Bir anımı anlatıyorum. O zamanlar ilkokul altıncı sınıftayız. Okuldan yeni yeni kaçıyoruz o dönemler. Atladık banliyö trenine git gel yapıyoruz dört kafadar. Sincan elvankent etimesgut arasında. Cebimizde beş para olmadığı için kondiktörü görünce elimiz eteğimize karışıyor. Karşıdan kondiktör geliyor biz indik trenden dört nala koştuk o çocuksu korkuyla. Kendimizi pancar yığınlarının üzerinde bulduk. Arkadaş başladı benim çişim geldi demeye. Diğerleri gülüyor gel avucuma yap filan. Çıkardı aleti başladı işemeye. Sonra sırayla ben öteki derken birde baktık ki hepimiz işiyoruz. Nerden bilelim yolun karşısında lokanta olduğunu. Ama hepimizi gırgır şamata götürüyor. Birbirimize tekme sallıyor el hareketi çekiyoruz. Baktık ileriden papyon ceket bir adam geliyor. Defolun gidin lan filan. Rezaletti. Hepimizin yüzü kıpkırmızı. Yeni bir tren bekliyoruz. Geldi binmeyelim lan dedim. Öbür taraftan gelen trene bindirdim bizimkileri. Gittik iki üç durak ileride indik. Girdik ucuz yollu bir lokantaya çağırdık garsonu çorba getir neyse getirme derken ötekinden gelen siniri bundan çıkarmaya çalışıyoruz çocuksu aklımızla. Neyse karnımızı da doyurduk. Döndük evlerimize doğru. Ama hepimizin içindeki mutluluk son safhada. Çocuksu saflık işte. Buda böyle bir anımdır.
bir gün lisede sınav olacağımız dersin önceki dersin hocasının işi çıktığı için başka bir güzel ve genç hanım hoca derse gelmişti sadece sınıfta dolaşıyordu ve elinde notlar vardı notları elleri arkada tutuyordu bende duvar kenarı en arka sırada otoruyordum geldi buraya doğru ve geri döndüğü anda bende notlara bakmak için eğildim arkasından baktım tam o sırada hoca önünü bana doğru dönünce o pozisyonda yakalandım ve büyük bir afallama yaşadım tabi hocada afalladı ben o sitresle arkadaşların yanına geçtim hocada bişey yokmuş gibi gitti ders bitince hoca beni dışarı çağırdı tabi arkadaşlar filan herkes şaşırdı ben olayı anladım fakat yapacak bişey yok gittim peşinden, hoca beni koridorda bir köşeye çekip bana direk senin ablan varmı diye soru sordu, dedim hocam yapmayın yanlış anladınız olayı ben notlara bakacaktım fakat hoca inanmadı haliyle tekrar sordu ve peşinden öğütler vererek gitti tabi benim yüzüm kıp kırmızı hayatımda böyle bir olay yaşamadım ve sınıfa geldiğimde bütün arkadaşların diline düştüm haliyle, buda böyle bir anımdır.
Sonbaharda ankara 19 mayıs stadyumunda oynanan ankaragücü-eskişehirspor maçı çıkışı iki grup sataşmalar sonucu olaylar ceryan etmiştir lise yıllarımız tabi kanımız deli akıyor gecekondu trübünündeyiz alayını sikeriz modundayız anlatabildim mi , neyse maç bitti vesselam bu şimşekler kaçışmaya başladı tren garına doğru birini bir yakaladım ama böyle bir dövüş yok , neyse bi an durdu senin ablan falan varmı diye sordu , ben kıpkırmızı oldum yok kardeşim ben formanın armasını dövüyorum seni değil dedim bebe inanmadı tabi suratım kıpkırmızı oldu sonra ben şaşkınken bi anda kaçtı gitti yakalıyamadım buda böyle bir anımdır.
Geçenlerde arkadaşlarla notların fotokopisini çektirmek için fotokopiciye gittik 2kişiye çektirecektik 50 sayfa civarıydı. Girdik fotokopiciye bekliyoruz. 10 dk sonra başka bi adam geldi tek sayfa fotokopi çektirdi. Ne kadar diye sordu, adam 1buçuk diyince hepimiz göz göze geldik. 75 tl bir fotokopiye verilirmiydi arkadaş. Dedim fotokopiler bitene kadar gelin dışarda sigara içelim. Çıktık dışarı ne yapçaz ne etçez derken fotokopileri bırakıp kaçtık. Ava giderken avlandılar.1buçuk lira fotokopi nerde görülmüş.