"Biliyor musun Linda, hiç kimse vazgeçilmez değildir.
Ve hiç kimse, kendini vazgeçilmez sanan biri kadar aptal değildir.
Şüphesiz şu hayatta verdiğim en doğru karar, kendini vazgeçilmez sanan bir aptaldan uzaklaşmak oldu.
Hoşça kal."
serserilerin yanında rahatım, çünkü bende serseriyim. kanun sevmem, ahlak sevmem, din sevmem, kural sevmem, toplumun beni şekillendirmesinden hoşlanmam der bizim alkolik moruk. bense okudukca bi yanım tekrar tekrar içmek bi yanımsa yazdıklarında baş rol almak ister. içmek, tembellik, sevişmek kısacası yaşamak. bazen set biri oluyorum ama tadıma bakarsanız hala tatlı bütün mesele söylemeye korkuyor olmam. hani sevgiliniz size , beni sevdiğini söyle der de söyleyemezsiniz ya aynen öyle. seni seviyorum alkolik moruk toprağın bol olsun.. herkese renkli günler..
insanlık beni hep iğrendirmiştir. Onları özellikle iğrenç kılan akraba ilişkileri hastalığıydı, ki buna evlilik, güç değiş tokuşu ve yardımlaşma, mahalleniz, bölgeniz, şehriniz, ülkeniz, devletiniz, milletiniz de dahil. Hayvanca korku aptallığı ile vızıldayıp durdukları kurtuluş kovanında herkes birbirinin kıçına yapışmıştı. Bukowski - Sıradan Delilik Öyküleri
ekmek arası kitabı okunduktan sonra neden böyle kadınlara ve alkole düşkün olduğu anlaşılacak bir yazardır. kitaptaki anlatım çok basit olsa da sizi sürüklemektedir, eğer sözlerini seviyorsanız mutlaka okumalısınız.