vincent gallo nun yazıp yönetip, christina ricci ile başrolünü oynadığı, aile ile yenilen yemek sahnesinin insanı gerim gerim gerdiği ve şaşırttığı, türkçe tanıtımında "doğum, aşk ve diğer sinirbozucu şeyler hakkında bir film" yazan film..
vincent gallo nun kırmızı pabuclarıyla ve ricci den bozuk para istedigi sahneyle yardıgı filmdir. ayrıca yemek sahnesinde, masanın etrafında dolanan kameranın, seyirci uzerindeki etkisi muazzamdır. e tabii izlemek gerek.
farklı bir film izlemek isteyenlere güzel bir alternatif. uzun zaman oldu izleyeli ama hala aklımdadır çoğu sahnesi. özellikle bovling sahnesindeki christina ricci'nin moonchild eşliğinde topuk dansı tekrar tekrar sardırıp izlemelik cinsten. vincent gallo'nun bir türlü işeyemeyişi, sinir olup sürekli tuvalete gitmeme sebep olmuştu.
filmin başından beri çişini tutan billy öyle güzel sidik torbası daralan adamı oynuyor ki, o işerken ben de yerimde işedim. ama nasıl rahatladım, anlatamam.
Vincent Gallo nun gergin adam tripleri harika. özellikle Christina Ricci ile fotoğraf çektirme sahnesi akılla zarar. ayrıca Christina Ricci bu filmde ne taşmış aklımı aldı resmen. güzel film.. görülmesini tavsiye ederim.
aptal bir adam üzerinden ortaya çıkan müthiş bir kurgusu var. ayrıca yönetmenin gerçekten ellerine ve aklına sağlık. klişeleri bir kenara koyarak, alışılmadık bir çekim yapmış. tam anlamıyla ifade etmek gerekirse değişik bir o kadarda müthiş.
Tek kelimeyle muhtesem bir film. The notebook, fifty shades of grey vb salak filmlerin o kadar meshur boyle guzel filmlerin neredeyse bilinmiyor olusu beni uzuyor. Ayrica bu tur filmleri seven fakat bulamayan yazarlar icin onerim (bkz: betty blue).