bugün sahafta başıma gelen ilginç anekdot

entry2 galeri0
    1.
  1. bir kitaplık aldım, şekilli şukullu endüstriyel tipte, ellerimle monteledim, sonra bendeki kitaplar (30-35 kadar) bi dizdim kitaplık bomboş. hiç aklımdaki sinematografik yapı oluşmadı. ben de adeta bi sinsi gibi dedim madem gideyim ikinci el ucuzdan 50 tane kitap alayım buraya dizeyim.

    sahafa gittim, önce bana 10 liraya lavuk lavuk ucuz aşk romanları yazan bi takım kadın türk yazarların kitaplarını gösterdi. baktım bunlar bana uygun değil, klasikler falan yok mu dedim, var dedi onlar içeride. içeri girdik rafı bi kaydırdı aman allahım, hayallerimdeki görüntü, onlarca farklı boyut, cilt tipinde hepsi de sayfaları yıllanmaktan eskimiş bi sürü dünya klasiği. sanki hepsini ben okumuşum gibi görüntü vermek için tam aradığım şey.

    başladım kitapları kurcalamaya, 30 kadar kitap ayırdım. fiyatlarda 10-12 tl falan yazıyor arkalarında, bişeyler yaparsın dimi deyince adam yaparız dedi, ben de elimi korkak alıştırmıyorum. balcaz, pearl s buck, turgenev, flaubert, dickens, stendhal, emile zola, umberto eco, ferdinand de saussure, miguel de unomuna, alexander soljenitsin gibi çok geniş bi yelpazede kitap almıştım.

    derken adam fiyatları topladı sonra poşetlemeye başlarken; "kendine mi alıyorsun" dedi. hiç girmek istemediğim bi konuydu bu baştan beri, konu oraya gelmesin, bu kadar kitabı napacan denmesin diye elimden geleni yapmıştım ama olanla ölene çare yoktu. "evet kendime" dedim kestirdim attım.

    adam biraz daha paketleme falan işiyle uğraştı, bi 30-40 saniye sonra bu kez "bunlar genelde lisede okunur ama sen biraz geç kalmışsın" dedi sanıyorum saçıma düşmeye başlayan akları da göz önünde bulundurarak.

    aslında aldığım kitapların biçoğunu geçmişte okumuştum ama 10 kez falan şehir ve ev değiştirdiğim için bende değillerdi sadece. adama da "kitaplık şekil görünsün diye alıyorum" demek istemedim.

    cevap olarak; "ahah, soljenitsin mi lisede okunur" dedim rusça telaffuz şekliyle. bi şaşırdı, bizi tefe koymaya çalışırken bulaştığı şeye yeni yeni uyanmaya başlıyordu.

    "hocam ben bunların hepsini zaten okudum, kitaplığımı su bastı, aynı kitapları toplamaya çalışıyorum" dedim. yedi mi bilmiyorum ama umarım yemiştir çünkü söylerken bu yalanı bana çok tatlı geldi bu hikaye. mındar olan kitaplığını yeniden oluşturup aynı kitapları satın almak için sahaf sahaf dolaşan bi adam... kadın olsam aşık olurdum.

    bu kez son bi darbe olsun diye; "yalnız o babalar ve çocukları diye verdiğim kitap ne, turgenev yazıyo ama başka bişey çıkmasa bari. babalar ve oğulları değil mi o kitabın adı"

    "ya doğru diyosun, öyle saçma sapan çevirmişler işte"

    başta "koçero yeni mi okuyon bunları" diye girdiği diyalogda karşısında gerçek bi edebiyat üstadı bulmanın şaşkınlığıyla sahaf bugün yepyeni bi ders öğrendi. insanları kılık kıyafetine göre yargılamamak. hayır kılık kıyafetimde de ne varsa mk, zaradan aldığım on nomero kaban!
    1 ...
  2. 2.
  3. hayatımda bu kadar dandik bir hikaye okumamıştım. ama okuttu da işte. tebrik ederim.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük