Ailemizin iş yaptığı çok sevecen bir adam var. Abi de diyemem amca da garip geliyor yaşı baya büyük. Bulunduğu sektörde baya tanınan çok sevilen sözü geçen eee çok da parası olan bir adam. Mutevazi yasamayi ve torosunu çok sever. Bildigin toros a biniyor adam. Bir gün fabrikaya giriyor. Girdiği fabrika onun değil ama çıktığında gayriresmi olarak onun olmuş olacak. Adam fabrikayı satın almaya gidiyor. Torosu yeğenine bırakıp iniyor arabadan içeri girecek arkadan bekçi sesleniyor.
- heyy sen ne ariyorsun burada bu mudurlerin yazhane girişi fabrikanın girişi arkada.
Adam bir dakika demeye kalmadan bekçi daha da gergin ifade ediyor kendini. Neyse olay tatlıya bağlamıyor bizim mütevazi mi desem varyemez mi desem neyse işte içeri giriyor görüşmesini yapıyor. Bekçiye ilişmiyor. Aynı yeğenine iki tane lüks araba aldırmış. Arabaladan Biri x5'di. Diğeri makam arabası şeklindeydi arablardan pek anlamam seriyi bilmiyorum. Artık hayatından memnun. Adam vale diye bir şeyin olduğunu öğrendi. * toros varken kimse iplemiyormuş ki arabayı. Velhasıl kelam arabasını hala çok sever fakat satın aldığı fabrikanın bekçisi tarafından tiye alınmasının sebebidir.
Velhasıl kelam bazen tezgahtar tüm tezgahı bile alacak adama senin paran yetmez buna diyebilir. Çok aldırmamak lazım. Nitekim boş zamanlarında atomu parçalasa tezgahtarlık yapmak zorunda kalmazdı.
bu türkiyede değil amerikada olur. bendeniz pijamayla amerikaya giden bi insanim. kiyafeti pek onemsemem. neticesinde hazır oraya gittik bi alışveriş yapayım dedim. san diego pahalı yer. bi sigara alacaktım. markete girdim once viceroy var mı diye sordum. yok dedi. sonra orda tabaka da cafe creme diye bi puromsu sigara vardı. onu sordum. aynen bu tepkiyi aldım.suratına bakakaldım adamın. cüzdanımı çıkardım 100 lükler içinden bi bi yüzlük çektim ve bi sakız aldım ve dedim ki:
bozacak paran var mı?
bundan 1-2 sene önce başıma gelen ancak tezgahtarın yamulmasıyla sonuçlanmış cümledir.
akşam üstü evde götü göbeği sermiş oturuyorum. valide bir iki şey istedi ben de abimden arabayı alıp üstü başı pek düzenlemeden çıktım evden. Bebek'te ara bir sokakta manav var organik ayaklarında takılır ona gidicem. sokak dar olduğu ve trafiği biraz yoğun olduğu için aracı üst sokaktaki ziraat bankasının araya çektim. cüzdanı alıp indim manava girdim. o bu derken gözüme ananas takıldı. alim lan dedim. ama baktım üzerimdeki nakit yetmicek sokağın başıdaki atm'ye gitmem lazım. adama fiyatını sordum gidip ona göre para çekmek için. derdim yakın bir rakam çekmek ki bozuklarla uğraşmamak zaten pijama modundayım.
- hocam ananasla beraber ne kadar hepsi.
+ ananas pahalı yetişmez üzerinizdeki.
- efendim?
+ ananas pahalı diyorum yetmez üstündeki para.
- ne diyon lan?
+ üstüne başına bakmaz ananas ister bir de atar yapar.
- ulan gerizekalı x'in oğluyum ben davar.
+ höh.
- höh ya andaval seni. şimdi gönder o poşetleri eve siktirme tahtanı.
öyle bir kafa ki üstün düzgün değilse ananas bile alamıyorsun yavrum. öyle balili kafalar var memlekette.
karşısındakini küçümseyen tezgahtardır.
önce tezgahıyla birlikte çalıştığı yer satın alınır, sonra da işten kovulur.
hani insanın çok parası olsa sırf bunun gibiler yüzünden yapılası hareketlerdir.