Birincisi Bulgar göçmeni değil Bulgaristan göçmeni..bir arkadaş demişki "türkçe konuşan sarışın insanlar", bulgaristan göçmenlerindeki sarışınlık oranı karadenizlilerden daha azdır, ayrıca sarışın türk görmediyse toroslardaki yörüklere baksın o arkadaş.. bir arkadaşta demişki pomaktırlar, pomak falan değildirler, pomak dediğin müslüman bulgarlardır ve göçmenlerin taş çatlasa %5'i pomaktır, Bulgaristan göçmenlerinin %90'ı özbe öz türktür.. Bizi hiç kimse pomaklarla,arnavutlarla,boşnaklarla,gürcülerle,çerkeslerle kıyaslamasın onlar etnik olarak türk değildirler, onlar sadece dini sebeplerle türkiyeye geldiler, bulgaristan türkleri ise hem dini hem milli sebeple geldiler, çünkü anadilleri olan türkçeyi konuşmaları yasaklanıyordu,isimleri değiştiriliyordu.. hiç kimse bulgaristanı kafkas ülkeleri ile ve yugoslavya ile kıyaslamasın, 100 yıl önce bulgaristan nüfusunun %60 türktü..
bulgar türkleri, gürcü türkleri balkan türkleri, kırım türklerinden haberi olmamaktan ileri gelen gereksiz korkmadir.
ırkçılığa giriş dersleri level 1.. *
bulgar göçmeni olmamıza rağmen ailemizde sarı saçlı kimse yoktur. renkli göz baskındır sadece.
fakat ataları gelmiştir çoğumuzun ve bulgaristan görmemiş olabiliriz. unutulmamalı ki kökenimiz yine türktür ve türkiyeden bulgaristana göçüp geri gelmişlerdir. bulgar gçmenleri keskin ve düzgün bir yüze sahip olduklarından çabuk anlaşılabilirlermiş öyle sarışın esmer diye ayrılmıyorlar yani. ha türkler gitti geri geldi ama kanımızda eskilerden bir bulgar kanıda taşıyor olabilirz tabi. türklerlemi evlendiler hep bilinmez.
bulgar göçmeni yoktur, az vodka vardır beyaa. bu bir.
bulgaristan göçmenlerinden korkmak yersizdir. eğer bulgaristan'da diğer ırklarla karma bir aile oluşturmadılarsa onlar osmanlı zamanında konya'dan sınır boylarına dağılan akıncılardır. ayrıca (bkz: akıncı).
bir göçmen çocuğu olarak şunu söyleyebilirim; hepsi sarışındır gibi bir şey yok. bizzat şahsımı görenin doğu anadolu illerinden sanması buna dayanaktır. ayrıca para mevzularına girilmemesi hakkında hiçbir kesin yargı söylenemez. bursa'nın göçmenlerini bilsem bir nebze laf edebilirim. fakat genel olarak sadece cimri olurlar. tasarruflu olurlar. daha da aklıma gelirse yazarım umarım.
bulgar göçmeninin yanlış bir tabir olduğunu düşünürsek olmayan korkudur.
doğrusu bulgaristan göçmenidir.
daha karşısındakinin sıfatını bile bilmeyen bir kişinin korkusunun nekadarının gerçek ne kadarının "bok atma" dürtüsü ile oluştuğunu tahmin etmek ise hiç zor değildir...
Bulgarlar aslında Volga (=Bulgar ?) boylarında yerleşik bir Türk halkı ise de bugünkü Bulgaristana göçtükten sonra (dinin de etkisiyle) Slavlaşmışlardır.
Daha sonraları 14. yy. başlarından itibaren Türkistan / iran / Anadolu güzergahı ile birçok Türk (genellikle Oğuz) boyu Balkanlar'a göçmen olarak yerleştirilmiştir. Bunlar da haliyle Slavlaşmış yerli halkla karışacaktı ve karışmıştırlar. Ancak Hıristiyan olan Bulgarların aksine, bu Türkistan göçmenleri Türklüklerini korumuştur.
Yaklaşık 500 yıllık Osmanlı egemenliğinden sonra Balkan Savaşları gelmiş, bu savaşlar sonunda Kuzey Yunanistan, Makedonya, Batı Trakya da Osmanlı devleti sınırları dışında kalmış, burada yaşayan Türker Doğu Trakya ve Anadolu'ya göçmeye zorlanmıştır.
işte Bulgar göçmeni dendiğinde 1910'lardan bu yana Türkiye'ye göç edenler kastedilmektedir. Cumhuriyetten sonra da Balkanlardan Türkiye'ye göçmen gelmeye devam etmiştir.
Sonuç olarak, yüzyıllardan beri harman olan insanların soy sop bakımından hangisinin ne kadar Türk olduğunu sorgulamak hem abes hem de işin içinden çıkılmaz bir sorudur. Bu nedenle 'Türküm diyeni Türk kabul etmekten başka çare yoktur.'
Korkmaya gelince,,, insanlar sosyal çevrelerine bağlı olarak birtakım alışkanlıklar, değer yargıları vs. edinirler. Bir çevrenin insanları diğerinkinden (ortalama olarak) farklı özellikler gösterir.
Ama bir türün devamı için olduğu gibi, milletin ve devletin devamı ve gelişmesi için en önemli faktörlerden biri çeşitliliktir. Farkılıktan korkanlar düşünme ve davranma rahatlığının bedelini güdük kafa yapısı ile öderler. Bulgaristan göçmeni olmuş ya da sözgelimi Hatay'ın yerlisi olmuş, önemli olan kişinin soy ağacı değildir.
Ana babalarımızla değil çocuklarımızla öğünmeye çalışalım. Miras almak hüner değildir, hiç bir çaba gerektirmez. Hüner kendisinden sonra gelenlere bir şeyler bırakmaktadır.
Üstelik Türkler oldum olası göçebe bir halk olagelmiştir. 'Yurt' sözcüğü yuvarlak çadır (Jurte / Yurte)'dan türemiştir. Yani Geleneksel olarak Türkün yurdu çadırıdır. Böyle bir geleneğe sahipken her kim olursa olsun göçmeni aşağılamak ve dışlamak kabul edilmez.
Bazı göçmenlerin 'biz Avrupalıyız' diye üstünlük taslamasına gelince... O da onların, kendileri içinde çözmeleri gereken bir sorundur. Avrupalı olmak bir meziyet midir değil midir ayrı konu; ama zaten kendini bilmeyen kişinin sözüne değer verilmez.