Ölümden önceki son duraktır. Ince bir çizgide ilerliyorsundur. Sağ taraf ölüm, sol taraf yaşam. Tabii ki sen normal bir bünye gibi düşünemiyor olduğun için sağ veya solun seni hangi yöne götürdüğünü kestiremiyorsun. Sonunu ancak tanrı biliyor...
Makine mühendisliği hazırlık sınıfı ogrencisiyim şuan içide bulunduğum beynimin kaderime isyan ettiği durumdur duzenli spor yapan birisiyim ve suan ciddi anlamda sigara ve alkol icmek istiyorum varsa bonzaiye hayır demem.
genellikle coolizmde vakit geçiren insanların yakalanma olasılığının yüksek olduğu bir rahatsızlık. bu hastalığa yakalananlar bulundukları grubu bunalıma sokma ihtimalleri yüksektir.
girdiğim çok nadir dönemlerdir. hayata mutlu mutlu sarılmaktan ve enerji vermekten yanayım. bunalım merkezi değil de tam tersi olarak biri anılmak beni mutlu eder. son günlerde başaramıyorum bunu. mevsimsel de olabilir. ya da son zamanlarda almış olduğum kararların bana olan sonuçları buna etken.. farklılık yaratmak istiyorum.
bu süreçlerinde olacağını bildiğim için hafif atlatıyorum.
severken çok hassas oluyor insan. bu hassaslık bazen boğuyor işte..
Gece gece girip çıkmak istemediğim ruh halidir. Bu aralar o kadar yoğun bi hayatım var ki kendime vakit bile ayıramıyorum taaki geceleri yatağa yattığımda durumumu düşününce. Düşünmemek için de daha yoğun çalışıyorum. Gecelerimi gündüze katıyorum ki şu havaya girmeyeyeyim diye ama girmek de istiyorum. Sanırım mazoşist oldum bu aralar.
en lanetlisi işsizlik olan bunalımdır. iş olmaması , tutturamamak insanın içini kemirir. hadi bir iş sizi kabul etmedi diyelim, ama bu tür bunalım bir iş düşünememeye bile sevk eder. aşk acısı ne ki hikaye.
Başlarda birtakım olumsuz düşüncelerle kendini gösteren sonraları önünü ardını alamayıp düşünceler çıkılmaz bir hal aldığında içine girilen durum.
Adeta vitesi boşa sallamak gibi bir şey vitese takıp kontrollü gitmek varken boşa sallayıp yola devam etmeye çalışmak ve genelde çalışamamak. Buradaki tek fark yolun hayat olması.
insan neslini temsil eden, duygulanma ve düşünme eylemi bahşedilmiş varlıkların ekserisi içinse olayı sadece seyretmektir önemli olan. Bu ilişkide suyun gücüne inananların taşıdıkları heyecanın nispeti, dalgadan çıkan sesin yüksekliğine göre değişir. Fakat her ne olursa olsun kaya sessizdir. Hiçbir darbe karşısında sesini çıkarmaz. Çünkü sessiz kalmalıdır. O sessiz kaldıkça kendinden olanlar sınanmaktadır. Aslolanlar, dalgaya tutulmayanlar..
ne diyoruz hala? su önce bulanır sonra bunaltır, iyisimi bir bardak su içelim.
Edit: bunalım insanın işsizliğinden, yapacak işi olmadığından veyahut planlarının olmadığından kaynaklanmıyor. insan felsefeyle uğraşırken, resim yaparken, bach dinlerken, işindeyken; her yerde her zaman her durumda bunalıma girebilir, bunalım halinde olabilir.
Bunalım insanın yapacağı işi engellemez ama kişi kendi yapacağı işi yapmayı bunalım bahanesiyle bırakabilir.
ağlayıp rahatlamak, radyo tiyatrosu dinlemek, azerbaycan çayı içerek üzeyir hacıbeyli'nin köroğlu operasını izlemek, tiyatroya gitmek, sanata doymak, felsefeyle uğraşacak vakit, sosyoloji ve ilahiyatla ilgilenmek için enerji lazım bana. şu yaz tatili gelsin, bu saydıklarımın hepsini çatır çatır yapacağım. imdaaaat diye bağırmamak için kendimi zor tutuyorum. en sonunda kafayı yiyip kantocu nigar gibi "ben kalender meşrebiiiim güzel çirkin aramaaaam gönlüme bir eğlenceeee isterim olsuuuuun!" diye ortalık yerde sapıtmaktan korkuyorum. eskiler buna sürmenaj diyorlarmış.