Cildiyeciye gitmişken dur bir de Psikoloğa gideyim dedim. randevuları doluymuş olamadan geri döndüm. dur bakalım gün daha bitmedi. oluruz bir şekilde inşallah
götüme flüt sokup balkonda godfather melodisini çaldım. kesin karşı apartmanda ki kızlar bu entel duruşuma hasta kaldı çünkü 10 dakika sonra izlemesi için polis çağırdılar.
önce aynaya baktım entel mi olsam ne yapsam acaba bügün dedim kendi kendime, sonradan ise evet yahu benim neyim eksikmiş ki deyip aldım başımı ve entel olunacak kadar paramı vurdum kendimi bir spor mağazanın önüne arkadaş!, içeri girdim baktım gayet hoş bir ortam, selam dedim ince bir sesle buyrun dedi tezgahtar ve mahçup kız, acab dedim sizde entel ve dantel olmaya yarayan neleriniz vardı?, bu söz karşısında şaşırmıştı kızcağız tabiki böyle bir şey bekleyecek kadar alışmamıştı ve asil insan görmemişti. neyse aldım parmak arası terliklerimi, turuncu renk kaprimi ve bisiklet yaka t-şörtümü giyindim. artık bende entelliğin dibindeydim, yollar bana ben kızlara hayran hayran bakarken birden aklıma neyse lan dedim ne yapacağım ki kızları dedim kitabı alıp sokak sokak gezmek dururken!, ve doğruca minübüse atlayıp sahile gittim. ha unutmadan öyle anlatıldığı gibi kolay bir şey değil kimse denemesin sakın bakın herkes bunlara sahib olamaz yani!, sonra sizinle dalga geçebilirler ve üzülebilirsiniz. şu an sahildeyim herkesde bana bakıyor bu arada.
-sen mutluluğun resmini yapabilir misin abidin?
+karakalem mi olsun?
-olmak ya da olmamak işte tüm entellik bu!
+bir daha sormuycam gökyüzüne bakıp derin derin iç geçirceğine cevap ver.
-sen mutluluğun resmini yapabilir misin abidin?
+soruma cevap verilmeyince kendimi ciddiye alınmamış hissediyorum.
-yaşamak şakaya gelmez. ciddiyetle yaşacaksın. bir sincap gibi mesela.
+tamam sormuyorum karakalem neyine yetmiyor.
-yavaş yavaş yaşayacaksın, manidar manidar bakacaksın uzağa. yitip gidip. pamuk bulutları mıncıklayıp. iç geçirip. öksürüp. çehov semalarına uçuppp uçuup.
+ başladım artık.
-sen mutsuzluğun resmini yapabilir misin abidin?
+haydaa... daha mutluluğu betimlemedik ki...
-sen insanların doğal yaşamlarından kesitler sunup bunu paradokssal bir teşbihle çizebilir misin?
+tamam ama sıraya koymam lazım. tabii önce sabrım taşmamalı.
-sen iran sinemasını açımlayarak insanlara dair en küçük detayların önemsenmesini çizebilir misin abidin?
+boku çıktı işin.
-sen yenilikçi bir tavırla yazın deniz kenarında parmak arası terlikle çorap giyen o adamı çizebilir misin?
+hönnkkk... (bir daha sen derse o keçi sakallarını yolucam)
kitabımı yazmaya uğraştım, kendimi dinledim, kitap okudum, zekamı test ettim, insanlara yardım etmeye uğraştım, derin düşündüm en önemlisi yeteneklerimi kullanarak bir şeylere emek verdim. bir taşı heykele çevirip yontmak gibi inceden inceden, yavaş yavaş,özümseyerek,benimseyerek,içine girerek,içime işlemesine izin vererek...