bir de bunların yalnızlıktan sıkıldığını söyleyip de birşeyler yapalım dediğinizde oralı olmayanları var ya işte onlar bütün dünya yalnızlıktan kurtulsa da yalnız başlarına çürümeyi hak ediyorlar.
aslında yalnız olunmadığı ama yalnız hissedildiği için oluşan soru. örnekleyelim:
fiziksel evrende "sonsuz" diye bir şey yoktur. gelgelelim insanlar "sonsuz" "ezeli" "ebedi" gibi kavramları hisseder ve bunlardan gerçekmiş gibi bahsederler. hadi bu örneğe inanç sebepleri ile karşı çıkanlar olabilir diye başka bir örnek verelim: devlet bizden vergi alır, bizi hapse atar, bizi ölüme yollar, peki doğada nerde bu devlet? ağaçta bitmiyor, atomun içinde değil; bizim kafamızda yarattığımız bir kavram, ama sırf bu nedenle bizim için var işte.
yalnızlık da böyle; kimse yalnız doğmuyor, yalnız üretmiyor, tüketmiyor. ama iş bu gerçekliğin felsefesini üretmeye gelince herkes yalnız. o biraz da kişinin tercihi, öyle hissediyorsa bir faydasını görüyor olmalı...
yalnızlık olayını bir mekan, bir aktivite gibi anlayan insanların ortaya attığı düşünce. yalnızlık özneldir bir kere. senin yalnızlığındır, onun yalnızlığıdır. farklı yerlerde yalnızsınızdır. yalnızsınız işte.
aslında işin içine girdiğinde mantıksız buluyosun.?!
bu kadar insan birlikteyken neden bu kadar insan birlikte gibi bir mantığada denk geldiği için bence çok mantıksız.
tek başına yalnızlık mesele değildir. önemli olan o insanlar arasından birbirlerini tamamlayabilen yalnızların bir araya gelebilmesidir. nasıl herhangi bir eksik puzzle parçası başka bir puzzleı tamamlayamıyorsa, her yalnız insan da bir başkasının yalnızlığını gideremez. bu noktadan baktığımzda dünya üzerinde herkesin yalnız olması bile eğer ruhunuza uygun değillerse sizin yalnızlığınızı ortadan kaldırmaz. yani bunca insanın yalnız olması hiçbir şey ifade etmez.
öte yandan da tanışsalar çok iyi anlaşacak yalnızlar var fakat onların da birbirlerinden haberi yok.