Doğrudur.
Doga kendini yeniler ancak talancı ak parti buna müsaade etmeden herseyi yok etmeye kararlı.
Şimdi de nesli tükenmekte olan endemik erkence zeytinleri sökülüp taş ocağı madeni kuruluyormuş.
Yerli tohum üretmenin yasak oldugunu da tekrar hatırlatalım.
artvinlıyım.dedemden bilirim her bahar mısır,patates gibi temel gıdaları eker kışa hazırlık yapardı.ahırda bir çift inek ve öküz vardı.peynir vs.yapmak için.meyvelerden fazla olanları başka şehirlere götürüp satardı yada buğday unu ile takas ederdi.diğerlerinide kimini kurutarak kiminide pekmez yaparak değerlendirir stok yapardı.sadece kendileri için değil ahırda olan hayvanlar içinde kışın aç kalmasın diye çayır biçer ot yığardı.ot fazla lüks olduğu için meşe ağaçlarını budar dal ve yapraklarınıda kuruturdu ki hayvanlara ek yem olsun.yaz böyle uğraşlarla geçerdi.kışın ise tam bi çile oraya hiç girmeyeyim. şimdilerde ise köyümüzde tarlaların çoğu boş,kimse uğraşmak istemiyor.herşeyı hazır almaya başlamışlar.yanı tüketıcı konumuna geçmışler onlarda.bız şehırdekıler gıbı.buna hangı ülkenın tarımı dayanır.üretme tüket.sonumuz pek hayır değıl vesselam.tabı suçlu kım onu çözemedım daha.
hayatı boyunca bir tarlaya adım atmamış, bir mandıraya girmemiş, bir büyükbaş hayvan çiftliğinde turlamamış kişilerin yorumlarına mazhar olmuş tespit. bunları bir güzel sıraya sokup tokatlayacaksın ve diyeceksin ki; be müptezeller, bu ülkede ihtyacının tam 1.5 katı yiyecek israf ediliyor sende bunu yapanlardan birisin. nasıl ekildi, nasıl sürüldü, nasıl biçildi, nasıl satıldı, nasıl nakliyed edildi, nasıl rafta yerini aldı diye silkine takmadığın binlerce ürünü israf et sonra da ; yhaa ülkede tarım bitti yhaaa, de.
biri de gelmiş kendi kendine yetebilen ülkeydik demez mi. ulan 40 yıl önce kendi kendine yetiyordun nüfusun 45 milyondu, gereksinimin yoktu. yılda bir kere muz yerdik dana. nereye yetiyordun. adamlar hindistan ı sömürürken tüm hububatını tüketip mahfetmişler, afrika da tarımı bitirmişler sana mı yedirecekler.
sistemli bir şekilde tarım yok edildi.
çiftçi borçlandırıldı.
malı, tarlası haczedildi.
bu ülke 70'lerde, 80'lerde, 90'larda "kendi kendine yetebilen bir tarım ülkesi" iken, şimdi tam 126 ülkeden tarım ürünleri ithal eden bir ülke haline geldi.
(bkz: 126 ülkeden tarım ürünleri ithal eden ülke/#35749397)
senelik 15 milyar dolarlık tarım ürünleri ithalatı yapan bir ülke olduk.
tarım ürünlerinde ithalatımız, ihracatımızdan tam 4 milyar dolar fazla.
yani sattığımızın üzerine senede 4 milyar dolar daha fark verip beslenebiliyoruz artık.
bu ülkede şeker fabrikaları vardı, çiftçimiz şeker pancarı yetiştiriyor, şeker fabrikalarına satarak geçimini sağlıyordu.
ülkemize amerikan cargill'i getirdik.
ona fabrikalar kurdurduk.
mısır şurubundan glikozlu şeker ürettirdik.
günde 10 bardak çay içen milletimize çayı karıştırması için gdo'lu şeker verdik.
türk tütünü dünyaca ünlüydü.
tütün ekimini kısıtladık, daralttık, yok ettik.
çiftçinin malı para etmesin diye, hal yasası çıkardık.
çiftçi değil, halde yazıhanesi olan kürtler kazandı, çiftçi bitti. çiftçi ürününü satamasın, alıcının verdiği fiyata satmak zorunda kalsın diye çıkardık hal yasasını.
(bkz: hal kanunu domates sebze ve meyve fiyatları/#36523574)
bu ülkede çiftçiyi desteklemesi gereken ziraat bankası, çiftçiyi değil, "bu ülkenin orasına koyacağız" diyen müteahhitleri destekledi.
çiftçiye kredi vermek yerine, yandaş müteahhide kredi verdi.
çiftçiye, ziraate, tohuma, hayvancılığa verdiği destekle değil, otoyol, köprü, tünel yapımlarına verdiği destek ile övündü.
ve şimdi biz "domates neden 7 lira yahu, yuh..." diye feveran ediyoruz.
konya kadar yüzölçümü olan hollanda'nın, dünyanın en büyük sebze ihracatçısı olması ve tarım ve hayvancılık ürünleri ihracatından yılda 100 milyar dolardan fazla gelir elde etmesi de hiç koymuyor bize...
Tarım biteli çok oldu. Sorun bugünün sorunu değil. Tarımsal ürünlerin büyük bi kısmını dışardan alıyoruz. Bi tek domates ve hıyarda kendine yeter ülke durumundayız ve kendimizle ne kadar gurur duysak azdır. Bu iki ürünün fiyatı da zaten ingiliz sterlini ile yarışıyor. Ben domates tüketmeye uzun zaman oldu. Rusya'nın bunca yakınlaşmaya rağmen sürekli reddettiği ürünlerin başında domates. Neden çünkü yüksek düzeyde ilaç kalıntısı ve hastalık tespit ediyor adamlar. Bu geri gelen domatesleri de biz kilosu 10 tl den afiyetle tüketiyoruz.
birine kızınca yahudi dölü diyenlerin ülkesinde yahudi icadı olan hibrit tohumlar kullanılıyor. ve toprağa sıkılan ilaç bildiğin zehir olduğu için böyle devam edilirse toprak çoraklaşacak ve afrikadaki açlıkla mücadele edemeyen sefil ülkelere döneceğiz.
bu konuda olumlu manada hiçbir şey yapmayan akp iktidarını savunanlar da işte tam da bu yüzden iblisin ete kemiğe bürünmüş beyinsiz neferleridir.
türkiye açlıkla burun buruna ve bu ak parti sayesinde. hadi siz allahın belaları hak ediyorsunuz da benim gibi olanı biteni gördüğü ve karanlığa yandaş olmadığı halde bu acı sonla karşılaşacak olan insanların günahı ne, anlamış değilim. çok değil 10-15 yıla bu verimli topraklar bize nah çekecek. o zaman anlayacak ve uyanacak olanlar sürünmeye layık olanlar işte tam da onlar layık.
siz uyumaya devam edin, torunlarınız açlık yüzünden sürünecek.
Bugün toprağını satan yarın vatanını satan diyen kişiye söyliyicem. Türkiye'ye bak bakalım toprakları kim satmış kaç yıldır. Kaç tane devlete ait yerler özelleştirildi. Halen de özlelleştirilmeye devam ediyor. Toprak desen zaten tarım marım kalmadı. Saman ithalatı yapacak hale geldi memleket daha ne olsun. Zaten kölüye ananı da al git diyen birinden tarımı süper seviyeye çekmesini de bekleyemezsiniz.
cnn turk'te program yapan cem seymen'in sürekli söylediği sözlerden birisidir. programında sürekli çiftçinin giderek tarımdan uzaklaştığını, topraktan koptuğunu ve bu durumun bir tehlike göstergesi olduğunu savunur. son yıllarda ekilmeyen tarım topraklarının giderek arttığını da üzülerek belirtir. halbuki tarım konusunda çok yapılabilecek şeylerin olduğunu, tarım açısından daha kısıtlı doğa imkanları bulunan konya büyüklüğündeki hollanda'nın bu konuda dünyada en ileri giden ülkelerden biri olduğunu ve ülke olarak tarımda muazzam gelirler elde ettiğini söyler. hollanda'dan birçok konuda çok daha fazla doğal olanaklara sahip türkiye'nin ise, elde ettiği gelirin hollanda yanında devede kulak kaldığını da ekler. sürekli biz niye bunu yapmayalım, niye tarımdan ülke olarak büyük gelirler elde etmeyelim diye söyleyip durur. hükümet mi ne yapıyor bu konularda peki? maalesef daha geçen gün cargill'e sınırsız kota verip şeker pancarı üreticisini yok etme konusunda bir adım daha attılar. halkı daha fazla nişasta bazlı şekerle obez yapıp zehirleyelim diyorlar herhalde. çaresi mi, haydi yürü türkiye derler kamu spotunda; bu sorunu kendilerince çözmüş olurlar.
kimsenin tarımı köylüyü bitirdiği yok. köylü dediğin, gram aklı olmayan 10-20 lirayı bir arada görünce neyi var neyi yok satacak olan bir tip. karısını kızını başlık parası adı altında satan da bunlar.
köylü milletin efendisidir saçmalığını geçip gerçeklere bakalım.
paraya tapan bu köylüler, toprakları değerlenince ''sikerim tarımını'' deyip müteahhite yok pahasına arsa satıyor. ondan sonra vay efendim tarım bitiyor yok bilmem ne diye bık bık ötmeyin.
bugün toprağını satan yarın vatanını satar bu kadar net.
Rusya krizinde komisyoncular 10 kuruştan salatalık aldı çiftçiden. 1 kilo salatalık ile bir adet sakız aynı şey mi lan ? Biterse diye bir şey yok tarım bitti turizm bitti başka da bi bok kalmadı.
Biterse mi?!?
Yüzyıllar önce bittiğini bilmeyen yazar söylemi.
Buğdayı taşa serpsen, ürün veren bu topraklar, buğdayı, uzak doğudan, Mısır'ı israil' den alalı çooook oluyor.
Hayvancılığın da, tarımın da çoktaaaan ruhuna fatiha okuyup, helvasını yedik...
Öyle ebleh ebleh oturan bir ülkeyiz artık biz!!!
Dokunmayın, uykumuz var!!!
