güzel ülkesini özgürlük, demokratikleşme süreci hödölerine kanmış; ama insanların özgürlüklerinin bir bir ellerinden alındıklarını göremeyip; hala "neresinden tutsam yine benim pipimdir" diyen ve bunları görüp karşı gelenlere "beğenmiyorsan git" diyerek de "dağdan gelip bağdakini kovabilen" hadsiz insanlara bırakmayacağını anlatmaya çalışan kişi söylemidir. kimse bir yere gitmiyor.
amaç bölmekti, başarıldı. hödö açılımı, bödö açılımı derken insanları ayırıp farklı kefelere koydular. "sen türksün, sen kürtsün" dediler ve yıllardır küllenen ateşin üzerine benzin döküp cayır cayır yaktılar. adamlar alenen kendilerini bölüyor, sokaklara, resmi makamlara, cafe ve restoranlara kürtçe'yi getiriyor ve yönetim gıkını çıkarmadığı gibi bir de destekliyor. oysa ki kürt halkı bile kendi dillerindeki yazıları okuyamıyor. onun yerine "neden okul yaptırıp türkçe öğretmiyorsun" diye de bir allah'ın kulu da sormuyor.
"türban açılımı" dediler, türbanlılara hak tanıdıklarını iddia ederek üniversitelerde insanları fişlemeye başladılar, öğrencileri böldüler, birbirlerine kin duyan bireyler olmalarına sebep oldular. oysa zaten gerçekten okumayı amaçlamış türbanlı öğrenciler okuyabiliyordu. kimse buna karışmıyordu, bazı okulların bahçelerinde, kantinlerinde de gezebiliyorlardı. türbanla derse girmek yasaktı yalnızca.
"sağlık" dediler sigarayı önce kapalı mekanlarda yasakladılar, sonra "hödö bahçesi bödö bahçesi" diye açık alanlara da kılıf giydirdiler, şimdi de açık alanların bahçe duvarlarıyla kafayı bozup ona sınırlama getirip yasaklamaya çalışıyorlar. bu sırada sigaraya gelen zamdan söz etmiyorum bile.
"sen müslümansın, sen laiksin" dediler hem laik hem müslüman olunmayacağı gibi bir saçmalıkla insanları birbirlerine düşman ettiler, insanları dinlerinden veya atalarından soğuttular.
darbecileri yargılayacaklarını söyleyerek yargıyı tekellerine aldılar. henüz söylenen konuda bir girişim yok. ama yargıyı tekellerine almalarının sonucunda neler olacağı meçhul. şimdi yaşadıklarımız devede kulaktır belki de.
"sen içkicisin" diye restoranları basıp ailelerinin yanındaki çocukları komik bir şekilde ailelerinden kurtardılar*, fotoğraflarını çekip fişlediler. şimdi de insanların en özel günlerinde bile alkol alabilme hakkını elinden alıyorlar ve düğünlerde bile içkiyi yasaklıyorlar. küçük tekel bayileri tamamen yok edebilecek bir yönetmelikle içkinin abur cuburla aynı yerde tutulmasını engelliyorlar, ayrıca 20cl'den az alkol satışını da yasaklıyorlar.
"balyoz", "ergenekon" dediler, kendileri için tehlike arz eden herkesi tek tek topladılar. onlarca askerin intihar haberlerini duyduk sebepsiz yere.
telefonlarımız dinlendi. herkesin zaten dinleniyor. tüm kayıtlar tutulur telekomda. ama hukuki bir durum olmadıkça onlara ulaşılamazken "bilmemkimle konuşmuşsun içeri" dediler onlarca insana ve o onlarca insan hala içerde. hizbullahın katilleri dışarıda salınır ve hepimizin hayatını tehdit ederken.
kpss'de kopya diye bir skandal ortaya çıktı ama kopyacılar -cemaatten karı koca bir çift de dahildi, hatırlatayım- ikinci sınava da girme hakkına sahipti. üstelik ikinci sınavda da başarılı olanların ataması da yapılıyor. diğer taraftan keçi sakalı olduğu için bir başka memur açığa alınıyor ki; hacı sakallı memurlar bile var artık devlet dairelerinde.
şimdilerde gümrük üst düzey yöneticilerinin ayda 50 milyon lira*** rüşvet aldığıyla ilgili bir bahaneyle gümrük gibi çok önemli bir devlet kolundan kendilerinden olmayanları çamurlayarak alıp, yerine kendilerinden olanları sıvazlayarak çıkartacaklar. büyük ihtimalle de kaçakçılığı doruğa ulaştıracaklar. zira bu içeri alınan insanlara bu kadar laf söylenirken aynı zamanda bu insanların yönetimindeki gümrük sadece geçtiğimiz yıl 760 kg saf altın ele geçirmiştir ve bu sadece altın örneğidir.
bunların daha nicesi vardır şu an aklıma gelmeyen... ancak bunların hiçbiri özgürlük değil dayatmadır. ben güzel ülkemi de güzel insanlarını da bir bütün olarak görmek istiyorum. bu şekilde bölünüp parçalanmış olarak değil. insanların birbirlerine kin kustuklarını görmek istemiyorum. bu yüzden ülkemi böyle bölücü özgürlükçülere bırakmam.