insan hakları, kadın hakları derken yalanların vardığı boyutu anlatmak istedim.
istedim çünkü bir babayım.
istedim çünkü eşim çalışmıyor ve tek başıma üç kişiyi insan gibi yaşatmakla mükkellefim.
vergi mükellefliği değil ki kar zarar dengesi ile oynayıp, köşeyi döneyim.
boru değil kardeşim, babalık mükellefliği cehennem ateşini avuçlamak gibi birşey olmuş bu ülkede.
eşim doğum yaptığında çok iyi hatırlıyorum, 50 lira civarı bir para aldım devletimden.
onu da 120 günlük primim yatmış olduğu için verdiler ha. çocuğun olmuş, al devletinden sana üç kuruş, bez al, süt al bu da devletinden, değil yani. çalışmamın karşılığı, alın terim yani.
araştırdım; şu an da 85 tl veriyor devlet, çocuğu olmuş, çalışan babaya.
baba olan bilir. onu da onca heyecanın, koşturmacanın arasında bir sürü evrak ve sırada bekleme pahasına veriyor.
peki bu ülkede buzağı olarak doğarsan seni neler bekliyor?
devlet desteği bekliyor tabii ki.
385 tl yi bulan destek alıyor buzağısı olan köylü kardeşim.
gözümüz yok, alsın alsın da be insaf kardeşim, babaları da desteklemek gerekmiyor mu?
lohusa kadınların yüzünü güldürecek üç kuruş kadın hakları adına küçük de olsa bir adım olmaz mı?
dünyaya tok gelmek, giyinik gelmek, sıcak evde kapalı gözleri ile yaşama tutunmak en doğal insanlık hakkı değil mi?
hükümetimiz, kadın haklarına önem veriyoruz, insan hakları her şeyden önemli, yaşam standartlarını, kişi başına düşen milli geliri artırdık derken, buzağının dörtte biri doğum yardımı alan insanlarını lafla mı doyurmaya çalışıyor acaba.
acaba çalışamayan anne ve babaların çocukları olma kaderini yaşayan çocuklarımızın bir buzağı kadar kıymeti olmayacak mı bu ülkede?
çiftçinin buzağısıyla mutlu olma hakkı var da babanın, annenin çocuğu ile bir anlığına da olsa mutlu olmaya hakkı yok mu bu ülkede?
sayın başbakanımız, en az üç derken buzağıları mı kastediyor da, çocuklarımıza layık görmediği desteği buzağılarımıza gösteriyor?
başbakanımız cevap versin lütfen;
buzağıları, bebeklerinden dört kat zengin doğan bir ülkede insan gibi yaşamak için çalışıp çabalayan yetmişbeş milyon insanı üçte bir artıracak söylemlerin arkasını buzağılara yapılan yardıma denk çocuk yardımı yaparak doldurabilecek mi acaba?
bu ülkede doğacaksan, iyi bir soyismine, devlet desteğiyle palazlanmış bir aileye ya da kendi topraklarında sefa süren bir ağanın sülalesine mensup olacaksın.
ha bunlardan biri yoksa kafanı çok çalıştırıp, hayat standartlarını yükselteceksin ama ben onuda yapamam diyorsan mahsuni den bir kaç dize armağan olsun sana ;
keşke doğmadan ölseydin, mamudo kurban niye doğdun...
