garip bir bir ulkede (bkz: gürcistan) goatrance festivaline katilip; couchsurfingden tanistigim bir fransiz kizin verdigi ufacik pul benzeri kagidi dilimin altina yapistirmak; hayatimin en buyuk cilginligiydi, gerci eylemin kendisi cilgin degil fakat sonrasindaki 20 saatlik kisim surreal bir jadorovski film gibi hala aklimda. (bkz: bok bulsan onuda agzina alacan amk) (bkz: her sikim hiyar diyene tuzla kosmayacaksin)
kapanmak üzere olan trenin kapısına tekmek atmak suretiyle girmeye çalışırken sıkışmak fakat o muazzam erkeksi gücümle sıkışan bedeni ve çantamı kurtararak trene atılmak.
edit:hayati riski vardı la. o anda hareket ederse ne yapacağımı dahi tahmin etmeye çalışmıştım, değişikti.
Eşit ağırlık okumama rağmen, 2007 öss de sınavın bitimine 15 dk kala sözel-2 testini de çözmek.
Türk dili edebiyatı, reklamcılık, tarih derken hâlâ okumak bitmedi.
12 yaşındaydım, babamın iş yerine gitmiştim o gün.(cumartesiydi). babamın patronu da beni çok sever. gel otur dedi, onun koltuğuna kuruldum. "ben yarım saate geleceğim sen internette takıl" deyip çıktı ofisten. ben de babamın patronunun koltuğunda onun bilgisayarıyla google'a ayıplı karılar yazmak suretiyle hunharca otuzbir çekmiştim. dün gibi aklımda. geçmişi de silmemiştim lan.