ayrıca bir müslüm gürses şarkısıdır.
Askin var oldukca umit kayboldu
Hergun biraz daha dertleniyorum
Hasretin icimi kemiriyorda
Dinle beni sana sesleniyorum
Senin hasretin varken bu sehirde yasanmaz
Boyle devam ederse sensiz hayat olamaz
Yasamak yasamak yasamak
Degil yasamak
Kalbim diliyorsa neden sakliyor
Bu kacinci feryat sabrim kalmadi
Baska bir yol varmi?
Sevmenin baska turlu sekli varmi?
Senin gibi birini sevdigimi bil
Ya tam sev ya birak askin ask degil
Hergun cile cekmek yasamak degil
şehr-i istanbul'dan kalkıp bolu'ya üniversite okumaya giden bir öğrencinin sürekli tekrar ettiği cümledir. o kadar alternatiften sonra bu kadar alternatifsizlik çekilmez.
istanbul'a yılda bir veya iki kez de olsa giden bir antalyalının her orada geçirilen üçüncü günün sonunda söylediği cümledir. Lakin ne yazık ki kader ağlarını böyle cümlelerin sonunda örmektedir. Büyük söz konuşma diye boşuna dememişlerdir. Bu şehirde yaşanmazdı ama yaşamak zorunda kaldım diyecektir kişi yıllar sonra.
-bu şehirde yaşanmaz.
+ee.
-yaşanmaz diyorum.
+ne duruyon o zaman, git başka şehre.
-olmaz, gidemem.
+niye.
-işte abi, ne sen sor ne ben söyliyim.
+madem yaşanmaz, geber o zaman.
-haklısın sen de. bi sigara versene.
+zıkkım iç.
onu bilmiyorum da büyük şehirlerde yaşanmaz.büyük şehirin dramı vardır yükünden ağır. şehvet ile sular semiz toprağına gül dikmişsin, trafik çok akıyor suyundan bozma yağlı bir katı gibi, lambaları esrik. hızla değişmek üzereyken elektrik ve gider! ne olduğu ile ilginiyorsundur. neden yanmadığı ile ilişkilisin. lambaya koşullanmış peşi sıra dizilmiş araçlar, içlerinde insanlar. yetişmek üzere tapınaklarına, tapınmalara ramak ve tanrıları zaman. tanrıları zaman ve alınlarında hiç düşünmedikleri yazılarıyla, düşünmeyi unutmuş gibi tek sordukları lambaların artık neden yanmadığı. o kadar uzaksın ki, yabancı bile yabancıya yabancıya diyemeden, bir tek dramatik olanı düşünür kısa notlar denizinden. uzunlarını okuyamaz yetişmelidir denizden, kıyıdan. Büyük şehirde yaşanmaz arkadaş onu bilirim. yaşanmıyor da
nasıl güzel bir parçaymış, inişleri ve çıkışlarıyla, iş, ev arası riga halkı öğrenmeye basladı, selam ederim 08.20 tranvayını bekleyen o sarı montlu kişiye *
(bkz: itiraf.com platonikim)
bestesi orhan akdeniz' e ait olan arapsal bir melodiye sahip beste. mısırlılardan alındığına dair rivayet var, doğru olabilir. müslüm gürses den ziyade metin şentürkün yorumu daha iyi gibidir. 2000 li yıllarda düzenlendiği için sound daha bir modern olmuş.
içinde yaşanılası güzelliklere sahip olmayan, olanakları kısıtlı, yanında tüm bunlara birlikte dayanabilecegi arkadasların ya da deger verdigin birileri olmadıgında cekilmez hale gelen sehir. Tamamen kisiseldir.
Örn. : Tekirdag