anlamamakta ısrar edenlere en net haliyle şöyle anlatılacak olan masumiyettir.
yarın, yolda giden bir adamın(herhangi bir adamın) arkasından seslenip yolundan çevir ve üzerine dik dik yürü. çok büyük ihtimalle gelişine yerleştirir ve korktuğu bir durum varsa çekip vurma ihtimali yüksektir o anda.
psikoloji diye bişey var dünya üzerinde(dünyanın en karmaşık bilimi) o adamın bıçağı evden çıkarken yanına almasından tut da öteki adamın o adamın üzerine yürümesine kadar o kadar çok şey... ama sizin gibiler için "geçmişte sabıkası var" ve "üzerinde bıçak var" ise adam zaten azılı katildir, bitmiştir mesele.
zaten hepiniz de toplum bilimcisiniz ya, şak diye çözüyorsunuz olayı.
bugüne kadar istanbul'da yaşayıp da en ufak bir sabıka kaydım olmadıysa emin olduğum bir şey var ki ben fazla özenli davranıyorum. aksi hâlde şu ana kadar hiç yoktan sicilimi kitap diye okurdun.
insanları yargılamak ne kolay lan kuş beyinli olan için. şimdi git ve saçmalamanın daha doğru bir yolunu bul adamım.
burak yıldırım'ın masumiyeti, olayın sonunda ölmüş olmasından gelir. başka da masum olduğu hiç bir durum yoktur. çok açık ve net, tabi ki anlamak isteyenler için.
itin teki, cebinde bicak - yok ruhsat istemez caki- tasiyan, sabikali, burak yildirima degil bir baskasina sebep olmaya meyilli itin teki birisini oldurur. sik kafalinin teki de haci diklenmeyeydi, isine gideydi felan der, baska bir mahluk israrla calki tasimak normal der durur. bunun futbol muhabbeti oldugunu dusunen dangoz hala farkinda degil ama itin biri birisini oldurdu. arkasindan kafasini siktiklerim o da horozlanmasiydi diyebiliyor. memleketin agzina sicin ulan, sokaklar sizin, klavyeler sizin. oldurun ne olacak, nasil olsa sizi de savunacak sikikler cikar.
hala anlamamakta ısrar edenler için bütün detayları ile açıklanması gereken masumiyettir.
bir adamı bıçaklayarak öldürmek ile o an etraftaki bir taşla kafasına vurarak öldürmek sonucu değiştirmez ölen için. ve hatta taş ile adam öldürmek "işkence" içerdiği için hukuki olarak cezası daha ağırdır.
söylediğim çok açık; bu ülkede "çakı taşımak" diye bir suç bulunmuyor bahsedildiği üzere sustalı, mekanik bir çakı değilse bu çakı. hani "bıçak taşıyor" diyerek bir adamı suçlamak abes ile iştigaldir.
ama buradan "kafa sikenler" varolduğu sürece futbolda ölüm de bitmez, olay da. böyle "aha malzeme bulduk" diye yardırırsınız ölünün masumiyetine sığınarak.
nerdeydiniz lan daha iki gün önce(pazar günü öğleden sonra) burak için edirnekapı'da bir avuç insan olarak toplanıp da dua edilirken? buradan burak ile prim yapan hiç kimse yoktu oralarda, göremedim ben en azından.
buradan şimdi sabaha kadar anlatıp durun, sökmez hacım. sen, yoluna giden adamı yolundan çeviriyorsan, horozluk yapmaya kalkışıyorsan yanındaki itlere güvenip ve üstüne üstlük sakat bir yerinden bıçaklanmana rağmen hala öfkenin peşinden koşturuyorsan afedersin ama öl ulan, öl.
zaten sen "ben bu aşk için ölmeye hazırım" demişsin görüyoruz ki, öl o zaman. böyle aşk olmaz çünkü...
şimdi siktirin kimin kafasını sikiyorsanız sikin, benim kafam biraz seçici davranır; bilgilerine cücüklerin.
vay ulan memleket ne hale gelmis. sustali veya caki tasimak icin ruhsat istemez, o zaman tasi ne olacak.? kavga cikarsa cikar sapla, ne de olsa ruhsat istemez. haaa sana gecerken omuz atan olursa sen cikar sok, ne de olsa ruhsat istemez. hatta sana laf attilar mi bir sok cikar, ruhsat istemez. normal yani kardesim. ruhsat istemez bicakla dolasinca cikarip saklamak normal. tasimak zaten normal, ruhsat istemez. sizin kafanizi siksinler, ruhsat ister mi bilmem.
"renkleri bir kenara bırakarak" bakabilen kişilerce görülebilecek olan masumiyettir.
burak yıldırım'ı öldüren lavuk, daha önce defalarca sabıkası olsa dahi karar alınırken değil, karara bağlandığında önemi olacaktır bunun. ve açıkçası amacım buradan katili, masumlaştırmak değil.
tabi anlayabilmek önemli bir hadisedir, ciddi anlamda kapasite gerektirir;
ben burak yıldırım gibi bir adam için hayatımda bir gün gelip de üzüleceğime inanmıyorum. ailesine üzülürüm, sevenlerine üzülürüm ama böyle bir adamın ölümüne dilerseniz katil ilan edin şahsımı ama üzülmem.
video görüntülerine baktığımızda katil zanlısı kendi hâlinde ve arkadaşıyla ayrılıp evine gitme derdinde. hatta görüntülerde mevcut yanından geçen fenerbahçe formalı bir başka taraftarla sürtünmüyorlar bile.
tam dönüp de evine gideceği sırada rahmetli merdivenlerden çıkıp üzerine yürüyor elemanın. o da saplayıveriyor... sonra da o "masum merhum" it sürüsü de beraberinde kovalamaya başlıyorlar elemanı.
bıçaklandın lan sen, fenerbahçelisini de galatasaraylısını da ayrı sikeyim, bıçaklandın lan "salak" nereye koşturup da zaten yara almış kalbinin ömrünü kısaltıyorsun?
ama olur mu? fenerbahçe herşey amınakoyim, galatasaray herşey... o hâlde güle güle arkadaşım, pekâla ölebilir bu düşünce yapısında ve hayatı ancak bu kadar değere sahip olan insanlar.
şimdi çıkıp da "bıçağın ne işi var üzerinde?" diye soran ve bu soru ile kafa patlatan sevgili cücüklere belirtmek gerekir ki "sustalı" veya benzer bir mekanik işleyişi olmayan "çakı" diye tabir ettiğimiz bıçaklar için hukuki bir ruhsat gerekmiyor.
ve hatta meraklıları fenerbahçe maçından önce taraftar topluluklarına bir yanaşıp silkelesinler
görürler o zaman;
çakıyı, bıçağı, muştuyu...
hadi şimdi siktirin gidin ama masum masum olsun emi.
edit: yaşı küçükler hatırlamaz ama bu ülkede "gırtlakları biz keseriz" diye tezahürat yapan orospu çocuklarının da rengini unutmuş değiliz.
bugün hala rahmetlinin karakalem çalışmasını açıyorlar tribünde bazı denyolar. ulan arkadaş, yoluna giden adamı yolundan edip aklınca "delikanlılık" yapıyorsun, karşındaki de harekettin tillahını yapınca sırf sonunda "öldün" diye masum oluyorsun... peki orada elemanın bıçağı olmasaydı veya o bıçağı çıkartamasaydı ne olacaktı arkadaş? rahmetli burak "pardon bilader, rahatsız ettik" diyerek yoluna gidecekti hemi.