gerçekleri yüzüne vurduğum günden beri benim yüzüme bakamayışının geçici bir dönem olmasını diliyorum,
her kız çocuğunun, babasıyla zaman geçirmeye ihtiyacı vardır.
yalvarırım babacım, bari bu yaz ağzıma sıçma! Önceki yazlar sorumluluk sınavlarımı bahane ettin, tüm yazımı kitap başında geçirdim. peki, ne oldu? Yine derslerden kaldım. Ama... Son sene 4 dersi bir haftada verdim, yıllar sonra teşekkür aldım, hatta onur belgesi bile aldım, lys de bitti... Bırak da bu yaz yatayım, kafa dinleyeyim. Akdeniz'e filan gitmek istemiyorum ki sadece sabahtan akşama kadar bilgisayarımın başında durmak istiyorum. Söz veriyorum, yemek hazır olunca mutfağa hemen geleceğim. Ellerinden öperim, hürmetler...
sabahtan aksama kadar haber izliyorsun. bende sayende her cinsdasimin yaptigi gibi kadin programlari ve cesitli sacma sapan diziler izliyecegime ancak haber izler oldu.
keşke gerçek bir baba olabilseydin. bizimle ilgilenseydin. verdiğin sözü tutsaydın. yaz tatillerinde tatile filan götürseydin mesela. tek başına tatil yapmak sıkıcı gelmiyor mu sana? gerçi arkadaşlarınla eğleniyorsundur şimdi sen. iyi eğlenceler sana. annemlerle klimayı açıp, meyve suyu yudumluyoruz biz işte. her zamanki gibi yani. görüşürüz.
Ah babacığım, seninle içmek çok güzel ben de çok keyif alıyorum lakin bira sigarasız gitmiyor. Ve sen tabi nerden bileceksin sigara içtiğimi . Sigarayı zamanında bıraktırmasaydım sana onu da söylerdim üzgünüm benim hatam .
her zaman haklı olamazsın kabullen artık.
halamdan ve amcamdan hoşlanmıyorum.. iyi anlaşmamız için zorlama beni.
ben arkadaşlarıma babam çok anlayışlıdır diyorum. olmadık yerde saçma sapan sorunlar çıkarma bana..
sizi bazen çok üzdüğümün farkındayım ama elden bi şey gelmiyor işte. özür dilerim...
dinin imanın para demi lan. ne babalık duygusu var sen de ne de arkadaşlık. hani hep diyorsun ya biz arkadaşız senle sana diyeceğim tek şey var şimdi siktir git! inan hayatımda hiç kimse sinirlendirmedi beni bu kadar. ne yapmaya çalışıyorsun bir anlasam. daha 21 yaşındayım göt ne bekliyosun ki benden. ama o dediğin lafları unutmayacağım sana yemin olsun unutmayacağım !
"sana ben mi bakacağım ? "
" ne zaman sırtımdan ineceksin"
" para istiyosan git de çalış"
Sanki çalışmadık göt ! 5 bin tl verdiğimde nasıl da parladı gözbebeklerinin için ama var ya adam değilmişsin. senin dinin imanın kitabın paraymış. yanlış anlamışız kusra bakma. bundan sonra bana baba gibi davranmaya çalışma çok komik oluyorsun. çünkü ben sana bir evlat gibi davranmayacağım.
biliyorum tüm bunları sana yazmam çok aptalca ama tüm hayatım boyunca beni senden başka anlayan olmadı. bu aptalca mektubuda senden başka anlayacak kimsenin olmayacağını biliyorum. beni mutlu etmek için bir babanın yapabileceğinden çok daha fazlasını yaptığını biliyorum ama mutsuz çocukluğumun yanında annemin hayata erken vedasıda hayatımın tek mutluluk gayesini ortadan kaldırdığını sende biliyorsun.
şimdilerde içine düşmüş olduğum umutsuz bir aşk şu gencecik yaşımda beni artık hayattan hiç bir beklentisi kalmamış bir insan haline dönüştürdü. son anda balkona çıkıp yapmak istediğim şeyden beni vaz geçirecek bir umut ışığı kalbimde doğmazsa gömleğimin cebinde en ululardan daha ulu sözlüğe giriş için kullandığım nickimin ismini ve onun şifresini bırakmış olacağım. asla senden başka hiç kimsenin giremeyeceği bir kaç taslak bırakıyorum.
mutluluğa çok yaklaştığımı düşündüğüm bir anda bir paçavra gibi atılmış benim için herkesin birgün geçeceği kapıdan geçmek vakti çoktan gelmişti.
lütfen neden diye sorma...
bir kız için değer miydi deme lütfen...
annemle seni bekliyor olacağım,
bunu yaptığım için beni affet...
bugün bankadan aradılar. bıçak kemiğe dayandı, öde diyorlar. haliyle aklıma düştün. çünkü bu borç senin yüzünden. hani 3 yıl önce hastaneye yatman gerekiyordu. ama bağkur borcun olduğu için benim sigortamdan yararlanamıyordun. hastaneye yatmazsan ölecektin. bağ kur borcunu sıfırlamak için para lazımdı. ben bulmuştum ya hani, o borç bu. 3 yıldır bir ödedim bir ödemedim. bir ödemedim iki ödemedim. sonra bir daha hiç ödemedim. durum bu.
sonra aklıma neden sigortasız olduğun geldi. hani komşumuz sana sigortalı iş bulmuştu. sende "ben kimsenin emri altında çalışamam" deyip kabul etmemiştin. üstelik o dönem ben 14 yaşındaydım, ablam 16. çalışıyorduk ikimizde ve emri altında olmaktan ziyade itin götüne girip çıkıyorduk. onu hatırladım..
yine hastaneye düşmüşsün. diyaliz makinesindeymişsin. hatta ölecekmişsin ama ölemiyormuşsun.
beni görmek istiyormuşsun. ablama kardeşime beni soruyormuşsun. kusura bakma baba, beni bir daha göremeyeceksin..
çünkü ben, "artık size bakmak istemiyorum, sıkıldım. başınızın çaresine bakın.." dediğin gece yemin ettim..
yemin ettim baba, evlensem düğünüme, ölsem cenazeme gelemeyeceksin. beni bir daha görmeyeceksin baba..
kendimi durdurmak istedim ama olmadı, hep geriye hep geriye gittim..
bir sürü birbirinden alakasız şeyle geldi aklıma..
kahvaltı yapıyordun. annem de salondaydı.. ben yoktum, nerdeyim bilmiyorum..ama sizi duyuyordum. konu nerden açılmıştı bilmiyorum. annem sana "kahvaltı yapacak parası bile yok" demişti. sen de "yapmasın o zaman" demiştin.. benim için.
çalışıyordum ben baba. hem okuyor hem çalışıyordum ama sen bana kahvaltıyı çok görüyordun. o yüzden beni bir daha göremeyeceksin baba.
geçenlerde annem doktora gitti. ak ciğerlerinde iltihap varmış. sonra ben yine hatırladım. annem çok kötü öksürüyordu. nefes alamıyordu. sen de onu yataktan kovmuştun, doktora götürmek yerine. "git başka yerde öksür" demiştin. ev küçüktü baba, duyuyorduk biz hepsini.. bunu da hatırladım..
daha çok şey hatırladım ama bunlar senin için önemli değil, biliyorum.
sana hastanede çocukların nerde diye sorduklarında, "ben onları terk ettim. bir başlarına bıraktım. bir daha da aramadım ne yaptılar ne ettiler diye. annelerini boşadım, onları da boşadım. zaten ben onlara babalık etmemiştim. kendileri çalışıyorlardı, ben onları aç bırakıyordum. eve ekmek almıyordum çünkü zaten eve tok geliyordum. ortancası okumak istedi, okula göndermedim. annelerini dövdüm hep. büyüdüklerinde dövdürtmediler gerçi ama ben uzun bir süre dövdüm. eve ekmek getirmedim. ceplerine harçlık koymadım. 3 yıl önce hastaneye yattım. gece gündüz başımda beklediler. kötülük ettim hep onlara ama onlar beni yalnız koymadılar. gece fenalaştım, doktora götürdüler. ertesi gün yine de işlerine gittiler. kendi başlarına doydular, kendi başlarına okudular. benim bütün şerefsizliğime rağmen bana hiç saygısızlık etmediler. sonra ben sıkıldım onları terk ettim. aç kalmışlar, soğukta kalmışlar. bense o sırada para biriktirdim ama yine de kendim yedim. şimdi burda olmamaları benim kabahatim", diyebiliyor musun baba?
son bir kaç gündür geçen 25 yılımı sorguluyorum. bütün berbatlığın yolu sana çıkıyor baba. hepsi senin yüzündenmiş.
şimdi ölüyormuşsun, beni istiyormuşsun. kusura bakma baba, ben küçücük bir çocukken, çalışırken, soktukları itin götünden çıkamadım baba, gelemem..
Yıllar sonra gelen saçma edit: bu entry'den 15 ay sonra, bir kurban bayramı sabahında öldü babam. ben evlendikten iki hafta sonra. Ne o düğünüme geldi ne ben cenazesine gittim. Pişman değilim.