ego ve kibir başlıca sebepleridir. insanlar istiyorlar ki ben taş atıyım onlar çiçek fırlatsın. bu yüzden herkes yalnızlığı seçiyor ya da mecbur bırakılıyor.
hepimiz kendi içimize ışık tutan insanlarız başkalarının yüreğine, içine körüz . istesek bile nasıl anlayabiliriz ki nasıl dokunacağız başka birinin yüreğine ? mümkünatı yok. belki cok az anlayabiliriz ama onu da yaşam deneyimlerimizle tecrübelerimizle ilişkilendirip anlamlandırırız . ama bu yeterli olur mu ? olmuyor galiba ondandır ki körüz başkasının girdabına , aydınlığına.
Çünkü insanların egoları vardır. Küçük görme, yok sayma, gözü yüksekte olma gibi şeyler yüzünden iyi kalpli ve sonsuza dek mutlu edebilecek insanları üzüyorlar.
çok daha realist bir cevabı var.
insan histerik canlıdır, kimi hak ettiğinle ilgilenmez, istediği ütopyadaki insanı almaya çalışır.
o insanı alamayınca da içine kapanıp yalnızlaşır, halbuki yan dairedeki insanın ütopyası kendisiyken...
iç içe geçmiş paradoksal sarmallardır bunlar.
toparlayacak olursak; siyahı gri kapıyor ama mavi yeşil ve kırmızı siyahı istemekten vazgeçmiyor, birbirleriyle ilgilenmiyorlar bile, bundan sebep 3'ü birden yalnız kalıyor...
Bir tarafın gözünün daima yükseklerde olması.
Aşk ve sevgi duygusunun bir tarafın orospuluk yapar gibi kullanması. ( şurda biri var onu da seveyim , aa burda da biri var onu da seveyim. O zaten beni hep sever , affeder. He amına koyim he. )
Mfö den yalnızlık ömür boyu derim.
çünkü hep iyi-kötü
kötü-iyi kombinasyonu gerçekleştiği için. iyi-iyi ya da kötü-kötü kombinasyonunu gerçekleştirebilirsek bence zinciri kırabiliriz de neyse unutun onu imkansız.
Bize çekici gelenler ulaşılmaz olanlardır. Bizi ölümüne seven uğrumuzda herşeyi verebileceğini bildiğimiz insanları o kadar da tınlamayız aslında çünkü eminizdir. Biz birini severiz uğrunda ölürüz o bizi sevmez. başkası bizi sever her şeyini verir ama biz onu sevmeyiz. işte tam da bundan dolayı bunca insan yalnızken bunca insan yalnız.