öğrenci evlerinde yapılmaması bir gelenek halini almış ve yine yapılmaması sayesinde mutfaklarda değişik yükseltilere sahip coğrafi oluşumların meydana gelmesini sağlayan eylem...
ayrıca yine uğruna kavgalar edilen, sıra sendeydi, hayır dün ben yıkadım, yarın bendeydi olum, ben yıkamam lan bu kadar şeyi...deyip evde kullanacak tabak çanak ve bilimum mutfak eşyası kalamayana dek yapılmayan eylem.
ayrıca da "bulaşık yıkamaktan nefret ediyorum!!!"
Hiç sevmiyorum. Tam bi eziyet. bir de hergün düğün evi gibi bulaşık çıkan bir evde yaşıyorsanız daha beter.
bulaşık makinesini icat edenden allah razı olsun.
çok romantik olmak mümkün değil tabi ki bulaşık yıkamak konusunda.
son entry de 1 sene önce yazılmış. aslında 12'sinde girmek isterdim bu entariyi ama müsait değil zaman olarak.
neyse, insanın ruhunu dinginleştirmesi için kısa bir yoldur. sınavlar falan varken karşınızda, hayatınızdaki kavgalardan sıkıldıysanız alın size beleş meditasyon. namazdan da daha eğlenceli.
yalnızca tabak , bardak, çanak , çömlek temizlemeyen hadise....
depresifliği kontra atağa geçtiği ve terkedilmişlik duygusu tüm benliğini sardığı zamanlarda o ne yapardı? dağ gibi olmuş ziftimsi bulaşıklara girişirdi. tabaklardan , kirler söküldükçe, üzerindeki o pisliklerden arınıyordu sanki, duruladıkça bardakları sanki üzerine bir sihirli el değiyor , tertemiz oluyordu...ruhu arınıyordu...ruhu durulanıyordu...
Mutfağa girince nedense her şeyle bağlantımı koparıyorum.
Temizlediğim her şeyle beynimde boşalıyor sanki. Suyla, köpükle bir yerin temizlediğini görmek evet, saçma olabilir ancak içimde minik bir zafer hissi uyandırıyor.
Daha ileri gidersem belki de O anda kızacağım bir şeye bile mantıklı yaklaşabilirim. Bir bakıma içsel boşalma yaşıyorum diyebilirim.
Not: Yemek tarifi edasında yazılan bu yazıyı kafası bozuk olanlar lütfen okumasın, kulaklarımı çınlatmasın.
Öncelikler malzemeleri sayıyorum.
* 2 adet sünger. (biri pis tavalar için kullanılır.)
* yeterli miktarda bulaşık detarjanı.
* içi sevdiğimiz şarkılarla dolu olan bir mp3 oynatıcı. (Bu en önemli malzemedir. Bu olmadan bulaşık yıkamak düşünülemez.)
Öncelikle mutfağa girdiğimizde bizi dağınık bir bulaşık topluluğu karşılayacağından, bulaşıkları sınıflandırmamız gerekir. Bardakları bir yere, tabakları bir yere, çatal ve kaşıkları da bir yere koymalıyız. Yoksa "ulan bitmez bu bulaşık şerefsizim" der dururuz.
Sınıflandırmamızı yaptıktan sonra, yeterli büyüklükteki bir kabımıza sıcak su konulur. Sonra, görece en temiz bulaşık olan bardaklar o kaba doldurulur. Kaba ve süngere yeteri miktarda sabun ekledikten sonra, bardaklar sabunlanır. Sonra kaşık ve çatallar aynı işleme tabi tutulur. Burada dikkat edilmesi gereken şey tek tek sabunlanan kaşıkların ayrı yere, çatalların ayrı yere konulmasıdır. Böyle yapılmalıdır ki durulaması ve yerlerine yerleştirilmesi kolay olsun. Daha sonra tabaklarımız sabunlanır. Sıra en pis olan tencere ve tavalara gelir; bu tava ve tencerelere ayrı muamele uygulanır. Kaynar suyla önce kirler yumuşatılmalıdır. Daha sonra yıkanmalıdır. Bunlar da yıkandıktan sonra durulamaya geçilir.
Bir bulaşık yıkamanın daha sonuna gelinir. Tabii tezgahı ve ocağı silmek de unutulmamalıdır.