazlar ve oğlununda yemin törenini göremezler alay içtima alanının dışında sadece sesleri duymakla yetinirler.o yüzden aileniz ne kadar erken gelirse okadar iyidir ki yer kapması için.birde sabah içtimaları alay içtima da oluyor. ilk önce koğuşunuzun önünde toplanıp sonra alay içtima alayına gidiyorsunuz.yemin törenine katılmayan askerleri yemekhanede yemin ettirirler.yemekleri bir yemek şirketi tarafından gelir.telefon klübeleri koğuşun önündedir.şimdi yurt dışından gelenler için özel telefon klübüleri yapılmış.banyo imkanınız maalesef sıfır :(.haftada 1 kere banyo yapabilirsiniz eğer daha çok banyo yapmak isterseniz bu çok zor oraya bakan banyocu kadrolu askere kalmış.biz bile banyo ya giderken bile bizim eğitim çavuşu banyocuyu ayarlayıp öyle gidiyorduk. ve bir kötü bir şey daha banyo süresi 10 dakika.ama eğerki sizin kafanıza tak etti hiç çekinmeyin başınızdaki uzman çavuşa gidin şikayet edin elbetteki banyocuyu uyaracaktır.biz şikayet ettiğimiz de faydasını gördük bir hafatada 2 kere banyo yapma fırsatımız oldu.çimlere yatmak kesinlikle yasak istirahat saatlerinde gidipte çimlerde yatmayın aklınızda bulunsun.acemliğe başladıktan bir hafta sonra koğuş nöbetleri başlar.koğuşlar 32 kişiliktir.genelde temizdir güzeldir.en alt katta kadrolu askerler ve üst katlara doğru acemi askerler yatar.haliyle buradaki mangalar da 32 kişilik oluyor.bu alayın birde cephanelik kısmı varki işte oda ölüm çok uzak o sıcakta bizi ot yolamaya götürdüler.
    ama sırf burdur gölünü görmek için gidilir cephanelikten baktığınızda burdur gölünü uzaktan rahatlıkla görebilirsiniz bu alaya geldiğinizden 3 sonra felan (ki bizim öyle olmuştu) sizi revire aşı yapmaya götürücekler malesef o sıcağın altında en az 1 saat bekleyeceksiniz:( çünkü bütün alayın askerleri orada olucaktır.reviri çok büyük bir sürü doktor mevcut.orada hemşire göreceksiniz offf buda nedir gibi şeylere kapılabilirsiniz.bana aşıyı hemşire yapmıştı doktor değildi.herkes soyunup içeri girince doğal olarak karşısında da bayan görünce bir garip oluyor.koltuğa oturuyorsunuz bir sağ kolunuzdan bir sol kolunuzdan iğneyi yiyorsunuz.
    ben iğne olacağım sırada hemşirenin "off kol kaslarına bittim senin şimdi bu kolara iğne girermi?" dediğinde ve oradaki doktorların gülmesiyle resmen dumura uğramıştım.(hayır o kadar erkek var ve birde erkek doktor var yani orda 15 erkek bir bayan var aşağı yukarı insan bir tuhaf oluyor.ki bunu söyleyecek cesareti de nereden buldu halen anlamış değilim neyse bunlar derin konular.ertesi gün sol sağ sol sağ diyerek tekrar revirin önünde bulacaksınız kendinizi.bu seferki amaç verem testi olucak.bir çok il isimleri sayıcaklar sizlere bu sayılan ildekiler verem testine katılmaya mecbur.sayıkları illeri aklımda kaldığınca söyleyeyim (bursa manisa ankara istanbul izmir mersin siirt şırnak batman kayseri adana diyarbakır yozgat mardin urfa gaziantep malatya afyon eskişehir'di) bu illerde ikamet edenler kalksın ve ikişerli sıraya geçsin emri gelmişti.bu şehirlerde oturanlar verem olma ihtimaline karşı bir aşı da ordan yemişlerdi.yaklaşık 2 saat de böyle bekleyeceksiniz.
    sonra öğle yemeğine gidip geldikten sonra burada oyak bank bulunmakta oyak banka gidip askeri sigorta yapılıcaksınız (biz 15 ytl vermiştik şimdi 25 ytl olmuştur.) bir uyarı yapayım sakın "ben sivil hayatta zaten sigortalıyım" gibi bir şey söylemeyin çünkü çok kötü azar yiyceksiniz.bu askeri sigorta oluyormuş ve yaptırmak zorundasınız.sigortanız yapıldıktan sonra bir gününüz de böyle geçicek.sonrasın da doğal olarak teker eğitimlerine giriceksiniz.acemi birliğiniz başladıktan bir hafta sonra size silah zimmetleyecekler.g3 tabiki.her eğitimde silahlı gideceksiniz silahsız eğitimlerde bile silahınızı alıcaksınız. asıl mesele eğitim bittikten sonra silahınızı yerine koymak için bir 40 dakikanız geçicek çünkü o kadar izdiham olucak ki içeri gir girebilirsen.istirahat saatleri 10 dakika eğitim saatleri 40 dakika.istirahate gitmeden sigaranızı yakın çünkü su gibi geçiyor sigaranız bitmeden eğitim düdüğü çalıyor.(çok sigaram gitti sırf bu yüzden)maçları izletiyorlar ama sadece milli maçları :( eşofmanları giyip gitmeyiniz ben gibi kamuflajları giyip giderseniz ancak öyle içeri alıyorlar.zaten bunun uyarısını size yapıcaklardır.
    eğer yazın giderseniz şunu bilinki ot yolucaksınız durmadan ot yolucaksanız işte buranın da kötü yanı hep bu malesef.üstelik ot yolarken oturtmuyorlar çömelerek ot yolduruyorlar işte adamın şaftı kayıyor. o zaman.tabi başınızdaki çavuş insaflıysa bir ihtimal oturtabilir.tel örgüden kesinlikle dışarıya bakmayın kesinlikle ama.yoksa olacakları ben bile düşünemiyorum.(uçak pistinin ordan duvarlar alçalıyor ve dışarı bakma imkanınız oluyor. bir keresinde bütün alay taburun çimlerini yoluyor 3 tane lavuk dışarı bakarken yakalandı ördek yürüyüşü ile uçak pistini git gel yaptık.birde buranın ustabirliğine düşerseniz sevinmeyin usta birliği beter.
    sonralarda sizi 19 mayıs konferans salonuna sokup usta birliklerinizi okuyacaklar.
    haftalık koğuş temizliği yapılıcak işte o ölüm.
    ilk içtimanızda "aranızda yazıcı olan varmı?"diye bir soru ile karşılabilirsiniz ki bana göre karşılacaksınız.burada dikkat edilecek konu yazıcı olursanız eğer bilgisayarla değil elle yazıyorsunuz herşeyi anlayacağınız biraz zahmet istiyor ama o sıcakta eğitim yapmaktan iyidir. bana göre.onu da artık siz bilirsiniz.
    başınızda 4 tane eğitim çavuşu olacaktır.bunlar manga manga ayrılacaktır.bir manga dediğim gibi 32 kişidir ve bir bölükte 4 manga bulunmaktadır.her mangaya bir eğitim çavuşu verilir.koğuşunuzda eğitim çavuşuyla aynı yerde kalacaksınız.acemiler gittiği zaman taburun bütün işlerini acemilere yaptırırlar.o yüzden biraz sıkıntılı geçecektir.taburun bütün temizlik işlerini size yaptırırlar.siz gittikten sonra bütün işleri kadrolu askerler yaparlar.yani sizin gelmeniz demek onlar için büyük nimet olacaktır.başınızdaki insan bir öüretmen veya başka bir şey olabilir "aa siz öğretmenmisiniz" diyenler oldu.bunda şaşırılacak durum yoktur çünkü onlar kısa dönemdir.
    bir çok kantini var koğuşların yanında bile var en azından bizim vardı diğerlerindetam emin değilim ama tabiki bu da saatli.bol bol sol sağ yürüyüşleri yaptılır.koğuşun önünden uçak pistine kadar.orada bir uçak var dediklerine göre o uçak cezalıymış.
    uçağın yanına gittiğinizde bir sürü yazılar yazılmış şafaklar atılmış vs.uçak pistinde istikamet yemek ayrı bir zevklidir tertemizdir yatın yatabildiğiniz kadar.bir dez avantajı var ki yemin töreni için gelen asker aileleri için araba park yeri yoktur.bir park yeri yapılması lazım herkes mecburen arabalarını yolun kenarına park etmek zorunda kalıyor.
    gerçekten en rahat acemi birliklerinden birisidir burasıdır bana göre.
    6 ...
  8. 5.
  9. 28.11.2014 tarihinde yani henüz 2 gün önce acemi dönemini bitirip çıktığım alay. Buraya acemi görevini yerine getirmek üzere gidecek arkadaşlara tecrübeyle sabit deneyimlerimi aktaracağım. Öncelikle şunu söyleyeyim yanınıza iç çamaşırı ve çorap dışında hiç bir şey götürmenize gerek yok. Gerçekten. Bana çok söylediler dinlemedim. Siz siz olun beni dinleyin. Yanınıza götüreceğiniz bir valiz dolusu eşya size sadece hamallık olarak geri dönecektir. Bana döndüğü gibi. Orada size lazım olabilecek her şeyi veriyorlar. Verdikleri dışında olan ihtiyaçlarınızı da askeri kantinlerden dışarıdan çok daha ucuza alabiliyorsunuz. ''kantinlerde çok sıra oluyor'' diyenleri şimdiden duyar gibiyim. Akıllı olacaksınız kardeşlerim. Yoğun olmadığı anları belirleyip,o saatlerde gideceksiniz. Alternatif kantinlere yöneleceksiniz. Saksıyı biraz çalıştırdığınız sürece hemen her işinizi çok sıra beklemeden halledersiniz. Botlar ve verecekleri spor ayakkabılar için mutlaka kilit alın. Ve aldığınız kilidi ayakkabıların arka dillerinden değil bağcık geçirilen yerlerden kilitleyin ki yer değiştirmesinler. (Yer değiştirmek : Askeriye de çalınan eşyalar için kullanılan deyim. Komutanlara botum çalındı diyenlere; komutanlar ''çalınmamıştır,yer değiştirmiştir'' diye cevap verirler) Ben tarihten anlayacağınız üzere 94/4 tertip gittim. Orada ne yaşarız derseniz ; emin olun kimse bunun cevabını veremez. Her şey düşeceğiniz tabura,bölüğe ve başınızdaki uzman ve komutanlara bağlı. Ben 1. tabur 3. bölük'de yer aldım. 2 Uzman çavuş vardı başımızda. Mehmet çavuş ve Erkan çavuş. Uzmanlar dışında, Abdullah Başçavuş,Kasım Başçavuş,Eren Astsubay ve Ahmet Üsteğmen vardı. Bölük komutanımız ise Topçu Üsteğmen Erdal Pekin idi. Bütün komutanlarımız sağ olsunlar çok sabırlı ve bazı anlar dışında iyi davrandılar bize ancak bu isimler arasında özellikle Erkan Uzmanın yeri apayrı oldu. Çok harbi,askeri seven,halden anlayan birisidir kendisi. Burdur'a gidip 1. tabur 3. bölüğe düşerseniz tanışırsınız. Ayrıca başımızdaki eğitim çavuşu olarak görev yapan Can çavuşumuz kalbimizde taht kurdu. Üsteğmen bile uygun adımda söylediğimiz marşlarda bizi sesimiz çıksın diye ikna edemezken,Can çavuş başımızda olduğunda herkes birbirine ''hadi beyler Can çavuş için inletiyoruz'' derdi. Neyse konumuza dönelim. Dediğim gibi orada ne yapacağınız başınızdaki komutanlara bağlı. Ama şuna emin olabilirsiniz, diğer illerde ki eğitim birliklerine göre siz Burdur'da ''Tatil'' yapacaksınız. Sizi zorlayacak tek şey günde minimum 7-8 kez alınan içtimalar olacak. Bunun dışında spormuş eğitimmiş hiç bir şey yapılmıyor desem yeridir. Biz 2 gün spor hareketlerini yaptık, 1 gün silahlı hareketleri yaptık o kadar. Bunlar dışında yanaşık düzen eğitimi falan öğrettiler. Burdur'da askerliğini en zor yapanı spor hareketlerini 2 değil 4 gün yapmıştır. Sadece bu * Başınızdaki komutan her şey demek. Misal diğer taburlardaki arkadaşlar havalar soğuduğunda berelerini takıp rahat ettiler ancak biz hiç takamadık. Çünkü komutanımız kep çıkar,bere tak emri vermedi. Ona göre o kadar soğuk değilmiş. Bere takanlar da komutanı görünce çıkarmak durumunda kalarak taktılar. Burdur kasım ayında çok soğuktu. Kışın çok daha fazla soğuk oluyormuş. Bakmayın Akdeniz bölgesi şehri olduğuna. Benim gibi izmir'den ve çevre illerden,Marmara'nın kısmen sıcak bölgelerinden gidenler baya zorlandı. Size orada yaşayacağınıza emin olduğum bir bilgi vereceğim. Hasta olacaksınız * ''Benim bünyem kuvvetli,ben olmam'' demeyin. Zira bende öyle diyordum. Hayatımda atlet bile giymemiş biri olmama rağmen fazla hastalık geçirmedim. Oraya gidince ilk gün soğuğu fark edip içlik dahil her şeyi giyindim ama kurtulamadım. Hasta olmanızın asıl sebebi ise koğuşlarda havalandırma olmaması. Havalandırma görevi gören şey 4 adet küçük pencere ki onları da kış soğuğunda açamıyorsunuz buz gibi oluyor içerisi. Birisi hasta oluyor ve devamında hayırlı işler * Öksürüklerin ve hapşırık seslerinin ardı arkası kesilmiyor. Daha düne kadar öksürükten ciğerlerim çıkacak sanıyordum,bugün biraz daha iyiyim ilaçlar sayesinde. ilaç demişken, revire çok ahım şahım bir haliniz yoksa boşuna çıkmayın. Çıksanız bile önemsemiyorlar zaten. Eğitimlerden kaytarmak için hastalık bahane edip revire çıkanlar oluyor. Etrafınızda böyle tipler olursa gülüp eğlenmek yerine onlara tavrınızı koyun. Çünkü o düşüncesiz arkadaşlar yüzünden,gerçekten revire çıkması gereken kişiler çıkamıyor veya çıksalar da sıra gelmiyor onlara. Revir imkanları kısıtlı her bölükten 10-15 kişiye bakılabiliyor. Bizde her gün revire çıkan kişi sayısı minimum 25-30 idi. insanların temel haklarına saygılı olun. Özellikle sağlık ! Kimseyi küçümsemeyin. Çok modern bir hayat yaşayan arkadaşlarınız da olacak orada,klozet-pisuvar kullanmayı bilmeyen, yerinden yurdundan Doğu'nun adını bile duymadığınız yerlerinden ilk defa ayrılıp askere gelenlerde. Unutmayın ki oraya herkes sizin gibi anasını,babasını,eşini,çocuğunu,arkadaşlarını bırakıp geliyor. Kimseyle tipi,memleketi,konuşma tarzı sebebiyle dalga geçmeyin. Bu saydığım sebeplerden ağlayan silah arkadaşlarım vardı ! Kimse bunları yaşamak için asker ocağına vatan korumaya gelmiyor. Bence yanınıza soğuk algınlığı için ilaç alın. Biz 94/4 tertipleri ne giriş yaptığımızda ne de daha sonra hiç aramadılar. Telefon getirdiyseniz bence komutanlar sorunca teslim etmeyin,dediğim gibi aramıyorlar. Ama sahip çıkamazsanız çalınır. Tabi siz bana güvenip götürmeyin de * sonra arama yapılıp bulunursa adımı anmanızı istemem. Ve size en önemli tavsiyem; sabırlı olun. Çok değişik insanlarla bir arada yaşayacaksınız yaklaşık 1 ay boyunca. Hırsızı,yalancısı,dolandırıcısı çeşit çeşit insan var. Havadan nem kapıp kavga çıkarmayın. Havadan nem kapıp kavga çıkaranlarla takılmayın. Etiket olmaya çalışanlar olacak,bırakın kendilerini mutlu etsinler. Hatta onların anlattıkları muhabbetlere ''vay be harbiden mi ? , helal olsun be birader. Hızlı yaşıyor muşsun'' gibi tepkiler verin ki mutlu olsunlar. Orada göreceksiniz yalanın bini bir para. Sivilde herkes kral,ortam çocuğu * He deyip geçin yalanını ortaya çıkarmak için uğraşmayın,takılsınlar. Can dostlarınız olacak. Oraya gidince öğreneceksiniz. Öncelikle can dostlarınızla iyi geçinin. Yanınıza bozuk madeni para götürün. Çok lazım oluyor. Kola ve kahve makineleri hesap kartları ile çalışmıyor. Kredi kartı gerekiyor. Ayak numaranızı sivilde olandan minimum 1,maksimum 2 numara büyük söyleyin. Ben 42 numara bot giymeme rağmen 44 numara dedim ve inanılmaz rahat ettim. Herkes botlarının vurmasından şikayet ederken ben paşa paşa dolaştım * Askeri kamuflajlar verilirken size kilonuz sorulacak. 80 iseniz 70-75 arası bir kilo söyleyin ki aldığınız kamuflaj üzerinize tam otursun. Bana bunu kimse söylemediğinden direkt kilomu söyledim ve kamuflajlar büyük oldu. ''Küçük olmasın,büyük olsun'' mantığı ile veriyorlar çünkü. 1 ay büyük giyindim şimdi terziye verip yaptıracağım. Burdur'dan nereye düşerim derseniz,tamamen şans. Bizim celp dönemi ortalama olarak %60 doğu çıkardı. Gerisini Türkiye'nin 4 yanına dağıttı. Ben istanbul-Metris'de görev yapacağım. Doğu istiyordum ama nasip. Şafak saymayın,kendinizi bunaltmayın. Başımdan geçenleri ve kendi kanaatimce tavsiyelerimi bildirdiğim yazımı burada sonlandırıyorum. Umarım bir işinize yarar. Tekrar hatırlatıyorum, çok soğuk ve havalandırma şartlarından dolayı hasta olmak kaçınılmaz. Sıkı giyinin. Bol meyve yiyin. Yanınıza içlik,iç çamaşırı ve özellikle kullanacağınız kişisel bakım ihtiyaçları dışında bir şey götürmeyin. Şimdiden herkese hayırlı tezkereler.
    1 ...
  10. 6.
  11. 7.
  12. 358. Dönemde askere gidecek kısa dönem er olarak acemi askerliğimi yapacağım yer.

    4 şubat 2015 13:00'da başlar.
    0 ...
  13. 8.
  14. % 110 hasta olacağınız eğitim alayı. yemekler şirket tarafından yapılıyor, fena sayılmaz. size tavsiyem eğer piyade iseniz yanınıza hiç birşey almayın çünkü 21 gün sonra eğitiminiz bitiyor. yalnız zpt, zma, gzpt sürücüsü olarak gidiyorsanız eğitiminiz 60 gün ona göre alın yanınıza alacaklarınızı. yemin töreni geçene kadar zorlanacağınız günler olacak yemin töreninden sonra biraz rahatlayacaksınız. benim celp dönemimde bölüğün % 80'i doğuya düştü. batı tamamen şans. komutanlar genel anlamıyla çok iyi. eğer akıllı biriyseniz kesinlikle azar bile yemeden eğitiminizi tamamlarsınız. koğuşların önünde bozuk para ile çalışan kahve ve kola makinaları mevcut, bir tane fastfood kantini ve bir kaç tane fastfood aracı mevcut, yalnız en baştada söylediğim gibi %110 hasta olma garantili eğitim alayı. neden öyle söylediğimi sizde öğreneceksiniz. unutmadan türkiyede ki en kolay acemiliğin ve usta birliğinin yapıldığı eğitim alayı.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük