kurutmadan sonra kapağını açınca gözlükleri buharlaştıran ve anlık görme engeline sebep olması hasebiyle gıcık olduğum teknolojik alet. ama önemli olan işlevi tabi.
ilk kez evin mutfağına girdiğimde 3 kez çalıştırıp yine soğuk suyla durulanan ve yıkanmayan bulaşığı görünce sinirlenip daha sonradan derecesine basmadığımı farketmemle kendimi salak hissetmeme sebebiyet veren makine.
bulaşıkların yığıldığını fark ettiğimde kendisine sarılmak istediğim süper sonik alettir. ama temiz makineyi boşaltmak gerektiğini fark ettiğimde arkama bakmadan koşasım gelir. koşasım gelir. allah allah allah allah bu nasıl sevmek.
sürekli olarak moral bozukluğuna sebep olan beyaz eşyadır. tam birşeyler yiyeceksin, bir de bakmışsın tabak çatal yok. çekmeceleri karışıtırırsın ama bulamazsın. aklına gelir, açarsın bulaşık makinesini, bir de bakar görürsün ki hepsi orda. sinir olursun. bir de açınca kapağını iğrenç de bir koku yayılır mutfağa, daha da sinirlenirsin. tümüyle gereksiz ve hijyenik olmayan bir icattır. endüstriyel olarak gerekli olduğunu düşünenler olacaktır, ancak son derece kaliteli restaurantlarda leş gibi gelen çatal-bıçakla karşılaşmamız az olmamıştır. "efendim bulaşık makinemiz arızalı da" ...
onca yıl öğrencilik yaşarsın, okul bittikten sonra yıllarca bekar hayatı yaşarsın, bulaşıkları bir günden bir güne aksatmazsın, evlenirsin, hatun bulaşıkları tıkar bulaşık makinesine, ondan sonra mutfak ekipmanında hep bir eksik vardır. sinir küpü eder insanı.
naaptın bugün, bulaşık yıkadım, çamaşır yıkadım, yerleri süpürdüm, hadi ordan ya, hepsini makine yapıyor işte, sen sadece düğmeye basıyorsun, zamane amma alışkın rahata. 15 sene bekar hayatı yaşamamış olsam anlayacağım seni ama değil işte, yemezler...
ilk kullanılmaya başlandığında
ne gerek var buna. Sudan geçirip makineye dizene kadar yıkarım diye düşündüren ama kullanılma süresi arttıkça
keşke bi tane daha olsa da yıkananları yerleştirmekle uğraşmasak. Kirlileri birine dizeriz, temizleri birinden kullanırız şeklinde düşünmeye sebep olan makine.