insanlara sorulması gereken tek soru. cevapları dinlenmeli ama. ne söyleyecekleri merak edilip söyledikleri her şey didik didik edilmeli.
ruhlarının ve zihinlerinin genişliğini kavramak için çabalanmalı. bencilliklerinin ardındaki kendilerini ihmal edişleri gözlerine sokulmalı.
mutluluk oyunu oynayan kötü oyuncuların, performanslarının berbatlığı ıspat edilip ağlamaları sağlanılmalı. hayat'ın save'i olmayan bir oyun olmadığı teknik olarak kanıtlanmalı.
bu soru sonrası, kendilerini haklı çıkarmak için çırpındıklarında yanlarından ayrınılmalı.
paulo coelho gençliğini yüreğini sızlatırcasına etkileyen gayet sığ bir soru. üstelik bu gençliğe göre bu soruya bir cevap verilemediğinde vahim bir durum bile oluşmaktadır.
kimsenin kendine somadığı sorudur. bir insan kendisi için ne yapmalıdır ? öncelikle moralsiz olmamalıdır sonra insanların kalbini kırmamalı ve en sonuncusu bilgisini arttıracak, kendisine yararı olan şeylelrle meşgul olmalıdır.
artık kendimiz için değil de, "birisini mutlu etmek için ne yaptın" sözünü hatırlatarak, elimizi kolumuzu bağlayan sorudur.
ha sözüm meclisten dışarı, orası da ayrı.
ifrit olduğum kalıplardan biri dahadır bu. kendin için ne yaptın, bu konuda ne düşünüyorsun, nasıl hissediyorsun vs. gibi cümleler sanki bizim değilmiş, dayatılıyormuş da zorla kullandırılıyormuş gibi. ne ne yaptın lan bugün kendin için, bundan otuz sene önce sorsalar birine bu soruyu tekme tokat kovalamaz mı. hatta bugün bile git bakalım anadolu da bi köye dayı bugün kendin için ne yaptın diye sor bakalım bakalım ne oluyor.
giyim kuşamımızı, yediğimizi içtiğimizi, izlediğimizi dinlediğimizi, alışkanlıklarımızı değiştirdiler; sıra artık kullandığımız cümlelerde. vay ki ne vay arkadaş.
+ bugün kendin için ne yaptın?.
- sigara aldım.
+ hayır yani, şöyle.
- ne lan işte sigara aldım!. kendime aldım götlek, kime aldım!!.
+ sıtarbaksa gidelim mi?.
ayağımı kırdım lan ve bunu bir anlık gafletle degil bilerek yaptım. şimdi salak gibi ayagımın karsısına geçmiş, zamanla degişen rengini gözlemliyorum. arada git bira kap sigaramı yak diye emir vererek, acıya dayanıklılıgını ölçüyorum. emirlerime itaat etmedigi zamanda alçı cezası verecem pezevenge.
düşündüm de pek az şey..
öğlene dek uyudum ve mis gibi havada yürüdüm...
*acil durum gördüm...bu başlığı yakın gelecekte daha iyi doldurabilmeliyim ruh selmetim için...