Dünyada nefret ettiğim tek insansın vesselam. Babalığın ne olduğunu bilmeden yaşıyor, banada babasızlığı yaşatıyorsun. Hani kızlar babaları gibi erkeklere aşık olurdu? Hani babalar kızların ilk aşkıydı? Tüm bunların yalan olduğunu gösterdin baba bey. Yaptığın tek şey bana ve anneme yalanlar söylemek oldu. Aferin erkek olduğun her yalanından anlaşılıyordu. Sayende hangi erkeğin yalan söylediğini anlıyorum bana kattığın bu aptalca şeyden dolayı teşekkür ederdim fakat bunu bile hak etmiyorsun. Beni bu hayatta yalnız bırakmanın bedeli ağır ödemen dileğiyle. Biyolojik Kızın.
baba, tek çocuğun olduğum için beni çok seviyorsun. belki de şımarmayayım diye hiç belli etmiyorsun ama başıma bir şey gelse dünyanın yıkılacağını biliyorum. hiç çalışmasam, okul okumasam yanınızda kalıp senin paranla yaşasam yine de sesini çıkartmazsın biliyorum. bir siyaset sohbeti yaptığımızda beş saat boyunca konuşursun. oğluna içki, sigara ikram edersin. kardeşlerinden ve annenden küçük yaşlarda falso yemişsin. ama hala her bayram onlara yüzünde bir gülümse ile gidersin. seksenlerde inançların uğruna hapislere girmişsin. çok şey yaşamışsın belki de ruhun bitkin, ama en az benim kadar enerjik ve neşelisin. borç batağındasın, ay sonunu nasıl getireceğim diye hesaplar içindesin ama hala gülüyorsun. bu düşüncelerini bize belli etmiyorsun. "amaaan, koy götüne hallederiz oğlum bir şekilde" diyorsun her seferinde. işçisin, emekçisin. 12 yaşından beri ağır işlerdesin. 50 yaşına gelmiş, emekli olmuşsun ama hala ağır işlerdesin. sen adamın dibisin. kelsin ama adamın dibisin.
baba seni severim bilirsin fedakarlığında dile alınmayacak miktarda bu fedakarlığı beni sevdiğinden değil zorunda olduğunu hissetiğin için yapıyorsun neyse zaman zaman senle bilgi konusunda tartışıyorum sen temel mantıkla konuşuyorsun ve bende dahaçok genel yeni bilgilerden ikimizde gerçektende çok tartışmacı bir kişiliğe sahibiz ve nerdeyse her taştışmamızda belki bir hafta belki on gün yada iki hafta konuşmuyoruz bunun kötülüğünü üniversiteye gidince anladım.
not: babamda sözlük yazarıdır bunu yüzde yüz görecektir.
baba,bugüne kadar bir kez olsun kızım,canım demedin.hiçbir şefkat sözcüğü kullanmadın,hatta hep bağırarak konuştun,sevgini göstermedin ama sinirliliğini en kötü şekilde gösterdin.beni hiç benimsemedin,sanki yokmuşum gibi davrandın,derslerimi sormadın,hayallerimi sormadın,duygularımı sormadın,günaydından ileri gidemedi etkileşimimiz.aynı evde zorunlu ve zoraki yaşayan iki insanız.tek diyalogumuz,benim yaptığım bir şeyin senin sinirini bozunca olduğunda bağırışın. ben hiç sana seslenmek istemiyorum,çünkü baba demek için gerçekten bişiler lazım.yine ağladım.
babacım;
bana sürekli diyorsun ki teyzeni şuraya götür halanı şuraya götür yahu babacım ben kargo şirketimiyim ki herkesi ordan alıp buraya getirecek yapma baba yapma.
sana "sen beni sevmesende ben seni seviyorum" demiştim ya. Yalan söyledim. Aslında sana doğru söylediğim tek bir cümle yok. Sen de yalanlarımın doğru olması umuduyla yaşayacaksın, kendine iyi bak.
baba;
daha çok erkendi aramızdan ayrıldın, tam 8 sene geçti sensizliğe alışamadım. evimizin bereketi idin, canı idin cananı idin, mekanın cennet olsun.
Ben sen değilim. Senin gibi düşünemem. Senin yaptıklarını yapamam. Sırf babam olman benim senin gençliğin olduğum anlamına gelmiyor. Herşeyden önemlisi. Ben senin gibi olmak istemiyorum baba. Neden anlamak istemiyorsun?
Beni memur yapmaya çalışmaktan vazgeç artık. Bu sadece beni senden uzaklaştırıyor. Hatta senden nefret etmemi sağlıyor.
Sonra futbol meselesi var. Tek istediğim sadece bir şanstı. Tamam belki yeteneğim yok. Belki tembelim. Bilmiyorum. Çünkü sen bunu öğrenmeni sağlayacak fırsatı hiç vermedin bana. Bahanen hazırdı. Eğer yeteneğim olsaydı beni zaten havada kaparlardı dimi baba. Ama senden beni futbolcu yapmanı hiç istemedim ki ben. Sadece bir şans istedim. Aylık 40 lira. Bunu ödemek zor mu geldi sana? Sakın yalan söyleme. O zamanlar durumumuz hiç fena değildi. Şimdi televizyonda benim yaşımdaki futbolcuları izliyorum. Orda ben olabilirdim şimdi. Tek bir telefon yeterdi senin için. Ulan ertuğrul sağlamın takım arkadaşıydım diye övünen sen değil misin? Neyse.
Futbol işi için artık çok geç. Şimdi yönetmen olmak için bütün hayatımı adamaya hazırım ben. Peki sen ne dedin? Yapamazsın. Tek yaptığın bana köstek olmak baba. Baba hiç inanmadın .Sen benim nasıl bir hayat yaşayacağıma çoktan karar vermişsin zaten. Ama hayır. Ama senin istediğin olmayacak. Çünkü Bu benim hayatım. Belki yanılıyorum, belki sen haklısın. Umurumda değil. Ölmeden önce en azından denedim diyebileceğim ya o bana yeter.
seni çok seviyorum ya. cidden bak. kankamsın, arkadaşımsın, bazen kardeşim gibisin... babadan öte herşeysin bana. o annem olacak kadın da aynı. var mı sizin gibi tatlılık? çok seviyorum lan sizi.
yirin. öptüm çok.
sevmek için çabaladığım tek erkek olduğunu ve her şeye rağmen çok sevdiğimi bilseydin, eminim kendinle gurur duyar, biraz utanır ve biraz daha gösterirdin sevgini. her şeye rağmen gölgen bile yeter.
Bu sene bir kız yüzünden üniversite sınavına çalışmamı aksattığımı biliyorsun. Sana karşı diyecek hiçbir şeyim yok. Gerçekten özür dilerim. Ama seneye kalırsam veya bu sene boktan bir yere gidersem hakkını vericem sana. söz veriyorum.
insanların babalarıyla olan mutlu münasebetlerinden nefret ediyorum. buna sebep sensin. "Babacığım" kelimesi çok acıtıyor. Nefret ediyorum bu kelimeden. hiç birimize layığıyla "baba" olamadın.
Ne kadar engel olmaya çalışsam da senden nefret ettiğim bir gerçek. çok zorladım kendimi. hep hatayı bizde aradım, uzun süre sana toz konduramadım. "hayat şartlarıdır" dedim, "herkes hata yapar" dedim, "o'nun da çok güzel bir aile hayatı olmamış, anlamak lazım" dedim. inan senin bize lutfedip gösteremediğin anlayışı ben sana fazlasıyla, hak etmediğin halde gösterdim.
kendimi sana karşı duygusal anlamda cephe almaktan durdurmaya çalışsam da olmadı. sonunda anladım ki bunca yıl yaşamakta olduğun hayat sana hiç bir şey öğretmemiş. Bak sana söyledim zaten bunu; "bu yaşa gelmişsin, olmamışsın."
Kendine toz kondurmuyorsun, bir lafın bir lafını tutmuyor. bizi dövdün, sövdün. Bunları unutmamızı bekliyorsun. ama kardeşlerim unutmuyor. inan bana ben çok denedim, "olsun" dedim, "kader" dedim. avutmaya çalıştım kendimi.
çok içine kapanık biriyim, kimseye anlatmam hissettiklerimi. ama burda insanlar okusun diye yazıyorum. hiç olmazsa birileri bilsin, seni sevmiyorum. bu saatten sonra sevebilme ihtimalim inan yok. artık senin için yapacak bir şeyim yok. zihnimi fazlasıyla meşgul ettin.
çok düşündüm. Hayat bu. bir sürü acı örnek var karşımızda. insanlar ailelerinden nefret ediyor, kin besliyorlar. sonra yıllar geçip kendileri bir aile sahibi olduklarında pişmanlık duyuyorlar. "keşke öyle fevri davranmasaydım, keşke biraz anlamaya çalışsaydım" falan diye üzülüyorlar.
ben bunları her yönden uzun uzun düşündüm. benim bi' vicdanım var. o'nu dinliyorum. dinledim de. ve sonunda senin buna değmeyecek biri olduğunu anladım. kafamda düşüncelerle meşgul etmeye deymeyecek birisin. acıyorum sana. olmamışsın.
hep bir yarış içerisindesin. yok hepimiz zavallıymışız ama sen en az zavallı olanmışsın. Allah aşkına, tamam okumadın etmedin de bunca yıl hayat yaşadın be adam! Bir insan hep mi çocuk aklıyla kalır?
bilemiyorum. Seninle ilgili kafamı kurcalayan tek şey; "cenazende iki damla gözyaşı akıtacak biri olacak mı acaba?" Sorusudur.
şu an şu cümleyi kurarken bile kendimi gözümün önüne getirdim, senin mezarının başında ağlarken. ama ihtimal vermiyorum. beni çok ağlattın, ama gidişine akıtacak yaşım olduğunu sanmıyorum.
son olarak şunu belirtmek istiyorum ki; insanları daha ne yaşadıklarını bilmeden, onları tanımadan etmeden, haklarında en ufak bir fikre sahip olmadan yargılamak çok aşağılık bir şeydir.
o her "babamdan nefret ediyorum" cümlesini duyduklarında, "bunu söyleyen kesin ergendir" yaklaşımınız beni deli ediyor. yaşamadan bilemezsiniz. kusura bakmayın ama bunu diyebilen, böyle hassas bir konuya böylesi dandik bir yaklaşımla gelen "şu hayatta kayda değer bir bok yaşamamıştır" Benim gözümde. bu da böyle bilinsin.
merhaba baba.
henüz bir gün oldu ama yine de özledim seni.
babalar özlemek içindir zaten.
insan sevdiğini özler.
seni seviyorum baba. sen bi yarım saatten sonra uyursun, iyi geceler.
çocukluğumda merdivenlerde ayak seslerini duyduğumuz anda annemin uyarılarıyla beraber kardeşimle odamıza kaçardık. sen rahatsız oluyorsun diye senden önce yemek yer, asla sofraya seninle oturmazdık. asla izlediğin televizyonun önünden geçmedik. evciliklerimiz hiçbir zaman şenlikli olmadı. hep kısık sesle oyun oynadık. başın ağrımasın diye sevdiğimiz şarkıları bangır bangır dinleyemedik. hep annemize çattık, çıkıştık. koltuğunu cama doğru çevirdin kimi zaman. ne annemle ne de bizimle muhattap olmak istemedin. hiç ses etmedik. hiçbir zaman harçlık isteyemedik. hayatımda bir kere para istemeye kalktım kavga çıktı aramızda. liseli, gencecik bir kızdım, arkadaşlarla eğlenmeye gidemedim o gün. kodaman amcalarım sana eziyet ettiğimizi düşünerek bizimle iletişimi kesti. babaannem elini öpmeye gittiğimizde suratını astı hep. ne suç işledik de böyle oldu? bizi hiç dövmedin biliyorum ama bakışlarınla yarattığın şiddeti tahmin bile edemezsin.
şimdi kocaman kadın oldum 3 yıldır evliyim, yakında bir bebeğim olacak. yaşadığım evi hiç ziyaret etmedin. şimdilerde sadece ayda yılda bir telefonda konuşuyoruz seninle. ama asla yaşadıklarım karşısındaki hislerimden bahsetmedim. bahsetsem ne olacak? anlamayacaksın ki. bizi yine de sevdiğini biliyorum. senin durumunu da biliyorum. anneni kaybettin. onu hayallerinde yaşatmaya çalışıyorsun. şimdi bir deri bir kemik kaldın. her şey değişiyor. kimse durduğu yerde durmuyor. ya mezara gidiyor, ya da rüzgar sürüklüyor oraya buraya. ama anılarımız hep bizimle. bunu annenin ölmesiyle beraber keşfettiğinden beri bize olan tavrını yumuşattığın için teşekkür ederim yine de sana.
doktora gitmeyi hep reddettiğin için hiçbir zaman şizofren teşhisi konulmadı ama ben öyle olduğunu biliyorum ya da ona benzer bir hastalığın olduğunu. bu yüzden çok sıkıntı çektiğini de biliyorum. ama biz de çektik işte.
torununu görmeye gel(e)meyeceğini biliyorum. olsun zamanı gelince getireceğim sana. her şeye rağmen et yine tırnaktan ayrılmadı bak!
insanın sevdiğinin yüzüne söylemediklerini herkese duyurması ne kadar acı. asıl problem sevdiklerinizin burada yüzlerce kişinin okuduğu güzel yazılardan bi haber olmasıdır.