gününün tek bunalımını ders çalışmaktan yaşamış bi genç dönmektedir evine. anahtarını almayı unutup otomat dediği zile basar ve bekler kapının açılmasını. açılmaz kapı. üşüdüğü elleri tek derdidir ve cebine iliştirir bekleyeceği süre için. seslenir biri; "yeğenim". dönüp baktığında duvarlara sarılmış bir adam görür. anlamsızca bakar adam gence ve genç sesin gaipten geldiği kanısına varır. ardından aynı ses tekrar çınlar kulağında.
- bana mı dediniz?
+ evet, yaklaş hele.
- efendim? iyi misiniz?
genç; titrek kollarından almaya çalışır gözünü adamın. bakıpta utandırmak istemez.
+ sana tutunabilir miyim?
- ne demek amcacım, tabii.
kendinden boyca büyük bir gencin koluna son şansıymışcasına tutunan bir adam, çaresizlikten küçülmüşe benzeyen bir insanın koluna sarıldığı şaşkınlık içindeki genç. "çok değil, şuraya kadar."
daha önce duymadığı kesinlikte koku; genzini yaktığından gencin, yaşlanan gözünün yarattığı ses titremesinden pek konuşmak istemez genç. ama anlatır yaşlı adam;
+ çok zor kimsesiz olmak. hastahaneye gittim, almadılar bile. yeşil kart yok bi şey yok.
- ...
+ çalışıyodum ben, almışlar tezgahımı!
- sıkı tutun amcacım.
+ belediye almıştır kesin. artık bi işimde yok.
- ne iş yapıyordun?
+ çakmak gazı doldururdum ben. bi küçük sandığım 2 tane de makinem vardı. yok ama artık..
- dikkat et düşmeyesin.
avuç içiyle lütfenleştiğim arabalar, bir bakışıyla duran koca araçlar.. izin verdiler genç ile adama geçmeleri için.
+ şu merdivenleri aştık mı geldik sayılır. karakolun karşısı hemen.
- tamam amcacım tarif et sen.
+ düşüyorum ben yoksa. iyiki varsın sen. allah gönderdi seni bana. iyi insanlar var oğlum hala var, ama kötüler de var..
- var..
4 basamak. merdiven diye beklediği 4 basamak. yaklaşık 2 dakika da çıktığı dört basamak. yaklaşık 2 dakika da çıktıkları tam dört tane basamak..
+ yine senin gibi yakışıklı bir genç yardım etti bugün. bak geçen kafamı yardım ben, düşüyorum hep. allah sizden razı olsun.
- hepimizden..
suç ve cezanın satırlarını akla getirecek cinsten bir koku, adeta o koku. o kadar ağır, o kadar suçlu hissettirici(!) gelmişti gence.
+ tuvalet gibi bi yer ama çok şükür yine de. başımı soktuğum evim sonuçta. şu sokağa dönmeliyiz. bak şurası.
46 dakikada gittikleri mesafe. 4 dakikaya tekabül ediyor o gençce.
anlattıkca dinlediği hayatının; özetini, yazma izni buldu kendince.
ev dediği yapı, perili köşk filminin memleket şubesi kadar gizemli. bir tek ışık bile yok içerisinde.
aç olduğunu düşünüp aldığı yemeği, usulca bırakmak isterken, bir tıkla dahi kırılmasından korkulacak bir kapıya sahip olan o ev, daha önce duymadığı kadar keskinlikte bir kokuyla gözden geçirdiği yaşamının boş olduğu kanısını, sol kolundaki ağırlığına alıştığı adamın yokluğuyla tasdikledi genç, ve gitti.
daha sonra üşümedi, pek fazla acıkmadı, çaresizliği adım bildi, insanların yüzlerine değil güzlerine baktı.