o tencereyi genelde unutmuş gibi yaparım ben. zaten tamamen meşakatli olan bulaşık yıkama işleminden sonra, bir de en zor, sıkıcı, pis iş olan tencere yıkama işlemi tamamen usandırıcıdır.
içine su doldurulur ocakta ısıtılır tencere. sonra içindeki su kaynar onu dökersin lavaboya içindeki tüm yağlar sebze kalıntıları gider. bu arada lavabo deliği dolar onu da bir kaşıkla alır çöpe atarsın aman elini sürme miden kalkar. sonra pisliği alınmış tencere normal tabak yıkar gibi yıkanır güzelce olur biter.
en sona bırakılan tencere gerçekten yıkanabilirse iyidir. ancak artık takat kalmayıp da yarın yıkarım denirse 2 ya da 3 ay bekleme riski taşır, ki o zaman da o tencerenin sonu çöp olur. içindeki mantarlarla beraber.
bulaşık yıkamanın en keyifli anıdır.
önceden sıcak suyla yumuşatırsın, sonra pisliğini alırsın.kaba pisliği gittikten sonra dökersin toz vimi, dökersin cifi, dökersin bulaşık deterjanını.başlarsın köpürtmeye.köpük köpük olur her taraf, ne de eğlencelidir, yumuşacık.içini dışını iyice süngerle temizler, en ufak bir pislik kalmasın diye biraz da telleyerek, tencerenin her tarafını köpüğe bularsın.en sonda da suyla iyice yıkarsın.pırıl pırıl olur o pis tencere. *
edit: bizim evdeki tencereler çelik canım aaa
o tencere teflonsa ve içine vim dökersen ben de senin kadınlığına tükürürüm. ehem.
bulaşığın en berbat halidir. yağlı yağlı, sıcak su da bazen kar etmez hele ayıptır söylemesi et yemeği falansa. temizle, durula. hala eline yağlı yağlı geliyor. tekrar temizle tekrar durula.
bir de bu tencereyi mahsuscuktan unutmak vardır ki, bizim orda öylelerine de evde kalcan denir.
ögrenci evinde bulaşıklar sırayla yıkandıgından dolayı herkesin bütün bulaşıkları yıkayıp o tencereyi bırakmasından dolayı günlerce mutfakta duran içinde binlerce bakteri üreyip burun direklerinde hasar vermeye başladıgında kapagının acılıp göz ucuyla bakılıp cöpe atılabilen tenceredir. *
tencereyi sona bırakırsın ama o bulaşık bitene kadar su da çok pis bir şekilde kirlenir. tencereyi o suyun içine sokmak bile istemezsin. sokarsın süngeri şöle bi gezdirirsin lekeler çıkmaz. sonunda bütün bulaşığı durularsın,tencereyi sona bırakırsın ve biraz deterjan alıp çeşmedeki sıcak suyla bir güzel yıkarsın.
öyle bir tenceredir ki 1 haftadır yakınmıyordur ve artık tencerenin mutfaktan yürüyüp gitmesi muhtemeldir. en sonunda bir baba yiğit çıkar ve tenceyi kaynar suyla doldurur ve diğer bulaşıklar yıkanırken tencenin yürümesine ortam sağlayacak bütün mikroplar haşlatılır ve gözler kapatılarak scotch brite ile el içe daldırılır.evet tam olarak böyle.
korkulu rüyamdır. diğer bulaşıkları yıkarken bile o pis yağlı yuğlu* tencereyi nasıl yıkayacağımı düşünürüm. en sonunda yıkamamaya karar veririm, anneme yıkattırırım.