annemiz ya da eşimizin buzdolabına bakıp bakıp içinden geçirdiği, akabinde mükemmel akşam yemekleri yediğimiz düşünce anıdır.haa! düşünen sizseniz, muhtemelen ya bugün açsınız ya da sahanda yumurta yiyeceksiniz demektir .
rica ediyorum tavuklu bir şeyler pişirmeyin. yamyam tavukları sofralarınıza koyuyorsunuz ondan sonra sağlığınızdan oluyorsunuz.
mantar falan pişirin bugün. şöyle soteleyin. yanına bir pirinç pilavı. offf. nefis ya. sumaklı bir soğan saatası. hadi buyur. akşam akşam girdiğimiz şekle bak.
2 parça bonfileyi alıyoruz. kurutmadan pişiriyoruz. pişme değil de kızartma mı oluyor o? neyse.
sonuna doğru yarım kalıp terayağı tavaya atıyoruz. önceden hazırladığımız, ufak parçalara ayırdığımız 2 diş sarımsak vardı biliyorsunuz. orayı izlemediyseniz şimdi not alın. o sarımsağı da kekik, kimyon, nane, pul biber falan zevkinize göre baharatlıyoruz.
işte sona doğru bu sarımsak ve baharatları köpüren tereyağının üzerine atıyoruz. tavada biraz dolandırıyoruz sonra tavayı kenardan kaldırıp tereyağını etin üstünde adeta banyo yaptırır gibi gezdiriyoruz.
yanına püre yapın, dayayın gitsin. şahane olur. kutay lavuk falan ama iyi tarif vermiş dersiniz.
Uyuyordum az önce uyandım açım da. içimi kemiriyor bu düşünce şuanda.
Köşedeki ciğerci yahut yemek sepeti fikri cezbetse de normal insan gibi yemek yiyesim var. Fakat etler buzlukta donmuş halde. Dolapta herhangi bir sebze de yok. Bakliyat var ama hiç şimdi uğraşasım yok. Çorba ve makarna yeni yedim canım istemiyor. Sanırım geriye pratik kızartma yapma fikri kalıyor. Yoğurt da az kaldı ama napayım. Canım çekti şimdi bak. Ev kızartması ayrı güzel bir şey çünkü.
apartmanda bir teyzemiz vardı. kadıncağız okuma yazma öğrenmek için 70 yaşında okuldaki kursa gidiyordu. orda " ne pişirceğimi düşüncem diye dersi dinleyemiyom" derdi, gülüşürdük. böylesine büyük bir dert işte.