1 yıl sonra kaymakam olacak bir oğlun var baba. Ama sen hala ona sert ifadelerle bakıyorsun.. gözlerini ondan kaçırdığın zamanlar oluyor!! Ne yaptım ben sana baba!! Anneme bağırıp çağırdığın zaman sana karşı durmasa mıydım? Kadıncağaza çıkıştığın zaman otursa mıydım yerimde!!! Yakışır mıydı delikanlıya baba? Sana karşı en ufak bir terbiyesizliğim olmadı.. sinirlendiğim zamanlarda bile yüzümü çevirip gittiğimi en iyi sen biliyorsun.. şimdi ne oldu da aramıza nifak tohumları girdi baba!! Sen ki bana hukuku sevdiren, kuran kursa gönderen tek dayanaklarımdandın.. hala da öylesin gerçi.. sen ki bana boksu sevdirdin. 2 yıl senin bana aşıladığın boks sevgisi yüzünden boksa gittim.. dayak bile yediğim zamanlar oldu.. peki pişman mıyım yine hayır baba!! Oğlun 1 ya da 2 yıl sonra kaymakam olacak baba.. kimin sayesinde ? tabii ki de senin..
Her ne kadar sana kızdığım, seninde bana kızdığın zamnlar olmuş olsa da seni çok seviyorum baba iyi ki varsın evimizin direği..
iyisin hoşsunda bazen şu gereksiz ve ani parlamaların yok mu işte ozaman senden nefret ediyorum. Sonra sen yatışınca bende unutuyorum herşeyi. Bu hep böyle mi devam edecek?
Bu kadar erken bizi bırakıp gitmek zorunda mıydın? Gitmeseydin olmaz mıydı? Biliyorum elinde olsa hiç gitmezdin ama özlüyorum işte. Bir daha seni göremeyecek olmak inan çok zor bir şey.
işyerime gelip saçlarıma bakıp byu saçlara müdürlerin birşey demiyor mu dedin ya.
aslında normal gelir bu cümleler başkalarına
ama
ilkokulda "öğretmenin"
lisede "müdürün"
üniversitede "hocaların" birşey demiyor mu diyene kadar
-oğlum saçlarının uzun olması seni mutlu mu ediyor
deseydin sadece.
seni hayal kırıklığına uğratmamak için uğraşıyorum. okul bitiyor işte seneye. sen ne sevinmiştin kazandığımda. ama mezuniyetimi göremeyeceksin. ama yanımda olacaksın bir şekilde bence. belki de öylesin şu anda da bilmiyorum. uğraşıyorum işte baba insanları kırmamak için, elinden tuttuğum kimseyi bırakmamak için, iyi bir adam olmak için... senin oğlun böyleydi böyle de kalsın diye uğraşıyorum. ha kafama esiyor arada diyorum ki sat gitsin her şeyi sıfırdan yüksüz başla umrunda olmasın hiçbir şey. ama olmuyor, çünkü ben senin oğlunum. bilirsin benim kalbim çoğu kez aklımdan önceliklidir ve pişman olmadım hiç bunun için.
dayanıyorum işte ihtiyar. sen de olsaydın iyiydi de elimde değil seni getirmek. yakında görüşmek üzere, hoşça kal.
niye böyle.
niye böyle baba.
niye bu kadar soğuk olmak zorundaydık.
aynı evin içinde,
üstelik hiç bir sorun yokken,
niye bu kadar soğuk olmak zorundaydık.
niye böyle.
niye böyle baba.
niye sadece sen cumaya giderken,
tokalaşmak zorundaydık
niye sadece cumaları beklemek zorundayız baba.
bizi böyle yapan çerkes adetlerine lanet olsun.
babanın yanında utanmayı, konuşmayı öğreten adetlere.
hiç sorun yok baba. kavga gürültü yok evde.
niye baba niye sarılamıyoruz birbirimize
niye utanıyorum bu kadar baba.
niye balık tutmaya gidemedik
maça gidip küfür etmedik baba
seni seviyorum diyemedik baba.
söylemesi bile insanın içine bir güven, huzur verir. "baba". her şey gibi onun da kıymetini kaybedince anlarsınız. benim şansım ve ümidim ise geri gelecek olması. ama ne olursa olsun, özledim be. 6 ay oldu, sadece bir kez görebildim. tek tük de sesini duydum işte. yetmiyor. tartışmalarımızı bile özledim diyeyim sen anla durumun vehametini.
bu gece ilk sahur, bizim için ilk sahur hep daha güzel olurdu. belki bana öyle gelirdi bilmiyorum. tek başıma sahur yaptım bugün ve o gecelerin güzellikleri canlandı gözümün önünde. onları da özledim. sahura kadar sohbet ettiğimiz olurdu, dinden konuşurduk. ramazan sonuçta, günün anlam ve önemine uyuyoruz. yeri gelir beraber küfrederdik yobazlara. şu televizyondaki zırlak herifi dinleyip kızardık beraber.
Babam 16 yaşına kadar deniz görmemiş bir çocukluk bıraktı bana.. kırık bir "Pinokyo" bisikletten gizlice bakarak kontra "BMX" bisikletlere özenmek sonra.. Ekmeğe hep ben gittim, eve gelirken almayı unuttuğu sigarasını market raflarında aramaya da, Ki cins bir marka sigara içerdi babam, bulmadan dönemezdim.. Tüm sınavlara yalnız gider, yalnız dönerdim; sıkı yönetim altında yaşayan annemin "sen yaparsın" okşayışları olurdu sadece sırtımda.. Her zaman da babamın sınava gireceğim okullarda önceden keşif yapmadığı içindir, iki saat erken giderdim, adres sora sora.. Akşam ezanından sonra dinler, periler fink atardı bizim mahallede. Babam yalan mı söyleyecek ? Çıkmazdık top oynamaya, misket yuvarlamaya.. Babam 16 yaşına kadar deniz görmemiş bir çocukluk bıraktı bana.. Yüzmeyi bilmem bu yüzden. Hiç babamın kollarında yatay durumda su yutmadım ben herhangi bir denizden, çocukken. Kullanılmış kitaplardan bana ait olmayan notlar ezberler altını çizmediğim halde kullanılmış orjinalinde altı çizik cümlelerle fikirler bilirdim inceden.. Pijamayla girdiğim beden eğitimi derslerinde rezil olurdu babamın vurdumduymazlığı, oralı olmazdı bir süre sonra görüntü alışkanları. Gerektiği kadar görmezden gelinirdi yanaklarımın mesken tutmuş kırmızılığı çuvaldızla ayakkabı dikilmeyi abartırdı yırtıklarım.. Yeni modeller üretirdi annem dike dike ayakkabılarımı.. Tabanları için yapabileceği pek fazla birşey yoktu da, iklimin ibne ılımanlığına kızmak gelirdi hep dışımdan.. Yağmuruda pek sevmem bu gibi sebeblerden.. Uzak uzak okullarda okumak istemediğimi söylesemde, duyamıyacak kadar dibimde olurdu babam.. Yürüye yürüye, okul yollarında bıraktım çocukluğumun yarısını bu yüzden.. Kahvenin önünden geçmem için yalvarırdı bazen yorgunluğum.. Yorgunluğum yüzünden yolu kısaltma zorundalığım, çağıran sesi hep görürdü beni geçerken. Giderdim mecbur.. Kulağımı uzatırdı saçma sapan bir gözünün üzerine kaş var meselesi yüzünden.. Bazen kafamla birleştiği yerden yırtılır kanardı kulağım.. Ama canım, annemin içi kadar acımazdı hiç.. 16 yaşının sonunda denizi görüp görmeyeceğime pişman oldum bir gün. Eşşek derisidir babamın kemeri, milim milim bir çocukluğum.. Babamı kaybettim ben, üç ay önce hiç girmediği aramızdan ayrıldı, nasıl oluyorsa.. Şimdi mezarına gidip gidip çiçeklerini, otlarını suluyorum, bildiğim bir kaç duayı ediyorum, bilmediklerimin üzerine basmıyorum.. Babamı hiç kazanamadığım kadar kazandım şimdilerde, ölüp gerçekten benimle olduğu için kime minnet duymalıyım bilmiyorum.. Tüm bağışlamalarımın ipini çözdüm, babamın ruhuna hediye ediyorum.. Ve sanırım herşeye rağmen onu çok özlüyorum..
babacığım, burda yazılanları okuyupta iyi ki senin gibi bir babam var diyebiliyorum ya çok şükürler olsun. onca neler atlattık, neler yaşadık, asla gocunmadık...
Biliyorum ki sana birşey olsa Allah korusun çok canım yanacak çaresiz kalacağım. Peki neden baba? Neden vurdumduymazsın? Neden önem vermiyorsun karşındakine? Neden her fırsatta küçük görüyor bağırıp çağırıyorsun? Neden bir arkadaş gibi olamıyoruz? Neden güvenemiyorsun bana?
son zamanlarda oldukça hızlı kirletilen bir otorite olmaya başladı sanırım.
insanların görüşlerine okuduğumda ne yalan söyleyeyim çoğunun ilgi çekmek isteyen ergenler olduğunu düşünüyorum. durun hemen vurmayın açıkyabilirim, olum açıklayacam diyom ya alla allaa...
şimdi burada yazan insanlar gerek bilgi vermek için gerek eğlenmek için çok nadir olarak da içlerini dökmek için yazıyorlar ki bununda büyük bir çoğunluğunun sevgili tandanslı olduğunu görüyoruz.
baba gibi bir merfumu silebilmek için çok büyük olaylar kopmuş olması gerekir tıpkı yukarıda anlatılanların bazıları gibi. (tekrar söylüyorum, inanmıyorum belkide inanmak istemiyorum, bilemiyorum)
ama içlerinde amerikan filmlerinden fırlamış replik örnekleri var ki bi siktirin gidin dememek için insan kendini zor tutuyor.
_______________________________________________________________________________________________________________________
şimdi ben tam bu entry yazarken, yukarıda entry yazmış ve nispeten eletirmeye çalıştığım yazarlardan biri olayın gerçekleğini yeniden gözlerimin önüne serdi.
diyecek çok şeyim vardı oysa...
allah ıslah etsin demekten başka hepsi terketti...