gerçekten öyle, hergün ergenekon olayları, kimin tutuklananacağının belli olmaması , hergün , kaç şehit vereceğiz diye beklemek,gene kaos ortamı....
edit:bir türlü soğuk savaşın etkisinden , kutulamadık hala etkilerini acılarını yaşamaktayız...
Bir otelin altındaki mekanın dış bölümündeki masalarından birine oturup çayın yudumlayan vatandaşın çay bardağının içine , yine aynı otelin bilmem kacıncı katındaki camından atılan kullanılmış prezervatifin düşmesi.
altın madalya almış komutanların gece gece evelerinden gözlerinde kirpikleri,alınıp götürülmsi...
Edit:devlet bunlara altın madalyayı neden verdiki eğer geri alacaksa...
şehirler arası otobüs yolculuğu yaparken , arkanızdaki koltukta oturan yaşlı teyzenin ayakkabılarını çıkartıp ayaklarını sizin oturduğunuz iki koltuğun arasından uzatması , siz teyzenin parmaklarının anatomik yapısını çözecek kadar zaman geçmiş olmasına rağmen o ayakların ordan çekilmemesi . o anları yeniden hatırladığınızda derin bir ooof çekmeniz , ama gene de gülümseyebilmeniz .
Arka sokaklar adlı dizide Ergun taş'ın üç farklı karaktere hayat vermesidir..
2006 yılında mümtaz, 2007 yılında sipahi ve daha sonra Faik karakterini canlandıran Ergun taş bu konuda sanırım bi ilke imza atmıştır..
Bu nasıl olur lan ? Demeyin..
Burası Türkiye..
eşi iş kazasında vefat etmiş bir bayanın, sadece mahallelinin yaptığı ufak tefek yardımlarla 2 çocuğu ile birlikte yaşadığını biliyorum. bu o modern denilen avrupa da yaşanır mı bilmem.
avrupa da daha çok organize yardımlar vardır. zenginler kişisel tatmin için durumu reklamize ederek yardım ederler genelde.
kazada vefat eden vatandaşın sigortası olmadığı için eşi hiçbir şey de talep edememiş tabi. buda bize özgü bir işveren-işçi ilişkisi oluyor galiba.
2 erkek 5. kattan yukarı çıkmak suretiyle asansöre bindikten sonra zemin katta ki iki kız asansörü çağırır ve kızlar asansörün kapısını açtıktan sonra asansöre binmeyip tekrardan yukarı çıkmak. böyle bir yobazlığın başka bir yerde olacağını sanmıyorum.
edit: ***micez ya *mk.