hep derin derin düşüncelere dalıp uzaklaşırım sağa sola. aslında bazen çok uyanık oluyorum ama şimdilerde ne bileyim her şey tamamen farklılaşmış gibi ve ben artık çıkmak istiyorum bu matrix'in içinden.
insanlarla birarada bulunduğum ortamlarda sıkça başıma gelen durumdur. bana birşey katmayacağını düşündüğümden, dinlemek istemediğimden otomatik olarak kapatıyorum kendimi. ruhum bedenimden ayrıldığında o süre içinde nerede olduğu hakkında bir bilgiye sahip değilim çünkü uzun zamandır hayal kurmuyorum. bir zamanlar yonca evcimik'in oynadığı çılgın bediş adlı dizi vardı bediş hep hayal alemine dalıp giderdi oktay'ı görürdü hep hayallerinde sonra biri dürterek uyandırırdı bediş'i...
herkese renkli günler
bedenini karışıklık ve karmaşa içinde bıraksanda, kafa olarak, düşünce olarak o karmaşanın, o ortamın içinden uzaklaşmaktır.. kendini orta çağın yeşil çayırlarında hayal ederken, kulağında adam skorupa - a nearly peaceful place şarkısı sana eşlik eder.. tekrar bedenine geri döndüğünde kitaplarını toplar sessiz adımlarla evine doğru yol alırsın.. hafif yağan yağmurla birlikte..