bulaşık makinası veya deterjanı, tozu, jeli, ıvırı zıvırı pek çok reklamdaki kadınlardır. bu reklamlarda önce kadın lavaboda elinde sıkıntılı bir şekilde bulaşık yıkarken görünmektedir. bu esnada kadının görüntüsü gayet sıradan, evde nasıl olunursa şekilde bir hal içerisindedir. salaş ve pasaklı. tam burada dış ses bulaşık makinasını veya ona bağlı herhangi bir zamazingoyu över, "yoksa siz hala bıdı bıdı", "ama bulaşıkları elde yıkamak bıdı bıdı" tarzında vurucu bir cümle kurar. sonra ekrana ürünümüzün görüntüsü ve onunla ilgili mesaj metni girer. ve reklamın son bölümünde kadın artık bir bulaşık makinası sahibidir ve onunla ilgili herhangi bir ürüne de sahiptir. ve her ne hikmetse aynı kadın burada saçları kuaförde özenle yapılmış, gayet güzel bir makyaj ve hoş bir elbiseyle arz-ı endam etmektedir. bulaşık makinası veya onun doğru deterjanına sahip olmak kadına aniden bir hava vermiş, sanki ilgili firma ürünün kullanımı dolayısıyla kendisinin kuaför ve alışveriş masraflarını karşılamıştır. ev içerisinde bu halde olmanın mantığı nedir? bu reklamlar yüzünden binlerce kadın bu ürünü kullandığında daha güzel olacağını zannetmektedir. bu sebepten yine ekonomik bağımsızlığı olmayan pek çok türk kadını, kocalarının bulaşık makinası alması için kafalarının etini yemektedir. sayın reklamcılar, yanlış yoldasınız! bulaşık makinası satmak istiyorsanız, ayartmanız gereken kadınlar değil erkeklerdir! durduk yere ailelerin huzurunu bozmayın bu yüzden, lütfen!
