üniversitede hangi bölümden mezun olduğun kadar, ne derece bi manyakla ev arkadaşı olduğun da geleceğin açısından önem taşır.
ben mehmeti sayfalarca anlatabilirim. onun yerine kıvırcık saçlı olduğunu ve her türlü tasarruf tedbiri paketlerimizi en kaliteli tuvalet kağıdı alarak deldiğini bilmeniz yeterli bence. adamın prensipleri vardı. götü kaliteye değerdi ona göre.
öğrenci evleri malum. karbonhidrata önem verir öğrenciler. önem verirler ki bütünlemeye kalmadan tüm sınavlara geçebilsinler, vatana millete faydalı bi adam olsunlar; hem de en kısa sürede.
en düşük gramajdaki yoğurt, ekmek ve makarna ağırlıklı besinler, dediğimiz gibi herkesin mecburiyet caddesi. aynı tencerede 138 kez makarna yapılır. ama işte tabaklar ve bardaklar daha çok kullanılıyor. aynı bardakta kola, bira, neskafe içsek de biz de insanız ve eninde sonunda yıkanması gerektiğinin farkındayız.
33 günde bir yıkanan bardak-çanak haliyle bulaşıklıkta muazzam bir kalabalığa yol açar. en zor an da bulaşıklar hemen yıkandıktan sonra yaşanır. ev arkadaşının "yavaş amına koyim ya daha yeni yıkadık hemen kirletme" nidaları arasında o muhteşem kaostan bir bardağı çekip almak, dengeleri bozmamak gerçekten usta işi bi deneyimdir. ne gıcık kelimeler kullanıyorum amk!
ne demiş ünlü semazen; "bana bir kaldıraç verin bakın bakalım ortalığın anasını nasıl sikiyorum!".
