elinden kaybetmekten gayrı bir şeyin gelmediği bunny'in hikayesi. anlatım olarak pek üstün bir durum yok ortada fakat konusu ve karakterin başına gelenler okunurluğunu sağlıyor kitabın.
iyi bir roman. kitabı bitirdikten sonra sözlüklerde yazılanlara bir göz attım da, edebi olarak zayıf, bukowski özentisi, boş bir kitap olarAK yerilmiş. bu yergilere kesinlikle katılmıyorum. edebi değer olarak kitabın nerde durduğuna zaman karar vercek ama 20-21. yy. insanın yaşamın anlamsızlığı içinde yitip gitmesi, varoluş bunalımları, amerikan rüyasının aslında bir kabus olduğu gerçeği, kapitalizmin insanı tüketişi gibi birçok eleştirel göndermeleri bulunan bir roman olduğunu söyleyebilirim. nick cave gibi bi adamın da romanının bukowski'yi andırması ayın tatta yazılmış olması kadar doğal bir şey de olamazdı ayrıca. ama bu benzerlik kesinlikle "çakma" bir bukowski romanı olarak addedilemez. benim nezdimde kesinlikle sınıfı geçmiş, bir solukta okunan nefis bir romandır.
jim jarmusch abimizden bu romanı filme uyarlamasını bekliyoruz şimdi de..
Merakla bekledikten sonra okuduğumda beni pek tatmin etmese de üstad Nick Cave in yirmi yıllık bir aranın ardından yazdığı Bunny Munronun Ölümü, ünlü sanatçının karanlık ve hüzünlü sesinin sayfalarında çağladığı, zamanımız yeraltı edebiyatının unutulmaz bir klasiği olmaya aday, esprili, dokunaklı, yoğun ve kült bir roman.