söğütlüçeşmeden edirne kapıya kadar (34A) metrobüste, ayakta hiç bir yere dokunmadan seyehat etmeye çalışmak. bir iddia sonucu yaşanmış bir şeydir. zincirlikuyu girişi ilk sol dönemecinde yaşlı bir amcanın üzerine yapışmış ve ikinci sağ dönemeçte cama yapışarak sona eren eylemdir.
lisede tarih hocamız sınav sorularını bir gün öncesinden hazırlayıp çekerdi. Şans ya bizde fotokopide görevli arkadşın yanına sohbete gidiyoruz makina bi an duruyor sıkışan kağıdı alıp atcakken bi bakıyoruz ki tarih soruları tabi biz sevinçden sınıfa jet hızı ile gidip soruları payşamıştık tabi notlar 90lardaydı hepp ahh lise zamnı.
Küçükken yaylada kalifimize elektrik çekmek için ince telefon kablolarını kullanarak direkten elektrik almaya çalışmış olmam. Allahtan hatta elektrik yoktu yoksa şu an bu entryi yazamamış olacaktım.
lise dordun baslarindayken sevgiliyle marmaris'e bir haftaligina kacmak. Oylesine. istanbul'a donme yolundayken de abant'a falan ugramistik. Hey gidi gunler. Sonrasinda pek bir sey olmadi benim acimdan ama cocuk saglam azar yedi sanirim.
beşiktaş'ta öğrenci evindeyim. O gün tüm burslarım yatmış ve hepsini çekmişim. Evde can sıkıntısıyla oturup naruto izlerken canım patito cips çekiyor ve bime doğru yola koyuluyorum. Yolda birden kafama esiyor (rüzgardı galiba) ve otobüse atlayıp ırak'a gidiyorum, çat pat kürtçemle az çok anlaşıyorum ve kendimi oradaki firmalara ithalat ihracat şirketi ceo'su olarak tanıtıyorum, kalacak yer ayarlıyorlar, ürünlerinı tanıtıyorlar, numune olarak ürünlerinden veriyorlar, gezdiriyorlar, yedirip içiriyorlar, kendime telefon, iki de laptop alıp döndüm istanbul'a. Hem laptopları hem de telefonumu sattım. Hayatımın En çılgını budur. Hem de en kârlısı.