hoşlandığım kıza 2.kez mesaj attım, aslında pek ilginç değil ama olsun.
normalde hiç aklımdan çıkmıyor her an konuşmak istiyorum, çünkü onunla bir kere konuştum o zevki, heyecanı, mutluluğu tattım ve onunla konuşmadığım her an boşuna yaşıyormuşum gibi geliyor.
gayet atraksiyonlu, heyecanla karışık tedirgin ve bir o kadar da mutluluk verici bekleyişim sürüyor.
çalışmayan, bozulduğunu sandığım bir hafıza kartı vardı. malum plazma tv'de, dvd'de, laptopta, masaüstü bilgisayarda ve eski fotoğraf makinesinde çalışmamıştı. çalıştırmak için denemediğim yöntem kalmadı. bugün yeni aldığım fotograf makinesıne sadece kartın takılma şeklini keşfetmek için taktım. kart beklenmedik şekilde yeni makinede canavar gibi çalıştı. ben bozuk diye atacaktım o hafıza kartını halbuki.
Bugün değil de dün üç yüz küsür entryim seri bir şekilde artı oylandı. istatistiklerden kim olduğunu anlarım belki diye baktım ama en çok oy verenlerde tanıdığım da yok.
üzücü, canımı sıkan değil ilginç bir şey anlatılması gerek sanırım.
ilginç bir rüya gördüm. bütün rüya uzun hikaye ama bir kısmında karavanın içine benzeyen bir dairedeyim. arının teki rahatsız ediyor. niyeti bozdum öldürmek istiyorum. nasıl denk geldiyse odanın kapısını kapatırken arının başının kopmasını sağlıyorum. kafayı ayrı gövdesi ayrı yavaş çekimde düşerken gövdeden (daha doğrusu kafanın eski bulunduğu yerden) bal fışkırıyor duvara ve kelebek şeklini alıyor, logo gibi. neden bilemem ama sonradan öğreniyorum o arı liseden tanıdığım iki kuzenden biriyle bağlantılıymış ve arı ile bağlantılı kuzen arı ile birlikte ölüyor. diğer kuzene hem baş sağlığı hemde özür dilemek için gittiğimde "ya sıkıntı yok ne olacak?" diye tepki vermişti.
ilginç mi bilmem ama...
Bi sürü kişinin olduğu bir parkta soluklanayım dedim.
Güzel bir köpek gezdi dolaştı banktan banka gitti...sonra geldi ayaklarımın dibine uzandı.
içten içe güldüm.
Sevdim biraz...bu kadar.
balkondayız karşı komşunun torununu seviyoruz kaana el sallarken karsı yoldan bi araba ters yöne girip duvara sürdü arabayı ben dahil 5 kişı gördük olayı sonra çıktı arabadan ve patlayacak diye kaçtı.
çok ilginçti bence.
Atatürk evinin yanında banklar var burda. Orda oturuyorum öylece, biraz kalabalık. Yunus geçiyordu caddeden arkadakiyle göz göze geldim. Önündekinin omzuna dokunup durdurdu. Indiler, bir sürü insan var oysaki, sadece bana kimlik sordular. Bi problem mi var dedim, sizlik bi şey yok dedi. Diyemedim ki elindeki babaanemin mi kimliği diye. Sonra gbt'm temiz çıktığı için trip atarmışcasına kimliğimi verip usulca uzaklaştı.
şirket şileye denize götürür.
bütün herkes denizdeyken bi kız beğenirsin.
aslında daha önce şirkette görmüşsündür ama fırsat bu fırsat dersin.
bütün gün beraber yüzersiniz yemek yersiniz.
gün biter sosyal medyadan bakıp ekleyip yazılmak kalmıştır.
birde bakarsın 365 diye gün sayıyor.
beyninden vurulmuşa dönersin.
tatil beldesi diye 20 tl ye aldığın marlboro paketinde kalan son dalı yakarsın.
ve dersin ki ; denizde çok tuzluydu be hacı.