açılan başlığın ve konusunun ne olduğunu önemsemeden yada açılan başlık işlerine gelmiyorsa saçma sapan dil bilgisi hatalarından bahseden sözlük yazarlarıdır.
iyi ki vardırlar ve her türlü eleştiriye rağmen iyi ki inatla sürdürdükleri mücadelelerinden vazgeçmezler.
dil, aslen, aynı ülkede yaşayan insanların karşılıklı anlaşma aracı olarak kullanılır. eğitimini almaları halinde bu insanlara yabancılar da dahil olurlar. ancak, kullanım amacı şüphesiz bundan ibaret değildir. bir kültürün var ettiği tüm yazılı eserler, kayıtlar ve belgeler o gün için geçerli yazım dili kullanılarak oluşturulurlar. dolayısı ile kullanılan dil ne denli kararlı ve kuralları ne denli yerleşmiş ise sonraki nesiller tarafından anlaşılması ve değerlendirilmesi o denli kolay olur. o dili herkes dilediği gibi konuşmaya, yazmaya, kısacası kullanmaya başlarsa bir süre sonra konuşulan ve yazılanlar anlaşılmaz hale gelirler ki imla ya da diğer bir ifadeyle yazım kurallarının konma nedeni de tam olarak budur. bu kolaylık sağlanamadığı takdirde insanların ataları ve tarihleriyle olan bağları kesilmeye başlar.
dil, yaşar, gelişir ve kendisine gereken önem ve değer verilmediğinde de diğer canlılar gibi ölür. tarih, bunun sayısız örnekleriyle doludur. dil, aynı zamanda diğer dillerden de etkilenmeye çok meyillidir ve bu nedenle de bir kültür varlığı olarak titizlikle korunmaya muhtaçtır. bir ülkede, konuşma dili ile yazım dili birbirinden ne kadar farklı ise o ülkede dil o derece tehlikede demektir ki bu konudaki sicilimiz ne yazık ki çok da temiz değildir.