Bu kasetle bir bok olamazdı, en fazla karısı bir iki trip atar en ekstremi de boşanmaları olurdu. Sonuçta ihanet; iftira değil.
Ancak bu kasetin anlamı başbakana bir tehdittir bak geliyor belaltı kayıtlar gibisinden. Anında kaldırılması da bunu destekler niteliktedir.
Gelgelelim asla etik bir olay değildir ama eden de bulur hacı. Türkiye'nin bir vatandaşı olarak ne baykal'ın kaseti ne de başkasının kaseti beni ne sevindirir ne de üzer. Biz halk olarak haklarımızdan yana olmalıyız.
Doğrudur. Özel hayattır, maalesef babasının kendinden büyük laflarının bedelini ödemektedir. Ancak Başbakana sorarsak"aa karsıyla mı konuşuyor ki özel olsun.Genel, genel."
muhalif kesimin erdoğan nefretinin nerelere vardığının en büyük kanıtı olan bu süreç içerisinde kaset, tapelerden medet uman zihniyetin ta ciğerine tüküreyim affedersiniz. seversin veyahut sevmezsin, ülkenin seçilmiş meşru hükümetine karşı yürütülen kara propoganda aracına hem de din temelli irticai bir örgütün tüm hukuksal yolları çiğneyerek cüretkar bir biçimde yaptığı ahlaksızlığa alkış tutan kuş beyinliler sayesinde ülke boka batmıştır. tek dayanağımız olan hukukun malesef bizzat başbakan tarafından da ayaklar altına alınmasına rağmen güvenebileceğimiz tek çıkar yoldur. vatandaşın huzur ve refahının ön planda olması gerekmesine rağmen, sosyal medya aracılığıya türkiye'de yapılan savaş çığırtkanlıkları aklı selim insanların bu manyaklar ne yapıyor yahu demesine sebep oluyor. hakatten kuzum ne yapıyor bu manyaklar. görünen o ki, yetişmiş insan profilimiz medeni insanlık seviyesine henüz ulaşmamış.
Doğrudur, ancak elalemin kasetlerini seçim meydanlarında "ne özeli genel genel" diye sallayanlar, maalesef burada baykalın kasetlerini servis edenlerin bir gün kendi kasetlerini de servis edebileceği gerçeğini atlamış, Baykal ve MHP'li vekillerin kasetlerine mal bulmuş magribi gibi sarılarak "etik dışı" söylemine sığınma şanslarını kaybetmişlerdir.
eğer başbakan ben süper dindarım sizler günahkarsınız sizi doğru yola sokacağım havasında olmasaydı, insanların özel hayatlarına burnunu sokmasaydı, kaç çocuk yapacağına karışmasaydı o zaman haklısınız. lakin insanlara onlar anarşist yetiştiriyor elinde taş çapulcu yetiştiriyor diye saldırıp kendi çocuğu zina yapıyorsa bir bakacak. umarım yalandır kendi yaptığı işten dolayı yüzü kızarsa dert etmem ama bu kadar sağa sola saldırıp milletin çocuklarına laf atıyorsa ve sonunda da bu oluyorsa durumu vahimdir.
hasan karakaya'da aynı durumda milletin karısına kızına küfür etti yazdığı gazete bir subay eşinin bir eve girişinin kocasını komutanıyla aldatıyor diye verdi ve kızının alem görüntüleri çıktı.
babası, baykal yapınca, "ne özeli lan! genel, genel... karısıyla mı birlikteymiş?" dediği için ve de din ticareti yoluyla siyaset yaptığı için etik dışı olmayan yayındır.
ne yani? hani dindar ve kindar nesil? elaleme verirler talkını, kendileri yutar salkımı...
özeli olmadığı için hem benim hem de başbakan rte'nin katılmadığı önerme.
bu özel değil yahuuuuu, geneeel geneelllllllll!!!!
özel insanın karısıyla arasında olandır, bu genelllllllll!!!!
sen yapınca bir şey yok, sana yapılınca etik değil. Hassssiktir oradan! Gazdan zehirlenip ölen öğrencilere "zaten çıplaklarmış" diyebilen rezil bir herife yapılan hiçbir hareket etik dışı olmaz. 12 yıldır etik bir hareketi olmayanlar bunu hak eder.
meseleyi arabeskleştiren bir zihniyetin, bütün yolsuzlukları perdemelemeye çalıştığı bir yalandan etik kaygısıdır.
ülke olarak doğru yere gidiyoruz. bulunduğumuz yer doğru değil.
benim için o parti bu parti farketmez. ortaya saçılan pisliğe bakarım.
dünya da buna bakıyor. wikileaks olayları malum. kimse "kaset siyaset" falan demedi.
dünya buraya gidiyor. siber şeffaflaşma. ya seve seve ya faka faka! uzun uzun tartışmaya gerek yok.
ve evet, o çocuk kötü ingilizce konuşuyor, askere gitmedi, sevim tanürek'e çarparak öldürdü. 6 tane "gemicik"i var. o gemicikler çoooooook uygun kredi şartlarıyla, babasının sayesinde (ses kayıtları var) alındı. e o paraları da oturup hanımıyla kestane yiyerek geçirmemiş.
niye zorunuza gidiyor? bi de deyin ki ulan aldattınız bizi, allah belanızı versin. nasıl bir vicdan, nasıl bir iman, nasıl bir ahlak varmış sizde anlamadım ki.
ha lafı gelmişken bir şey diyeyim.
bu kesim içinde belirli bir zümre var. neymiş burası dar'ül harpmiş. erdoğan, halifeymiş. işte savaş şartları olunca haramlardan bazıları helal olurmuş falan.
ben ne sizin siyasal çizginizde ortağım size, ne de aynı dine mensubum. o kadar diyorum.
etik nedir anlamamış olanların "ülke menfaati" özel yaşam çizgilerini kendileri belirleyerek vardıkları yargıdır.
olmuyor efendi. iyi o zaman anladığınız dilden konuşalım:
sen senelerce meydanlarda ne sattın aga?
şeriat, din, islam, namaz, oruç. e bunun karşılığında da milyon milyon oy aldın doğru mu?
neden her cuma kameraları peşindeydi? neden namaz kılarken fotoğrafların yayılıyordu internetten? mesela neden filistin davasını dilinize doluyordunuz? hepsi din-iman gösterisiydi.
e bu millet de bunun karşılığını görmek ister sizde. hem de ailecek görmek ister. e buna mecbursun da.
kanunu kitabı etiği filan bırak bir kenara.
bu insanlardan müslümanım diye oy almışsın. o zaman insanlar tartıya seni bu özelliğinle çıkarır. bakarlar müslüman mısın değil misin diye.
hani sen demiştin ya, bunlar müptezel, ben dindar nesil yetiştireceğim diye. bakarlar yetiştirdiğin nesile. niye gocunuyorsun?
-hırsızlık yapmışsın, sorarlar Kuran'ın neresinde var bu diye.
-oğlun çapkınlık yapmış, yetiştirdiğin dindar nesil sorar, ne iş?
gocunmayacaksın. sen milletin koynundaki karıya karışırsan, millet de senin mahremine karışır. hani diyordun ya genel genellll.
ama o ülke yönetmeye talipti, burak değil öyle mi?
başbakan dindar nesil yetiştirmeye talipti ya, bunu da bir performans değerlendirmesi olarak düşün.
bakın yolsuzluk olayı ayrı konudur. bu ülke menfaatini etkileyecek şeylerdir ancak özel hayatla ilgili kaset yayınlayıp bundan menfaat ummak doğru bir davranış değildir.
etik konusunda akp'ye asla kusur bulmayanların bombayı cemaatin kucağına atması durumudur.
şimdi hakkını yemeyelim, rosava MHP kasetleri çıktığında, buna malesef ülkedeki siyaset buraya geldi gibi bir şeyler söylemişti.
ben bir ülkücü olarak o zaman demiştim ki; yasa dışı-yasal olması beni ilgilendirmez. o savcıların işi. ben ortaya dökülen pisliğe bakarım ve bu pisliğin hesabını da karışanlara sorarım.
sonrasında benim gibi düşünen ülkücüler, genel merkez önünde o pezevenklerin kafasını patlattı. ben yetişemedim, geç kaldım.
ben şimdi de aynı noktadayım. yasa ve etik işi benim işim değil. ortaya dökülen pisliğe bakarım. buyrun siz de bakın.
- evden boşaltılmaya çalışılan milyarlar
-iran ajanının önüne yatan, önündeki engelleri görevden alan iç işleri bakanı
-urla ve çatalca villaları, sit alanı ihlalleri, arıza çıkaran görevlilerin tayini
-kuran'la dalga geçmeler
-toki yolsuzlukları, kupon arsa peşinde koşan başbakan
-yargı ve emniyetin hallaç pamuğu gibi atılması, öym'lerin kaldırılması, savcıların elinden dosyaların alınması
- 700 bin liralık saatler, çikolata kutularında paralar
- bilal'in elinde oyuncak olmuş mit
- gazete manşetlerini belirleyen başbakan oğlu
- ailece yolsuzluğa batmış bir siyasal islam modeli
daha yazalım mı rosava?
din imanı dert etmiyorsunuz da sıra etik'e mi geldi?
fezlekeleri meclisten kaçırmaya çalıştığınız gün faruk bal bir şey demişti.
kanunen suç, örfen ayıp, dinen haram!
işte böyle bir binanın üstünde oturuyorsunuz ve sonra da etikten bahsediyorsunuz. iki yüzlü riyakarlığınız sandıkları patlatsa da bunun öteki dünyası da var.
kim benim paramı çalana yeniden oylarıyla yetki veriyorsa, ben mahşer günü ondan da şikayetçiyim. iki elim yakanızdan düşmeyecek.