Anlamı "öküzbaş" tır. iskender ve Bukefalos m.ö. 344'te karşılaştılar. ikisi de 12 yaşındaydı. Teselyalı bir at tüccarı, en iyi atlarını iskender'in babası Makedonya Kralı 2. phillippos'un sarayına getirmişti. Bukefalos çok hırçındı ve hiç bir biniciye tahammül edemiyordu. iskender, babasından izin isteyip atın üstüne atladı. Gözlem yeteneği sayesinde, Bukefalos'un kendi gölgesinden korktuğunu anlamıştı. Atı güneşe doğru çevirdi, Bukefalos sakinleşti. O günden sonra ayrılmaz oldular. Atçılık uzmanları, Bukefalos'un bir Akhal teke ya da bir Fergana atı olduğunu sanıyor: Orta Asyalı bu atların ikisi de, hiyerarşinin en üst basamaklarında yer alır. Bukefalos, iskender'i büyük koşturmada adım adım izledi. At, bir keresinde Hazer Denizi kenarında kaçırılmış, hırsızlar Bukefalos'u geri getirince iskender o kadar sevinmişti ki, onları ödüllendirmişti. Bukefalos'un MÖ. 326'da Kuzey Hindistan'da öldüğü bilinir. iskender o tarihte Hydaspes nehri yakınında Kral Poros'u yendi. Plutarkhos'un ki dahil, tüm eski iskender öykülerinde atın bu savaşta öldüğü belirtilir. Hatta Oliver Stone'un "iskender" filminde, Bukefalos, binicisiyle birlikte Kral Poros'un filiyle karşı karşıya gelir. iskender'in böyle bir savaşa 30 yaşındaki bir atla katılması mümkün müydü? Ama böylesi, efsaneye yakışıyordu. Bukefalos efsanesini bozan tek şey, Franz Kafka'nın "Yeni bir Avukat" öyküsünde, iskender'in güçlü atını, öldükten sonra eski yasaları inceleyen bir avukat olarak hayal etmesi oldu.
Atları bu kadar seven iskender'in Bukefalos adına bir kent kurması şaşırtıcı değildir. Bukefala bugüne kalmamıştır ama arkeologlar Kuzey Hindistan'da Hydaspes (Jellum) nehri kenarlarında kentin izini aramaktadır. (NTV Tarih, Şubat 2010)
