komşunun vefatı sebebiyle dün gittiğim taziye evinde çay çekerken eski kitaplar dikkatimi çekti... ufak bir kütüphane yapmış kendine merhum...
dağınık ve ters kapatılmıştı hepsi... epey zamandır el sürülmediği bariz belliydi.
ulan dedim kendi kendime, istermisin buradan en sevgilinin bir kaç eseri çıksın....
el attığım ilk üstadın ''çile''adlı şiir kitabıydı. en sevgilinin sevgilisi...
eski kapak.... 4. baskı!!!
hemen alta bir yere sıkıştırdım. bugün yarın istiycem onu uygun bir dille. evde kitapla arası iyi olan kimse pek yok gibi.
cepte sayıyorum şimdiden...
nşallah ''hatırası var'' tarzında bir yanıtla karşılaşmam.
evdeki bir ton gereksiz eşyadan kurtuldum. birazını bağışladım, birazını ikinci el satış uygulamasında sattım. sade bir oda istiyorum ve 2-3 aydır yayıntıdan kurtulmanın yollarını didik didik arıyordum.
Bugün annemle alışverişe çıkmıştık. Sonra annem adres sormak için taç satan bir genci durdu (portakal çiçeği festivali için çiçekten taçlar satıyordu) çocuk anneme cevap vermeden elindeki beyaz bir tacı saçıma taktı
Annemle o kadar şaşırdık ki normalde annemin böyle bir davranış karşısında çocuğu mahvetmesi lazımdı kpwkdodjdowk ama çocuk çok sempatikti..
Normalde festivallerden nefret ederim ve portakal çiçeği taçlarını da çok saçma buluyordum ama bugün çok mutlu oldum sonra taçlarla çok ponçik fotiler çekildimmm.
caddebostan'da denize girmek, cimer'in bir soruma cevap vermesi, tanıdığım bir abinin instagram'da bugün beni takip etmesi, gocu abiyle takipleşmek, gezmek, sıcak çikolata içmek.