burası türkiye

    78.
  1. https://galeri.uludagsozluk.com/r/2030979/+

    Sevmeyen ve saygı duymayan çok açık bir şekilde vatan hainidir.
    O olmasa adınız Abraham'dı,Yorgo'ydu.
    Not:Evimde 4 tane nutuk var.
    Atatürk'ü sizden daha iyi bilirim.
    Klavye Atatürkçüsü değilim.
    7 ...
  2. 41.
  3. http://galeri.uludagsozlu...buras%C4%B1-t%C3%BCrkiye/

    kendi ellerimle çektim bu fotoğrafı. hatta öyleki o televizyon parçasını kendi ellerimle taşıdım. tanıma falan gerek yok resim burası türkiye diyor zaten.
    3 ...
  4. 74.
  5. 10.
  6. burası türkiye her halt olabilir.
    -burada; hızlı treni düzgün yapmazsınız, insanların ölümüne neden olurusnuz ama hiçbişey olmamış gibi görevinize devam edersiniz.
    -burada; ihaleleri peşkeş çekersiniz dostlarınıza, sonarada ahlaktan, namustan söz edersiniz.
    -burada; küçüçük bir kız çocuğu kanalizasyon çukuruna düşüp ölür. sizin belediye başkanınız o şirkete toz kondurmaz.
    -burada; köşe yazarlarınız * ve gazeteleriniz * hangi parti yönetimdeyse onun istediğine göre haberler yapar ve o istiyo diye köşe yazarını işten çıkarır.
    -burada; 20 yaşında adamları katleden birine utanmadan sayın denir, ölen askerlerinize kelle diye kitap edilir, siz kalkıp o adama yüzde 47 oy verirsiniz.
    -burada; 60 ve 80 darbelerini yaşamalarına rağmen birileri hala çözümü darbede arar ve sonunda demokrasi istiyoruz diye bağırırlar.
    -burada; ülkeyle ilgili tüm gerçekler bilinir, bunları her önüne gelen söyler * ama hiç kimse bişey yapmaz.

    çünkü burası TÜRKiYE'dir.
    2 ...
  7. 7.
  8. olmayacak işlerin olduğunu görünce hissettiğimiz şaşkınlığı anlatan ünlem cümlesi olmakla birlikte "ya sev ya terket"in kibarcası olarak da kullanılır.
    öyle ya da böyle, "dörtnala gelip uzak asyadan, akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan bu memleket, bizim"dir.
    2 ...
  9. 1.
  10. 58.
  11. Dün Milli Takım kazansaydı Futbolcu başı 150 bin verilecekti, bugün 3 askerimiz şehit oldu ailelerine 30 bin verilecek.

    Yorum Sizlerin.!!!
    2 ...
  12. 73.
  13. Kısacası burada düşünenler az, inananlar çoktur.
    2 ...
  14. 21.
  15. BURASI TÜRKiYE...

    Türkiye;Aslında bir ülke ismiyle beraber bir dünya vatandaşın aklına birçok mananın gelebildiği ender ülkelerden birinde yaşadığımızı düşünüyorum. Bu kelimeyle o insanın aklına istemsiz olarak islam, Türk kahvesi, yoğurt (evrensel ismiyle yogurt), baklava, vs. gelebileceği gibi bunu bir de bu topraklarda biz yaşayanlara sorduklarında aslında çok daha farklı beklide karamsar şekilde dile getirebileceğimizi düşünüyorum. Mesela şu anda birkaç kelime sıralamak gerekirse askeri darbeler, kriz, heyecan, misafirperverlik, futbol, televizyon, (gündemden dolayı) seçim, vs. aklıma direk olarak gelen kelimeler olduğunu söyleyebilirim.

    Ancak aslında biz Türkleri diğer dünya vatandaşlarından ayıran en büyük özelliğimizin çok başka bir şey olduğunu düşünüyorum. O da şu: Hayata daima en subjektif şekilde bakabilmemiz olarak görüyorum. Yani dünya bir yana Türkiye bir yana durumu en bariz şekilde genlerimize işle(n)diğini düşünüyorum. Her zaman nerede bir kavramla karşılaşsak (ne kadar evrensel dahi olsa) ona direk en yerel; unsurla birleştirerek yeni bir oluşummuş gibi piyasaya sürmeye çok meraklıyız. Siyasette bunu Türk solu, futbolda Türk futbolu, dini inanışta; Türk islamı anlayışı ile karşılaşıyoruz. Bu örnekleri daha da arttırmak mümkün ancak bu anlayışı ve yerleşen zihniyeti ne kadar mümkün onu bilemiyorum.

    Bu durumu bizlerinden içinden yükselerek medya camiasında önemli yerlere gelmiş insanların yaptıkları objektif(!) habercilik anlayışlarında da görebiliyoruz maalesef. En basitinden, meydana gelen bir kazada yaralanan ve de ölenlerin sayılarından öte bizlere her zaman onların kimlik bilgileri daha önemliymiş gibi sunuldu mesela. Yok bilmem mürettebatta aralarında bir de Türk'ün olduğu kazada şu kadar kişi öldü ancak ölenlerin arasında Türk'ün olmadığı bilgisini almış bulunuyoruz tarzındaki zihniyetle büyüdük. Ben bu kültürle birlikte küçük yaşlarımda hiçbir Türk ölmedi söylemini duyduğumda sevindiğimi bile hatırlıyorum. Neden?Çünkü Bir Türk tüm dünyaya bedeldir zihniyetiyle büyüdüğüm için hayata bu algılayış içerisinde bakmayı kendime uygun gördüm. Bu köşeli algılayışımı ancak kendim bir şeyler okuyarak ve hayata başka pencereden bakarak değiştirebilirdim ve nitekim de (iyi ki de) değiştirebildim. Peki bunu değiştiremeyen nice jenerasyon bir yığın olarak hayattaki yerini alarak yaşamına ve hayatı algılayışına olduğu gibi devam ediyor. işte beni de burada üzen şey aslında bu...

    Bu açtığım pencereyi yıllar önce gördüğüm ve çok beğenip hiç unutmadığım bir karikatürü anlatarak kapatayım bari. Yer küreyi temsilen çizilmiş yuvarlak bir dünya haritasının üzerinde bir insan figürü var ve yürüyor. Önünde de peş peşe dikilmiş yön gösteren levhalar bulunuyor. Her levhada art arda ülke isimleri bulunuyor. işte ingiltere, Fransa, ispanya, Portekiz, italya, Yunanistan vs. En sondaki ülke gösteren levhada şöyle bir ibare var. Aslında hem bizi hem de bizim hayata bakış ve hayatı algılayış tarzımızı en yalın ve ironik bir biçimde anlattığını düşünüyorum. Oradaki ibare aynen şu; Burası Türkiye...

    Benim aslında anlatmak istediğim durum bizim hayatı algılayış tarzımızın dışında bir de hayatı yaşayış durumumuzdu. Aslında tam da bu durumumuz bizi diğer ülkelerden ayıran bir özelliğimiz olduğunu düşünüyorum. Bir günün 24 saat olduğu evrensel gerçekliğinin içerisine Türk sosu kattığımızda o zaman dilimin bu coğrafyada aslında çok hızlı ve hiç de bir günü bir diğer güne benzemeyen şekilde yaşandığını görüyoruz. Yani var olan bir sistem etrafında şekillenmiyor hiçbir şey. Her şey olabildiğince farklı ve dolu bir biçimde en hareketli biçimde akıyor. Aslında bizim alıştığımız bu duruma diğer dünya vatandaşlarının şaşırmasını ve hayretler içerisinde kalmasını (her ne kadar içerinde olduğumuz için anlamasak bile) doğal karşılamamız gerekiyor.

    Bırakın ülkenin yaşadığı ekonomik kriz, rüşvet, Nazım Hikmet, Ergenekon, Eurovision, tartışmalarını sadece bu hafta sonunda yaşayacaklarımızı anlatmaya çalıştığımızda bile ne kadar yoruluyoruz öyle değil mi? Siz şimdi gelin bir de bunu başka dünya vatandaşına anlatmaya kalkın. Evet belki onlarında kendilerine özgü bir güncel yaşantıları söz konusudur. Ancak hiçbir ülkede peş peşe siyasi, kültürel, sportif vs. başlıklar altında bu kadar yoğun ve (sulandırıldığı halde) şekilde odaklanıldığını sanmıyorum.

    Yani bizle bu coğrafyada kimi zaman yaşamaktan bazen sıkılıyoruz ve yaşadığımız problemlerden dolayı kimi zaman isyan noktasına bile geldiğimiz oluyor. Ancak ne kadar bu koşuşturmayı beğensek de beğenmesek de bu hayat hızına alışmışız bir kere. Nereye gidersek gidelim ve şartlar ne kadar güzel olursa olsun bizler daima bu çoğu zaman hoşnutsuz olduğumuz bu yaşam standartını ve hayatın bu kadar dolu ve hızlı yaşandığı bu ülkeyi özlüyoruz. Çünkü bu stil ve algılayış artık bizim genlerimize geçmiş” durumda. Madem durum böyle o zaman bizlerde bu ülkeden kaçış düşüncesine yerine yaşadığımız ve büyüdüğümüz bu ülkede bulunduğumuz durumu ve koşulları en üst seviyeye çıkarmak için var gücümüzle çalışmalıyız diye düşünüyorum.
    2 ...
  16. 3.
  17. "vah vah bak şunlar da ne kadar kötü...olur mu böyle şey!" vb. yakınmalarda karşı tarafın bıkmadan usanmadan verdiği,çözümden çok uzak cevap:
    "olur kardeşim olur,burası türkiye!"
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük